4N1K İlk Aşk'ın yeni sezondaki adı ne olacak, dizi ne zaman başlıyor? Başrol oyuncuları Medyatava'ya konuştu!

FOX'un fenomen dizisi "4N1K İlk Aşk", yeni sezonda kanalın dijital platformu FOXplay'de olacak. Peki yeni bölümlerde neler yaşanacak? Dizinin başrol oyuncuları Medyatava'dan Canan Kaya'ya anlattı...

Büşra Yılmaz’ın aynı ismi taşıyan kitabından 2017 yılında Fabrika Yapım imzasıyla sinemaya uyarlanan ve 1 yıl sonra da hem devam filmi, hem de dizi olarak karşımıza çıkan 4N1K, her geçen gün fenomen olma özelliğini artırıyor.



Yapımcılığını Fabrika Yapım'ın üstlendiği ve FOX ekranlarında 4N1K İlk Aşk adıyla yayınlanan dizi, geçtiğimiz eylül ayında iddialı bir sezon finali yapmıştı. Şubat ayında ikinci sezonuyla bu kez FOXplay’de izleyicilerin karşısına çıkacak olan dizinin başrol oyuncularıyla, hem yeni sezonda karşılaşacağımız sürprizleri, hem de sosyal yaşamlarını konuştuk. Bu arada dizinin yeni adı da "4N1K Yeni Başlangıçlar" olacak...



İşte, Gözde Mutluer, Atakan Hoşgören, Burak Yörük, Cihan Şimşek, Sina Özer, Cemrehan Karakaş, Berke Bük ve dizinin yeni oyuncusu Gökçen Gökçebağ’ın açıklamaları…







Canan Kaya / Medyatava



canankaya@medyatava.com





Sezon finalini çok heyecanlı bir bölümle yaptınız. Ali de Barış da aşkını itiraf etti Yaprak’a… Peki yeni sezonda neler olacak? Yaprak Ali’yi mi, yoksa Barış’ı mı seçecek?



Gözde Mutluer (Yaprak): Yaprak hep kafası karışık bir karakter zaten. Dolayısıyla ne yapacağını kestirmek güç. Her şey olmuş olabilir. Çünkü birazcık zaman aşımıyla başlayacağız. Daha çok çetenin üniversite hayatını göstereceğiz.





Sürprizleriniz olacak yani…



Gözde: Asıl sürprizler de orada zaten… O yüzden bir şey söyleyemiyorum. (Gülüyor)





Atakan, sen tüm cesaretini toplayıp Yaprak’a olan duygularını açıkladın. Yeni bölümlerde de ön planda seni mi göreceğiz, yoksa biraz daha geri planda mı kalacaksın?



Atakan Hoşgören (Ali): Ali biraz daha rahat olacak…



Burak sen ne diyorsun bu duruma?



Burak Yörük (Barış): Yaprak ve Barış yakınlaşacak mı söyleyemem ama çok sürprizli bir sezon bekliyor sizi.





Barış ne gibi sürprizler yapacak peki?



Burak: Yeni sezonda çok daha olgun ve çok daha sıcakkanlı olacak Barış…



Dizinin kitap kadar fenomen haline geleceğini tahmin etmiş miydin? İlgiden memnun musun?



Burak: Kitap, dizi ve filmden önce kendi başına bir fenomendi. Biz de başlarken, gençlerin özellikle Büşra Yılmaz’a ve kitaba olan sadakatini gözlemliyorduk ama bu kadarını bekliyor muydum, tabii ki hayır.



Diziyle birlikte senin hayatında neler değişti Cihan?



Cihan Şimşek (Sinan): Çevremi ve etrafımdaki insanları daha iyi analiz etme şansım olduğunu fark ettim. İyi dostlarımı artık daha iyi ayırt edebiliyorum. 





*Cihan Şimşek, röportajımızı yaptığımız tarihte askerde olduğundan sorularımızı e-mail yoluyla cevapladı.



Sinan'la benzer yönlerin var mı?



