Uğur Dündar'a şok suçlamalar... Dilara Gülatan sessizliğini bozdu. Yüz kızartıcı belgeleri yayınlayacağım

Dilara Gülatan'ın, gazeteci Uğur Dündar hakkında açtığı babalık davasında karar çıktı. Mahkeme, Adli Tıp Kurumu’nun DNA incelemesi yaptığını biyolojik babalık durumuna ilişkin delil bulunmadığını aktardı. Karar sonrası Dündar sosyal medyadan bir dizi paylaşımda bulundu. Dündar, sosyal medyadan yaptığı açıklamada "Çarşamba akşamı Dilara G.'nin annesi Suphiye (Sofi) Orancı hakkında yüz kızartıcı belgeleri yayınlayacağım. İçinizden tükürmek gelecek!" dedi. Dilara Gülatan da Dündar'a yanıt verdi. Açıklamalarını üzülerek okuduğunu söyleyen Gülatan, "Ben içimi dökmek, hukuk mücadelemi kamuoyu ile paylaşmak için röportaj verdim. Benim tek derdim gerçeklerin ortaya çıkması. Uğur bey benim konuşmamdan neden rahatsız oluyor ki? Anlamış değilim. Yaptığım açıklamalardan sonra uzun uzun paylaşımlar yaptı sosyal medyasından. Hatta annem Suphiye Orancı hakkında yüz kızartıcı belgeler yayınlayacağını söyledi. Öncelikle şunu söyleyeyim, benim yüzüm kızarmaz çünkü anne-babaların yaptıklarının onları bağlar. Burada beni bağlayan bir şey yok." dedi.Gülatan şunları söyledi: Kimse anne-babasının yaptığından dolayı yargılanamaz. O yüzden Uğur bey lütfen elinde ne varsa yayınlasın ki, ben de öğreneyim. Ben ilk günden beri gerçeklerin peşindeyim. Uğur Dündar sosyal medyasından yaptığı açıklamada 'bugüne kadar sustum, çalıştığım gazete ve televizyona haber bile yaptırmadım' diyor. Babalık davasının medyaya yansıdığı hafta çalıştığı Sözcü TV'de 20 dakikaya yakın benim ve annem hakkında açıklamalar yaptı. Bunu unutmuş galiba. Hatta o programda birkaç defa 'yardım etme' teklifinde bulunduğunu söylemesine rağmen telefonda bana sadece bana iyi dileklerini sunabileceğini söyledi. Yani ekranda başka, telefonda başka konuştu. Yine aynı programda, annemle ilgili elinde belge, bilgiler olduğunu ve bunu açıklayacağını söylemişti. Nisan ayında söyledi bunu. Nisan'dan beri açıklamadı. Uğur Dündar'ın bu paylaşımları bile ekrandaki alaycı, saygısız tavrının devamı niteliğindedir. Kaç yıllık gazeteciye yakışmayacak bir tavır. Anneme yönelik kullandığı 'içinizden tükürmek duygusu geçecek' ifadesi bile açıkça kadına şiddettir. Bir kadını ve kızını kamuoyu önünde küçük düşürmek için çok ağır ifadeler kullanıyor. Ben takdiri kamuoyuna bırakıyorum. Tekrar söylüyorum, lütfen elinde ne var, ne yoksa yayınlasın ki biz de öğrenelim. Burada aynı paylaşımda Adli Tıp Kurumu'na suç duyurusunda bulunsaydı diyor. Avukatım zaten prosedürdeki eksikliklerden dolayı mahkemeye itiraz da bulunmuştur.Kendisi de madem bu kadar emin o zaman keşke Koç Üniversitesi'nden 5 hocaya 50 sayfalık rapor hazırlatmak yerine testin tekrar için benim yanımda olsaydı. Ben yine söylüyorum, adalete güvenim tan, gerçekler elbette ortaya çıkacak."Gülatan daha önceki açıklamalarında “Korkusu yoksa neden böyle bir rapor hazırlatma ihtiyacı hissediyor? Madem kendisine bu kadar güveniyor, o zaman bir daha örnek versin. Dilan Çıtak’ın da tekrarlanan test sonucu İbrahim Tatlıses’in kızı olduğu ortaya çıktı” ifadelerini kullanmıştı.Gülatan'ın Sabah Gazetesi'ne verdiği röportaj şöyleydi:-Uğur Dündar ile babalık davanız sonuçlandı. Davaya dair neler söylemek istersiniz? 