2016 medyadan neleri götürdü?
İşte, Türkiye'de geçtiğimiz yılın arşivlerde yerini almış medya olayları...
MediaCat'ın derlemesine göre; Türkiye’nin sosyolojik dönüşümünü gündelik hayat kadar net hissedebildiğimiz bir başka yer de medya evreni. Geriye dönüp baktığımızda 2016 yılının medyada bıraktığı izler 2017 yılında da derinden hissedilecek gibi duruyor.
2016: Özgür basında bir leke?
Geride bıraktığımız yıl, tutuklu gazeteci sayısında yaşanan radikal artış itibarıyla belleklerde yer edinecek bir süreç oldu. 2016 yılının Nisan ayında, Washington menşeli düşünce kuruluşu Freedom House tarafından yayınlanan Basın Özgürlüğü Raporu’na göre Türkiye, 199 ülke arasında 156’ncı sırada yer alıyordu. Dahası, Sınır Tanımayan Gazeteciler ve 2016 yılında dünya çapında hapisteki gazeteciler sayımının sonucunu geçtiğimiz haftalarda açıklayan Gazetecileri Koruma Komitesi’nin verilerine göre, bu yıl basın ve ifade özgürlüğü konusunda en baskıcı ülke Türkiye.
Kayyumlar devri
2016 yılını andığımızda, Türkiye’nin pek çok belli başlı şirketine, medya organına ve belediye örgütlerine atanan kayyumlar da belirecek gözlerimizin önünde. Aslında medyadaki kayyum fenomeniyle 2015 yılının Kasım ayında İpek-Koza Holding bünyesinde faaliyet gösteren Bugün ve Millet gazetelerine atanmalarıyla birlikte tanışmıştık.
Kayyumlar, 2016 yılında görünürlüklerini artırdılar. Mart ayında, Feza Gazetecilik bünyesindeki Zaman gazetesine kayyumların atanması, yayın çizgisinde hükümete eleştirel bir tutum barındıran gazetenin manşetlerinde ve üretilen yeni haber dilinde de kendini kısa sürede belli etti.
İnternet de sansürlerden nasibini aldı
Redhack’in geçtiğimiz eylül ayında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın damadı, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak’a ait olduğu ileri sürülen e-posta hesabını ele geçirmesini takip eden saatlerde Türkiye’nin dijital evreninde, örgütün sızdırdığı e-postaları yüklediği Google Drive ve Dropbox’a erişim engeli getirildi. Yaşanan engelleri Engelli WEB isimli Twitter hesabı duyurdu. Depolama hizmetlerine getirilen kısıtlamaların yanı sıra 2016 yılında Twitter’a sık sık erişim engeli getirildiğini ve internetin sık sık yavaşlatıldığını da hatırlamakta fayda var.
2016 yılına yönelik veriler henüz açıklanmamış olsa da bir önceki yıldan faydalı bir veriyi paylaşalım: Brookings Enstitüsü’nün verilerine göre Temmuz 2015 ile Haziran 2016 arasında Türkiye’de farklı zamanlarda toplam 66 saat internete erişim engellendi. Bu yasakların ülkeye maliyeti ise 35,1 milyon dolar oldu.
Doğuş Yayın Grubu’nda yeni kararlar
2016 yılının Mart ayında okurlarıyla buluşan Glamour Türkiye, sekizinci sayısının yayınlandığı ekim ayıyla beraber Türkiye pazarına veda etti. Doğuş Yayın Grubu Dergiler Grup Başkanlığı’nı yürüten Seda Domaniç, Türkiye’de yaşanan toplumsal istikrarsızlığın birçok etkinlik ve pazarlama programının iptaline neden olduğunu ve derginin hedef kitlesine ulaşmasını sağlayacak iletişim kampanyalarının askıya alınmasını da beraberinde getirdiğini ifade etmişti. Domaniç’e göre derginin pazardan çekilmesi, bu duruma verilen stratejik ve korunma amaçlı bir adımdı. Doğuş Yayın Grubu’nda yaşanan bir başka gelişme ise yıllardır aylık olarak yayınlanan GQ Türkiye’nin yayın sıklığını geçtiğimiz eylül ayıyla birlikte yılda dört sayıya indirmesi oldu.
HDP şikayetçi
Halkların Demokrasi Partisi (HDP) geçtiğimiz kasım ayında CNN’e bir mektup yazarak, CNN TÜRK’ün yayın politikasına dair rahatsızlıklarını dile getirdi. HDP Eş Genel Başkanı Saruhan Oluç tarafından kaleme alınan mektupta, 7 Kasım günü yayınlanan ve HDP’nin söz konusu edildiği bir tartışma programına telefonla bağlanmak isteyen parti sözcüsü ve Kars milletvekili Ayhan Bilgen’in “cevap hakkının sistematik olarak görmezden gelinmesi” dile getirildi.