Cihan: Sinan sabırlı bir karakter, bense sabırsız biriyim. Bir an önce her şey olsun bitsin isterim. Ayrıca kendine iyi bakması, kalıcı dostluklar edinebilmesi konularında oldukça yakınız. (Gülüyor)



En zorlandığın veya güldüğün sahne hangisiydi?



Cihan: Her sahnede eğlenip gülüyoruz ama ilk aklıma gelen sahne kaçıncı bölüm tam hatırlamıyorum ama Tabu oynadığımız sahne oldu. çekimleri biraz uzun sürmüştü. (Gülüyor)



Askerlik nasıl gidiyor? Ne zaman dönüyorsun?



Cihan: 25 Ocak’ta geliyorum az kaldı. (Gülüyor) Bu soruya çok uzun bir cevap vermek isterdim ama o zaman bir kaç sayfa sürerdi. (Gülüyor) Kısa bir zaman içinde bu kadar anıyı nasıl sığdırdım bilemiyorum ama gayet güzel geçiyor. Cem Yılmaz’ın askerlik anılarını hepimiz biliyoruz. Onun kadar olmasa da ona bir hayli yakın askerlik geçirdiğimi söyleyebilirim. İyi dostluklar elde ettim, birbirinden değerli komutanlar tanıdım, anılarını dinledim ve dinledikçe de vatanımızın kimlere emanet olduğunu daha iyi anladım. Çoğu şeyi anlatamam ama şunu gerçekten iyi anladım: Bu ülkenin böyle askerleri oldukça, sırtı yere gelmez. Son olarak Ezine 3. Jandarma Eğitim Tabur Komutanlığı’na bana hiçbir zaman unutamayacağım anıları yaşattığı için teşekkür ediyorum.



Peki Sina’ya soralım biraz da… Seni ilk olarak Vine uygulamasıyla tanıdık. Sonra 4N1K ile daha geniş kitlelerce tanınma imkanın oldu? Peki bu dizi başka hangi kazanımlar getirdi sana?



Sina Özer (Gökhan): Vine videolarından sonra reklam ve birkaç dizi tecrübem oldu. Ardından da 4N1K projesine dahil oldum. Aslında bu sektöre girmemi sağlayan da Hamdi Alkan hocamdı. Kızı Zeynep ile TED İstanbul Koleji’nden tanışıyorduk. O vesileyle oyunculuk maceram başlamış oldu. Aslında reklamcılık okuyordum ve reklamcı olmak istiyordum ama bu işler ağır bastı ve sevmeye başladım.





Şu an reklamcılık pek yok kafanda anladığım kadarıyla…



Sina: Aslında bir köşesinde duruyor aklımın… Hayatımda da birçok noktada işime yarıyor. Lisede tiyatro yapıyordum ben. O yüzden ilgim vardı oyunculuğa. Ama hiç böyle tasarlamamıştım. Hayat beni biraz oraya götürdü.



Biraz olgun birisin galiba… Kaç yaşındasın?



Sina: 23 yaşındayım.



Çok olgun cümleler kurmuyor mu arkadaşlar?



Atakan: Kesinlikle…



Berke Bük: Gerçekten öyle…



Cemrehan Karakaş: Maşallahı var…. (Alkışlamalar ve gülüşmeler)



Karşımda 23 yaşında değil de gayet görmüş geçirmiş olgun bir insan var…



Sina: Bunu ben söylersem olmaz şimdi… (Gülüşmeler)



Sosyal yaşamında nasıl birisin?



Sina: Gökhan karakterinin çok zıttı biriyim aslında. O çok fevri, kıskanç ve olayları büyüten biri. Ben daha sakinim.



Peki zıt bir karakteri canlandırmak zorladı mı seni?



Sina: Çok daha eğlenceli oldu. Çünkü kendin olanı canlandırdığında bütün gün yaptığından farklı bir şey yapmıyorsun. Sevmek zorunda değilsin ama empati kurabiliyorsun o karakterle.



Gökhan’ı seviyor musun?