2 yıldır hukuk mücadelesi veriyorum. Dava süreci maalesef ki içime sinerek ilerlemedi. Davada 3 defa hakim değişti, Adli Tıp Kurumu taşındı ve en ilginci de benden bir ay sonra Uğur Dündar'dan örnek alındı. Beni bu süreç çok rahatsız etti açıkçası. Davayı açarken belli şartlar var, ben bu şartları yerine getirdiğim için davayı açabildim. Ancak davada usul olarak da uzatma oldu. Mesela annemin de şahit olmasını istediler. Biliyorsunuz anneme zaten ulaşamıyoruz. Tam da bu süreçte Duygu'nun davasında anne şahitliği sorulmadan ilerlendi. Biz de Duygu'nun davasını emsal olarak gösterdik. Ve ondan sonra Adli Tıp'a sevk edildik. Adli Tıp'a gitme sürecimiz bile bir yıl sürdü. Sonrasında DNA testi verdim, benden bir ay sonra da Uğur Dündar verdi. Bu bile şüphelerimi güçlendiren bir durum. -Neden böyle düşünüyorsunuz? Ben halktan bir insanım. Karşı taraf ise kamuoyunun yakından tanıdığı bir isim. Adli Tıp'ta normal prosedürde sürüntü, saç ve kan alınması gerekiyor. Benden sadece kan alındı. Hatta ben bu durumu örneğimi alan doktora sordum ama tatmin edici bir cevap veremedi. Uğur Dündar'dan ise kan ve sürüntü alındı. Örnekleri alınırken avukatım da kendisinin yanında yoktu. Ondan da saç alınmadı. Bir de örnekler alınırken yan yana ve kamera eşliğinde alınması gerekiyor. Biz aynı zamanda bile vermedik. Avukatım zaten prosedüre uyulmadığı için itiraz etti. Bu süreçte hakimimiz değişti. Yeni gelen hakim bizim itirazımızı reddetti. Bir ay dosyayı okumak için süre istedi ve bir ay sonra da kararını açıkladı. Size başka bir ilginç şey de söylemek istiyorum. Uğur Bey, Adli Tıp Raporu'na itiraz ettiğimiz 5 madde için Koç Üniversitesi'nden 5 tane hoca ile 50 sayfalık bizim itirazımızın kabul edilmemesi için rapor hazırlattı. Korkusu yoksa neden böyle bir rapor hazırlatma ihtiyacı hissediyor. Madem kendisine bu kadar güveniyor, o zaman Adli Tıp'ta bir daha örnek versin. Bakın İbrahim Tatlıses'in kızı Dilan Çıtak'ın da tekrarlanan test sonucunda kızı olduğu ortaya çıktı. İlk test de negatif çıkmıştı. Sonrasında gerçek ortaya çıktı. Ben de hukuk mücadelemi devam ettireceğim. EKRAN ÖNÜNDE AYRI YÜZÜME AYRI KONUŞTU -Babalık davası basına yansıdığı dönemde Uğur Dündar sizi aradı değil mi? Davayı açmadan önce ben kendisine ulaşmaya çalıştım. Hatta avukatına da ulaşarak kendisiyle görüşme talebimizi ilettik. Uğur Bey benimle asla görüşmek istemediğini avukatı aracılığıyla bize iletti. Hatta avukatı "İsterseniz dava açın, hakkınız neyse alırsınız" dedi. Sonra olaylar kamuoyuna yansıyınca Uğur Bey kendisi beni aradı. Bana olaylardan dolayı çok üzgün olduğunu ve ailesinin de bu süreçte yıprandığını söyledi. Annemi tanımadığını belirtti. Ben de kendisine annemle ilişkilerinin olduğunu hatta Çınar Otel'de görüştüklerini anlattım. Kuzenimin de tüm bu sürece şahit olduğunu belirttim. Uğur Bey'den bu süreçte bana yardımcı olmasını