Mektupta ayrıca, CNN TÜRK’ün, CNN’in inşa ettiği evrensel basın etiği, özgürlüğü ve ilkelerine uymadığı belirtildi. Mektubun CNN’den bir karşılık alıp almadığı sormak üzere iletişime geçtiğimiz HDP basın sözcüleri, MediaCat’e bu mektubun amacının CNN’den bir yanıt almaktan ziyade toplumsal bir farkındalık yaratmak olduğunu belirttiler.
Medya küçülüyor
15 Temmuz gecesi yaşanan darbe girişimi, Türkiye toplumsal yaşamında birçok değişimi beraberinde getirdi. En büyük etki ise kuşkusuz medya evreninde yaşandı. Türkiye’nin darbe girişimini önceleyen dönemlerde de basın ve ifade özgürlüğü yüksek performanslarda seyretmese de 20 Temmuz günü başlayan OHAL süreci medyada büyük ve radikal tasfiyeleri beraberinde getirdi ve Türk halkı Resmî Gazete’de yüzlerce radyo, televizyon, dergi ve gazetenin kapandığını okudu. Onyıllardır okuyucu ve takipçileriyle buluşan Zaman, Cihan Haber Ajansı, Kanaltürk, Samanyolu, Bugün TV, Taraf, Today’s Zaman ve Aksiyon dergisinin de aralarında bulunduğu 169 medya kuruluşu artık aramızda değil.
Kurtlar Vadisi’nin olmadığı bir Türkiye?
Pana Film tarafından üç farklı isimle yayınlanarak son 14 yılımızın sosyolojisine büyük katkılar sağlayan bir diziydi o. 97 bölüm yayınlanan Kurtlar Vadisi, yalnızca iki bölüm ayakta kalabilen Kurtlar Vadisi Terör ve sonrasında Kurtlar Vadisi Pusu. Efsanenin sinema ayağında ise izlenme rekorları kıran Kurtlar Vadisi Irak, Kurtlar Vadisi Gladio ve Kurtlar Vadisi Filistin yer aldı.
2003 yılında “Bu bir mafya dizisidir” sloganıyla hayatımıza giren ve Türkiye’nin derin devlet yapılanmalarını konu edinen epik-mitolojik “marka” Kurtlar Vadisi, Show TV’de başlayan yayın hayatına Kanal D’de son verdi. ABD’nin McCarthy döneminde Hollywood’un gerçekleştirdiği ideolojik işleve benzer bir misyonu üstlenen ya da sosyal bilimciler tarafından bu misyona layık görülen efsane dizi Kurtlar Vadisi 2016 yılı itibarıyla, birçok soru işaretini ardında bırakarak aramızdan ayrıldı. İlerleyen dönemlerde senaryonun kaldığı yerden devam edip etmeyeceği ise henüz bilinmezler arasındaki yerini koruyor.
Ağaoğlu’ndan Ahmet Hakan replikası
Yorumun öznel olma riskini göze alarak belirtmeliyiz ki Ali Ağaoğlu’nun, Ahmet Hakan’a yanıt niteliğinde Hürriyet gazetesine verdiği ve gazetecinin köşe yazısının mizanpajını birebir taklit eden ilan; sansasyonelliği, gazetenin doğal bir içeriği gibi görünmesi ve tüketilmesi dolayısıyla yaratıcı bir reklam çalışması da aynı zamanda.
15 Temmuz sonrası oluşan antropojik evrende yerini alan Ahmet Hakan – Ali Ağaoğlu polemiği, işadamının Levent’teki askeri arazilere şehitlerin ruhunu yaşatacak ve ailelerin derdine derman olacak bir proje önermesiyle başladı. Bu hamleyi köşe yazılarında eleştiren Ahmet Hakan’a, Ağaoğlu’nun yanıtıysa gecikmedi. Yanıt, Hürriyet gazetesine verilen ve format, yazı fontu ve görsel diliyle bir Ahmet Hakan yazısından ayrıştırılamayacak bir ilan niteliğindeydi.
Digiturk resmen satıldı
Üç yıl boyunca Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) kontrolünde bulunan ve Digiturk markası altında faaliyet gösteren Türk Pay-TV platform grubunun holding şirketi olan DP Acquisitions B.V. haziran ayında Katar sermayeli BeIN Sports’a satıldı. Satışın 1,2 milyar dolara mâl olduğunu da ekleyelim.
Rock’n Roll’dan ilahiye: Yılın dönüşüm hikâyesi
Türkiye’nin ilk rock müzik yayını yapan, kuruluşu 1998’e uzanan İstanbul menşeli radyo istasyonu Rock FM, artık Arapların elinde. Gitassi Medya bünyesinde yayın hayatını sürdüren Rock FM’in satışı kasım ayında gerçekleşti. Türünün Türkiye’deki ilk örnekleri arasında yer alan radyo istasyonunun satışının ardındaki nedense dinlenme oranının beklentilerin aşağısında seyretmesi. Aralık ayından itibaren 94.5 frekansını açanlarsa karşılarında Kur’an yayını buluyorlar.