Sina: Gökhan’ı canlandırmayı seviyorum. Ama onun gibi bir arkadaşım olsaydı çok yorulurdum. Çok zor arkadaşlık kurardım öyle biriyle.



O zaman Cemrehan’a dönüyorum hemen… Çok geçmiş olsun dizini sakatlamışsın sanırım.



Cemrehan Karakaş (Oğuz): Çok teşekkür ederim.



4N1K serüveninden önce neler yapıyordun?



Cemrehan: Aslında ben de oyunculuğa ilk olarak Hamdi Alkan’la başlamıştım.





Hamdi Alkan'ın ne kadar büyük bir oyuncu olduğunu da bir kez daha anlamış olduk bu sayede... Herkese emeği dokunmuş.



Cemrehan: Hamdi Alkan’ı hafızamda derinlere gömmüştüm ve ilk kez 11-12 yaşlarımdayken bir araya gelmiştik. 17 yaşıma geldiğimde “Canım Babam” adlı dizide 3 bölüm oynadım. O zamanlar yönetmen olma hayalleri kuruyordum ve diziye işin mutfağını görmek için girmiştim. Yapımcımız Fatih Aksoy ise ‘Sen oyuncu olacaksın’ demişti. Ardından da 3 sezon “Umutsuz Ev Kadınları”nda Bennu Yıldırımlar’ın oğlu Kerem’i canlandırdım. Şimdi de 4N1K ile yoluma devam ediyorum.



25 yaşındasın ve fanları tarafından çok sahip çıkılan bir dizide rol alıyorsun? 4N1K neleri değiştirdi hayatında?



Cemrehan: Çalışma saatleri bakımından benim en fazla pratik yapma imkanı bulabildiğim iş oldu. O nedenle en çok şey öğreten de doğal olarak bu iş oldu benim için.



Yönetmenlik hala var mı aklında?



Cemrehan: Belki çok daha sonra.



Kamera önü mü, kamera arkası mı?



Cemrehan: (Sessizlik…. ) (Kahkahalar)



Biraz da Berke ile sohbet edelim o halde… Berke, ’ Türk televizyonlarında görmeye alışık olmadığımız bir karakteri canlandırıyorum’ demişsin bir röportajında. Bu cümleyi biraz genişletelim mi, hangi yönüyle farklılıklar sunuyor Tuna bize?



Berke Bük (Tuna): Televizyonlarda genelde karakter oluyor ama benimki için aslında tipleme diyebiliriz. Çok klasik rollere kaçılıyor ve klişe oluyor. Ama Tuna çok orijinal özellikleri olan ve oynaması da çok keyifli bir rol bence.



Daha çok Hollywood’da görebileceğimiz bir rol sanırım…



Berke: Hollywood da olabilir ama daha çok İngiliz işi diyebiliriz.





Sende de bir İngiliz havası var cidden…



Berke: O yüzden seçtiler zaten. (Gülüşmeler) Bu arada ben de dolaylı yoldan Hamdi Alkan’la başladım oyunculuğa. Oyunculuğa, Yıldız Teknik Üniversitesi’ndeyken  okulun tiyatro kulübünde başladım. O kulübün de kurucusu Hamdi Alkan’dı. Hal böyle olunca dolaylı yoldan onunla başlamış oldum.





Buradan saygılarımızı iletelim o halde kendisine… Karakterinin farklılıklarını anlatıyordun en son.



Berke: Karakterin farklılığı oynamasını çok keyifli kılıyor. Sina’nın dediği gibi farklıyı oynamak seni geliştiriyor zaten. Çünkü gerçek hayatta yapamadığım şeyleri yapabiliyorum.



Gözde: Tuna karakteri aslında izleyiciyle bütünleşmiş bir karakter. Çünkü Tuna da biraz izleyici ve eleştirel kişi konumunda. Dolayısıyla her şey daha realist bakan bir karakter diyebiliriz Tuna için. O yüzden çok komik ve eleştirisi de güzel.



Berke: Bu arada Yaprak’la ayrı bir ilişkisi de var. Sevgisini farklı bir şekilde gösteriyor ama özünde iyi bir insan ve seyircinin bunu anladığını düşünüyorum. Ama kötü gibi görünmek, kötüyü oynamak da çok keyifli.



