50+1 ile ilgili son dakika açıklaması: TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş'tan açıklama geldi: Revizyonlar yapılabilir esas olan...
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 50+1 sistemiyle ilgili yaptığı çıkışın tartışması sürerken, MHP Genel Başkanı Devlet bahçeli ise partisinin grup toplantısında yaptığı açıklamada sistemin devamından yana olduğunu açıklamıştı. Bir son dakika haberi ise TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş'tan geldi: Revizyonlar yapılabilir, esas olan, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nden geri dönüş yoktur.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Almanya dönüşü uçakta gazetecilerin sorularını yanıtlamış ve Cumhurbaşkanlığı seçimindeki yüzde 50+1 sistemiyle ilgili olarak, "50+1 şartının değişmesi konusunda aynı fikirdeyim, isabetli olur. Çoğunluğu alan adayın seçilmesi usulüne geçilmesi halinde Cumhurbaşkanlığı seçimi de seri olur, uğraştırmaz ve yanlış yollara da sevk etmez. Mevcutta 50+1 mecburiyeti partileri yanlış yollara sevk ediyor. Kimin eli, kimin cebinde belli değil. Yok altılı, yok on altılı masa… Bundan sonra kim bilir daha neler çıkar? Ama oy sayısı itibarıyla “en fazla oyu alan aday seçilir” denildiği zaman seçim hızlıca tamamlanır." demişti.
BAHÇELİ KARŞI ÇIKMIŞTI
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli de grup toplantısında bu çıkışı değerlendirmiş ve sistemin devamından yana olduklarını açıklamıştı.
Bahçeli şu ifadeleri kullanmıştı: Milli iradenin takdiriyle kabul edilen Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne gölge düşürmek milletimize saldırıdır. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi işi bitince buruşturulup bir köşeye atılacak tek kullanımlık konjonktürle reçete hiç değildir.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, Türk milletinin huzur ve barış iradesinin temel harcıdır. Aksayan yönler varsa mutabakatla düzeltilmelidir. Cumhurbaşkanımız Almanya'dan dönerken yeni sistemin ana omurgası olan yüzde 50+1 ile ilgili açıklamalar yapmıştı. Cumhurbaşkanımızın tespit ve değerlendirmeleri tutarlı ve anlamlıdır. Bizim geçmişten bugüne kadar yaptığımız açıklamalar bellidir ve hiç değişme göstermemiştir. Dikkat buyurunuz milletvekili belediye başkanı seçmiyoruz muhtar seçmiyoruz! Cumhurbaşkanını seçiyoruz. Bizim görüşümüz bellidir, hiç değişme göstermemiştir. MHP olarak dün ne demişsek bugün de aynı görüşteyiz.
NUMAN KURTULMUŞ'TAN AÇIKLAMA GELDİ
Bu tartışmalar sürerken Kurtulmuş, Endonezya ziyareti dönüşü uçakta gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu, gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Cumhurbaşkanı seçiminde uygulanan yüzde 50+1 şartına ve bu konudaki tartışmalara ilişkin soru üzerine Kurtulmuş, Türkiye'de değişenin başbakanlık sistemi olduğunu, daha önce seçimlerden sonra başbakanın parlamentodaki çoğunluğa göre belirlendiğini anlattı.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'yle cumhurbaşkanının halk tarafından seçildiğini hatırlatan Kurtulmuş, cumhurbaşkanının geçmiş dönemde başbakanın kullandığı yetkilerin hemen hemen tamamını kullandığını aktardı.
Başbakanlık sisteminden Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne geçildiğini belirten Kurtulmuş, şöyle devam etti:
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin kendi içerisinde, bu beş yıllık uygulamalar çerçevesinde revizyonlar yapılabilir. Tabii ki esas olan, Türkiye'de Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nden geri dönüş yoktur. Milletimiz üç seçimde de Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ni onaylamış, hem Anayasa'da hem de iki kez Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ni dile getiren Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı seçerek bunu onaylamıştır. Zaten öyle zannediyorum ki 'Tekrar parlamenter sisteme dönelim' talebi yakın vadede gündeme gelmeyecektir. Ama nihayetinde sisteme dair meseleleri tek tek konuşmak yerine önümüzdeki dönemde yapmayı ümit ettiğimiz, bütün partilerden de olumlu katkı sağlamasını beklediğimiz, yeni anayasa çerçevesinde tartışılmasını daha doğru buluyorum.
