43 işçi hayatını kaybetmişti; Amasra maden faciası davasında dördüncü duruşma. Danıştay'dan 2 müfettiş hakkında karar
Bartın’ın Amasra ilçesinde 43 işçinin yaşamını yitirdiği maden faciasıyla ilgili 7’si tutuklu 23 kişinin Bartın Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılandığı davanın dördüncü duruşması başladı. Danıştay Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına bağlı iki iş müfettiş hakkında soruşturma ve yargılama izni verdi. Duruşmada tanık olarak dinlenen işçiler, üretim baskısının bulunduğunu, havalandırmanın yetersiz olduğunu ve ölçümlerde gaz seviyesinin yüksek çıktığını söyledi.
Bartın Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan 195 sayfalık iddianamenin, Bartın 1. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilmesiyle 25-28 Nisan, 3-5 Mayıs ve 24-25 Temmuz tarihlerinde gerçekleştirilen duruşmaların ardından davanın dördüncü oturumu başladı.
Bartın Ağır Ceza Mahkemesince Bartın Adliyesi'nde özel olarak oluşturulan salonda görülen duruşmaya, tutuklu ve tutuksuz sanıklar, müştekiler, patlamada hayatını kaybedenlerin yakınları ile taraf avukatları katıldı.
"KAÇIŞ YOLLARI GÖSTERİLMEDİ"
Sosyal Hukuk Çalışma Grubu’nun sosyal medya hesabından tanık olarak dinlenen işçilerin ifadeleri paylaşıldı.
Duruşma tanık olarak dinlenen işçi Kaan Kerman’ın beyanlarına başladı. Barutçuluk yaptığını söyleyen Kerman, facianın yaşandığı gün yıllık izinde olduğunu belirterek "Kazadan sonra aspretör değişti, havalandırma ile ilgili şu an bir sıkıntı yok, eski sistem tamamen değişti.
İşletme müdürü Selçuk Ekmekçi tarafından mobbing uygulandı, şahsi olarak algıladım çünkü beni 2 ay barutçuluktan aldı sonra barutçu açığı olunca tekrar görevlendirdi. Az işçi ile çok kömür isteniyordu ve kayırmacılık yapılıyordu" dedi.
Kerman, "Acil durum eylem planını görmedim, kaçış yolları gösterilmedi" şeklinde konuştu.
"GAZ HADDİNDEN FAZLA OLUYORDU"
Üretim işçisi Murat Aşgın da facianın yaşandığı gün madende olmadığını belirterek "Havalandırma ile ilgili sıkıntımız vardı. Havalandırma için vantüpler kullanılıyor ama gaz haddinden fazla oluyordu. Vantüp sayısı 1 iken 3 oldu." şeklinde konuştu.
"GAZ SIKINTISINDAN DOLAYI CİHAZLAR SÜREKLİ ÖTÜYORDU"
Tanık olarak dinlenen maden işçisi Yusuf Yalçın da madende gaz sıkıntısının bulunduğunu söyledi: "Gaz sıkıntısı vardı, amirler sürekli ölçüyordu o cihazlar sürekli ötüyordu, arın olması gerekenden daha sıcak oluyordu ben normalde 1.5 su içerken oraya inerken 2 adet 1,5 litre su götürüyordum." dedi.
Yalçın, "Gaz sıkıntısı olduğunu amirler de biliyordu havalandırma sıkıntısı olmasaydı bu kadar kayıp olmazdı diye düşünüyorum" diye konuştu.
130 kişinin tanık olarak dinlenmesi beklenen duruşmada diğer işçiler de madende havalandırmanın yetersiz olduğunu anlattı.
Duruşma nedeniyle adliye içi ve çevresinde kolluk kuvvetlerince geniş güvenlik önlemi alındı.
DANIŞTAY’DAN 2 MÜFETTİŞİN YARGILANMASI İÇİN İZİN ÇIKTI
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına bağlı iş müfettişlerinin yargılanması için soruşturma izni çıkmaması üzerine, mağdur avukatları konuyu Danıştay’a taşmıştı.. Danıştay, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı müfettişleri İ.G. ve C.T.’nin 5 ile 11 Ekim 2022 tarihleri arasında yalnızca sözlü cevaplarla rapor oluşturduğu, madencilerin eğitimlerinin teorik aşamada kalmasına göz yumduğu ve metan seviyesiyle ilgili denetim yapmadığı yönünde karar verdi. Karar sonrası 2 müfettiş hakkında soruşturma ve yargılama izni verildi.