Peki bundan sonra hep farklı karakterleri mi canlandırmayı tercih edersin?



Berke: Daha sayko roller olabilir.



Sen farklılığı bir hayli seviyorsun anladığım kadarıyla…



Sina: O kendisini oynamak istiyor. (Gülüşmeler)



Berke: Bu röportajı okuyan biri ‘Berke sayko’ diyecek şimdi.



Sina: Şakaydı, Sina şaka yaptı.



Berke: Her şakanın altında bir gerçeklik vardır galiba. (Gülüşmeler)



Cemrehan: ‘Sina deli…’ (Kahkahalar)



Ve Atakan… Senin hayatında neler değişti bu diziyle birlikte?



Atakan: Bu projeden önce bir ajansa bağlıydım ve reklam filmlerinde yer alıyordum. Aynı zamanda o dönem tiyatroyla da ilgileniyordum. Sonrasında ben, menajerim Emrah Yıldız buldu. Ardından eğitimler e başladık derken, 4N1K ile tanıştım. İlk ciddi projem olduğu için tabii ki ister istemez ‘ne oluyor’ dedim. Hayatım değişti ve böyle arkadaşlara sahip oldum. Hepsini çok seviyorum.



Belki de bunu söylemek her şeyden daha değerli… Peki çok sevilen bir projede yer alıyorsun şu an. Ancak özellikle de bizim ülkemizde bu tarz çok tutan ve uzun soluklu olan işler bir süre sonra hiç hatırlanmıyor. Sıkça karşılaşıyoruz bu durumla. 4N1K’nın gidişatıyla ilgili ne düşünüyorsunuz?



Atakan: Bu işi çok severek yapıyoruz. Özellikle de diğer gençlik dizilerine kıyasla 4N1K, hem samimi hem de farklı bir iş. O nedenle bitse dahi her zaman hatırlanacak bence.



Umarım öyle olur… Ve artık dizinin yeni sezon sürprizine, Gökçen Gökçebağ’a yöneltelim sorularımızı. ‘Ercüment’ karakteriyle dahil oluyorsunuz diziye. Kimdir Ercüment, ne gibi bir bağı olacak gençlerimizle?



Gökçen Gökçebağ (Ercüment): Tuttukları evin sahibi.



Ev tutuyorlar yani, güzel… Eee sonra?



(Kahkahalar…)





Gökçen: Spoiler verdik tüh. (Gülüyor)



Spoiler için buradayım… (Gülüyorlar)



Gökçen: Olan oldu artık… Dediğim gibi ev sahipleri Ercüment ve bir yaşlı kadınla evlenip…



(Kahkahalar)



Berke: Nasıl tanışacaklar? (Gülüşmeler)



Gökçen: Nasıl anlatayım ki şimdi… (Gülüyorlar)



Gayet iyi gidiyorsunuz… (Gülüyorlar)



Gökçen: Bir sebepten ötürü çok fazla şeker yiyen biri. Kan şekeri çok düşüyor.



Çok az tüyo verdiniz…



Gökçen: Ama ne yapalım yani… (Gülüyorlar) Çok cesurca yazılmış, egzantrik bir karakter. Daha önce televizyonlarda görülmeyen bir karakter.



Berke ne diyorsun, tahtını çaldı Ercüment Tuna’nın?



Berke: Kırıldım ve saygı duyuyorum. (Gülüyorlar)



Başka spoiler vermeyeceksiniz sanırım…



Gökçen: Öyle görünüyor.



O zaman Ercüment’le vedalaşıp Gökçen Gökçebağ’ı konuşalım biraz. Tiyatro kökenli bir oyuncusunuz ve genç arkadaşlarımızla birlikte çalışacaksınız. Onlara ne gibi tecrübeler aktaracaksınız?



Gökçen: Valla aslında onlar bana tecrübelerini aktaracaklar. Kaç yıldır çatır çatır oynuyorlar rollerini dizide. Ben henüz daha yeni girdim.