YENİ ORAN VERMEDİ
Asıl olan, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin Türkiye'nin geleceğinde sürdürülebilirliğinin ve etkinliğinin sağlanmasıdır. Türkiye'nin artık hakikaten 12 Eylül Anayasası'nın ruhundan, prangalarından kurtulması lazım. Bunun için de iyi niyetle samimiyetle herkesin eteklerindeki taşı dökerek yeni anayasa sürecine katkıda bulunması gerekir.
"Yüzde 50+1 değil de yüzde 40 gibi oranlar telaffuz edilmişti. Sizce burada bir oran telaffuz edilmeli mi?" sorusuna Kurtulmuş, "Ben bir oran telaffuzunu şu aşamada doğru bulmuyorum. Dediğim gibi bu konunun da münferit bir konu olarak ele alınmasını doğru bulmam. Bu konunun, bir anayasa değişikliği kapsamında tartışılabilecek bir konu olduğunu düşünüyorum." yanıtını verdi.
'PARTİLERİN ANAYASASI OLMAZ'
Siyasi partilere yaptığı ziyaretler hatırlatılarak, anayasa konusunda muhalefet partilerinden olumlu bir yaklaşım görüp görmediğinin sorulması üzerine Kurtulmuş, ziyaretlerinin iadeiziyaret kapsamında olduğunu söyledi.
Partilerin farklı fikirleri olabileceğini, münakaşa edebileceğini, uzlaşamayabileceğini dile getiren Kurtulmuş, partilerin hem ikili hem de çok taraflı olarak, meselelerini konuşabilecekleri uygar ve olumlu zeminler oluşturulması gerektiğini vurguladı. Numan Kurtulmuş, gayelerinin, Meclis'te bu ortamın oluşturulabilmesi için iyi niyetli bir çabanın ortaya konulması olduğunu ifade etti.
TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, şu değerlendirmede bulundu:
"Doğru zemin ve doğru yöntemlerle konuları ele almak zorundayız. Nihayetinde anayasa çalışması öncelikle Meclis'in bir aritmetik meselesidir, yani bir aritmetiği bulmak durumundasınız. Ama bundan daha önemlisi partilerin anayasası olmaz, milletin anayasası olur. Yapacağımız anayasayı, milletin anayasası olacak şekilde, yani toplumun büyük çoğunluğunun kabul edeceği ittifakla, konsensüsle çıkarmamız lazım. Bunun için de partiler arasında iyi niyetli bir tartışma zeminin oluşmasına gayret sarf etmeliyiz. Başarabileceğimizi ümit ediyorum."
50+1 TARTIŞMALARI
Yüzde 50+1 tartışmalarına yönelik CHP Genel Başkanı Özgür Özel ile MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin açıklamaları anımsatılarak, "Bu Cumhur İttifakı'nda bir sıkıntıya yol açabilecek süreci aralar mı?" sorusu üzerine Kurtulmuş, şunları ifade etti:
Hayır açmaz. Başından itibaren Cumhur İttifakı'nı oluşturan AK Parti ile MHP arasında ve özelikle Sayın Cumhurbaşkanı'mız ve Sayın Bahçeli arasında karşılıklı saygıya dayalı fevkalade nitelikli bir diyaloğun sürdürüldüğünü görüyoruz.
Bizim baştan beri söylediğimiz; bir pazarlık ittifakı değil, bir ilke ittifakı olarak bugünlere gelindi. Dolayısıyla bunu bir koalisyon, bir pazarlıkların ittifakı, bir al-ver meselesi olarak değil, Türkiye'nin milli meselelerinde, hemen hemen ana meselelerinin tamamına yakınında ortak fikirlere sahip olan iki farklı partinin ittifakı olarak görmemiz lazım.
Hiçbir zaman bir koalisyon tabiri kullanılmadı, hiçbir zaman bir koalisyon algısı, anlayışı içerisinde hareket edilmedi. Bu anlamda tabii ki iki farklı parti, tabii ki bazı konularda öncelikleri farklı olabilir. Ama sonuçta milli meselelerde bugüne kadar hep karşılıklı müzakerelerle görüşerek, konuşarak, mutabık kalınarak bu noktaya kadar gelindi. Ben bir sıkıntı, bir sorun olacağını zannetmiyorum.