‘BU KARAR EMSAL BİR KARARDIR’
Hayatını kaybeden madencilerin ailelerinin avukatlarından Derviş Emre Aydın, “Biz hem müşteki aileleri ve Çağdaş Hukukçular Derneği olarak, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının soruşturma izni verilmemesi kararına Danıştay’a itiraz etmiştik. Danıştay, aradan geçen 1 sene sonra incelemesini tamamladı ve iş müfettişlerinin hakkında soruşturma verilmemesi kararını kaldırılması gerektiğini oy birliği ile bir karar verdi. Alınan bu karar soruşturma süreci için çok önemli, çünkü bilirkişi heyeti olayın başında daha sonra sorumluluk tarifi yapmışlardı, bunun içinde hem TTK Genel Müdürlüğü düzeyindeki yetkililer ve Çalışma Bakanlığındaki müfettişlerde vardı. Verilen bu karar, kurumdaki bürokratlar içinde emsal niteliğinde teşkil edecek. Ama onların soruşturma süreci hala bekletiliyor, onların süreci hızlanacaktır. Şu anda Danıştay, 2 iş müfettişi hakkında soruşturma izni verdi” diye konuştu.
Süreç
Bartın'ın Amasra ilçesindeki TTK Amasra Müessesesine ait maden ocağında 14 Ekim 2022'de saat 18.15 sıralarında meydana gelen patlamada 41 işçi hayatını kaybetmiş, 11 işçi yaralanmıştı. Bir işçi sevk edildiği hastanede 4 Kasım 2022'de, bir işçi de 5 Nisan'da tedavi gördüğü hastanede yaşamını yitirmişti.
Amasra Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma kapsamında aralarında TTK Amasra Müessese Müdürü Cihat Özdemir'in de bulunduğu 24 şüpheli gözaltına alınmıştı.
Şüphelilerden TTK Amasra Müessese Müdürü Cihat Özdemir, Müessese Müdür Yardımcısı Salih Atmaca, İşletme Müdürü Selçuk Ekmekci, İş Güvenliği ve Eğitim Başmühendisi Volkan Soylu ve Başmühendis Mehmet Tural ile kartiyelerden (birkaç üretim ünitesinden oluşan ocak) sorumlu maden mühendisleri Levent Aydın ve İbrahim Hakan Mengeş ile emniyet mühendisi Şahan Kahraman "bilinçli taksirle birden fazla insanın ölümüne ve yaralanmasına neden olmak" suçundan tutuklanmış, 4 şüpheliye adli kontrol hükümleri uygulanmış, şüphelilerden 3'ü çıkarıldıkları hakimlikçe, 9'u savcılık sorgularının ardından serbest bırakılmıştı. Bu şüpheliler arasında yer alan bir kişi hakkında da soruşturma sürecinde takipsizlik kararı verilmişti.
İddianamede, tutuklu sanıklar Özdemir, Ekmekci, Soylu ve Tural'ın 42 kez "olası kastla öldürme" suçundan toplam 840 yıldan 1050 yıla kadar, 4 kez "olası kastla yaralama" suçundan da toplam 4 yıl 16 aydan 12 yıla kadar hapsi talep ediliyor.
Bu 4 sanığın iki suçtan toplam 844 yıl 16 aydan 1062'şer yıla kadar hapsi istenen iddianamede, diğer 4'ü tutuklu 19 sanığın ise "bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma" suçundan 2 yıl 8 aydan 22 yıl 6'şar aya kadar hapsi isteniyor.
Mahkeme heyeti, 28 Nisan'daki duruşmada açıkladığı ara kararda, müessese müdür yardımcısı Salih Atmaca'nın adli kontrol şartıyla tahliyesine, diğer 7 sanığın tutukluluk hallerinin devamına karar vermişti.
Nisan ve mayıs aylarında iki celse ve 7 gün süren duruşmalarda tutuklu ve tutuksuz sanıkların ifadeleri, 4-25 Temmuz'da da müşteki ifadeleri alınmıştı.