Ne kadar mütevazi bir açıklama bu…



Gökçen: Ama doğrusu da bu.



Gözde: Doğrusunu ben söyleyeyim; bizim Gökçen ağabeyle üçüncü projemiz bu.



Birlikte çalıştınız yani daha önce?



Gökçen: Evet, hatta Sina’yla da çalıştık. Diziyi de izliyordum Gözde ve Sina ne yapmış diye bakmak için. Hatta bir tane bıyıklı öğretmen rolü var. O rol için ‘Şu rolü de ben oynasaydım’ demiştim. Diziye aşinayım yani.



Gözde: Gökçen ağabey komedi konusunda benim gözümde bir numaradır. Doğal hali de çok komik. Komiklik yaratma konusunda gerçekten üzerine tanımam.



Ercüment de biraz komik biri anladığım kadarıyla…



Sina: Durum komedisi.



Gökçen: Senaryoda iki çeşit var: durum ve söz komedisi. Söz komedisini oynamak çok zor. Çünkü beklentiler sizin o sözü komik söylemeniz gerektiği yönünde ve kötü espri olunca da riskli bir durum. Ancak durum komedisinde kendi konuştuklarınızla her an olayı komiğe çevirme imkanınız oluyor. Bunda söz komedisi de var ama güzel espriler yazılmış.



O halde asıl kıza dönelim tekrar…



Berke: Başka kız yok ki zaten. (Gülüyorlar)



Yaprak ne çok sevildi öyle...



Gözde: Ben de onları çok seviyorum. Yaprak’ı da öyle…



Yaprak’ın en çok hangi yönünü seviyorsun peki?



Gözde: Olduğu gibi olması çok güzel. Kitabı okuduğumda da yeni neslin böyle bir karakteri sevmesi beni çok mutlu etmişti. Benim zamanımda böyle karakterler yoktu. Böyle yazarlar da yoktu. Büşra Yılmaz çok doğru bir yerden yakalamış ve doğru bir probleme yönelmiş kadınlar dünyasında. Kafası karışık bir kız Yaprak ama çok insani bir yandan da.





Peki sen sosyal hayatında erkek arkadaşlarınla mı daha iyi anlaşırsın yoksa kadın arkadaşlarınla mı?



Gözde: Benim için hayali olan bir durum var o da; başıma bir şey gelirse ona anlatayım, dedikodu yapayım diyeceğim bir kız arkadaşımın olmaması. Ama öyle erkek arkadaşlarım oldu. Kız arkadaşlık mevzusu biraz da hep birbirini pohpohlamak ve ne olursa olsun destek olmak üzerinden ilerliyor. Ben daha çok yıkıcı konuşan kız arkadaş oluyorum, hatalarını açık açık söylüyorum. Hal böyle olunca da çok fazla kız arkadaşım olmadı. Erkek arkadaşlarımla daha iyi anlaşıyorum. Örneğin bu insanlar benim canım oldular.



Yaşamın içinde en çok eleştirdiğin konular neler?



Gözde: Popülarite…



Popülariteye karşı biri misin? Zararlı olduğunu mu düşünüyorsun?



Gözde: Bir noktaya kadar zararlı olduğunu düşünmüyorum aslında ama ben çok popülerlik kovalayan biri olmadım. Dolayısıyla popülerlik beni utandırıyor. Bu projede de en çok işin samimiyet kısmına bakıyorum. İçi boş bir popülerlik istemezdim hayatımda.



Sina: Dizide Yaprak ile olan arkadaşlığımız, o liseli gençlerin yaşadığı kaygıların önüne geçen bir koruma duvarı esasında. Arkadaşlıkları sarıldıkları bir güç yani. Bu aslında çok ciddiye alınması gerek bir konu. Bugün liselerde ye da üniversite döneminde o popülerlik kaygısıyla yapılan hatalar var. Bunun aslında o kadar da önemli bir şey olmadığını ve hayatın çok küçük bir dönemi olduğunu anlamak gerekiyor.



Bu arada setinizi de çok merak ediyorum. En çok kim kiminle uğraşıyor sette?



Gözde: Genelde hepsi toplanıp benimle uğraşıyorlar. Mesela  Cemrehan’ın herkesle uğraşmak gibi bir potansiyeli de var. (Gülüşmeler)



Atakan: Ben 1 numaraya Cemrehan’ı koyardım.



Mesela Berke’nin dizideki karakteri gibi aristokrat bir duruşu var sanki…



Gözde:  Tabii tabii o hep karavanda kitap okur.



Pek çok komik an yaşanıyordur sette ama en unutamadığınız, sizi gülmekten kırıp geçiren birkaç set halini anlatır mısınız?



Cemrehan: Bir gün yemekte tavuk çıkmamıştı. (Kahkahalar)



Berke: Güldüğüm değil de zorlandığım bir sahne vardı. İlk filmdeki sahnelerden birinde halıya sardılar beni.



Cemrehan: O çok bomba bir andı gerçekten.



Gözde: Unuttuk çıkarmayı. (Gülüyorlar)





Nasıl yani?



Berke: Birkaç tekrar alıyorduk o sahnede. Açıyorlar, sonra tekrar sarıyorlar. Sonra bir süre unuttular beni.



Sina: Mesela Cemrehan’ın böbrek taşı düşürdüğü gün çok enteresan bir gündü.



Cemrehan: Bir dakika buna bir son  vermemiz lazım. Röportaj veriyoruz, o yüzden eğleniyormuşuz gibi yapmamız lazım. (Kahkahalar)



Sina: Mesela yan yana yürüyoruz ve duruyoruz, herkes birbirine bakıyor. Bazen o baktığın an herkesin gülesi geliyor. Böyle çok sahnenin uzadığı olmuştur.



Gözde: Bir noktadan sonra kimse kimsenin gözüne bakmadan oynamaya çalışıyor.



Sina: Mesela bir sahnede Cihan ‘Bu sahnede hiçbir şekilde Cemrehan’a bakmayacağım’ diyor. Sonra kimse Cemrehan’a bakmamaya çalışıyor.



Cemrehan sen pek rahat durmuyorsun galiba sette?



Cemrehan: Zaman geçmiyor be başka türlü. (Kahkahalar)



Bu arada artık kanalın yeni dijital platformu FOXplay’de olacaksınız. Reklamınız da çok keyifli olmuş. Ne zaman yayınlanmaya başlayacak yeni sezon?



Gözde: Şubat ayı içerisinde yayınlanmaya başlayacak.



Sina: Beğendiniz mi reklamı?



Evet, yaratıcı olmuş. Kanalı ele geçiriyorsunuz resmen…



Cemrehan: Ana akım medyayı dijitale çeviriyoruz.



Gözde: Bunu da  FOX’ta sadece 4N1K yapabilirdi gerçekten. Biz de kendi aramızda düşündük ve dedik ki bir gece ansızın FOX’a sızalım, alacaklarımızı alalım. (kahkahalar)



Cemrehan: İnternette olmaktan çok memnunum açıkçası.



Gözde: Ben de. TV yayını da çok güzeldi ama internet hepimizin aslında en başından beri istediği bir şeydi. Çünkü jenerasyonlar arası ciddi farklılıklar var artık. Televizyon izleyicisinin bizim esprilerimizi anlamaması ve alışılagelmiş şeyi izlemeye odaklanmasına karşı bizim internette yayın yapmamız, çok daha yenilikçi ve yeni nesli yakalayan bir şey oldu.



O halde yeni sezonda ve yeni mecranızda başarılar diliyorum sizlere…



-Teşekkür ederiz…




























Galatasaray, Kayseri'yi ezdi geçti Maximin, Mourinho'yu hayal kırıklığına uğrattı Türkiye'nin en zeki illeri belli oldu! AFAD duyurdu: Muğla açıklarında deprem Narin Güran cinayetine ilişkin kritik bilgi İstanbul'da polise saldırı: Şüpheliler gözaltında