istedim. Kendisi ise sana sadece iyi dileklerimi iletebilirim dedi. Sonra televizyon kanalına çıkıp, benim söylemediğim şeyleri söylemişim gibi konuştu. Kafamı yetimhanede sarışın biri okşadığı için babam Uğur Dündar demişim gibi doğru olmayan şeyler söyledi. Bir de "Yardım edeyim babanı birlikte bulalım" dediğini açıkladı ama bana hiç öyle bir cümle kullanmadı. Benimle telefonda çok kibar konuşurken, ekranlarda annem için çok rencide edici sözler sarf etti. O sözleri bile duygusal şiddettir. Kadına şiddet de var, bize ekran karşısında sarf ettiği sözler psikolojik şiddettir. Yani ekran önünde başka, bana başka konuştu, belden aşağıya vurmaya çalıştı. MİLYONLARIN ÖNÜNDE BANA VE ANNEME PSİKOLOJİK ŞİDDET UYGULADI -Uğur Dündar'ın 'gereksiz dava' açıklamasını nasıl değerlendiriyorsunuz? Çok kırıcı bir ifade. Onun gereksiz dediği benim hayatım. Empatiden yoksun ve saygısız bir ifade. Uğur Bey'in ekran ve sosyal medyada sergilediği tavır ile benimle telefonda görüştüğü tavır çok farklıydı. Zaten ekranlarda takındığı tavrı bana birebir konuşmamızda sergileseydi bambaşka bir Dilara ile karşılaşırdı. Uğur Bey ne yazık bu dava üzerinden popülizm yapmaya çalışıyor. Çıkıp ekranlarda annem ve benim hakkımda konuşurken söylediği sözler, takındığı tavır da bunun gösteriyor. Tekrar söylüyorum, kadına şiddet diyoruz ya... Uğur Bey ekranlarda yaptığı konuşmalarla zaten milyonların önünde bana ve anneme açıkça psikolojik şiddet uyguladı. Bel altı muhabbet yaparak ya da anneme ve bana hakaret ederek bir yere varamaz. Bize yaptığı terbiyesizliktir... Ben ona telefonda da söyledim, "Gelin birlik olalım, gerçekleri ortaya çıkaralım" dedim. Ama kendisi artık bu süreçten nasıl çekiniyorsa, prosedüre uymayan bir DNA raporu ile bu davayı kapattığını düşünüyor ama hukuki süreç devam ediyor. Gerçekler ortaya er ya da geç ortaya çıkacak. Benim adalete güvenim tam. ELİMİZDE ANNEMLE BİRLİKTE OLDUKLARINA DAİR ÇOK BİLGİ VAR Uğur Dündar annenizi tanımadığını söyledi ama siz ilişkileri olduğunu söylüyorsunuz. Bunu biraz açar mısınız? Uğur Bey annemi tanıdığı kabul ederse, bu kız bu davasında haklı anlamına gelir. Bunu dememek için de tanımıyorum diyor. Annem zaten film sektöründeki insanları tanıyan, onlarla film çevirmiş bir insan. Annemi hiç tanımadığını söylüyor ama birlikte olduğuna dair birçok bilgi var elimde. Annem bana "Uğur Dündar ile ilişkimiz oldu. Ben ona aşık oldum. Arkadaş ortamında dışarıda geziyorduk. Yemeklere gidiyorduk. İlişkimiz sonucu da sen oldun. Baban Uğur Dündar" dedi. Ben de bunun üzerine dava açtım. Dava sürecinde ilişkisi olduğunu söyleyen bilgiler gelmeye başladı bana. Yani ben nerede görüştüklerini nasıl bilebilirim. Annemle Çınar Otel'de görüştüklerine şahitlik eden insanlar var. Ben annemle Uğur Dündar arasında ilişki olduğuna inanıyorum. Yani tanımıyorum gibi açıklaması doğru değil. Dava sürecinde anneme ulaşamaya çalıştım ama ulaşamadım. Annemin ailesi de sessizliğini koruyor. Keşke annem çıksa ve anlatsa. Tek başıma mücadele ediyorum. Sabah Gazetesi'ndeki röportajın tamamını okumak için tıklayınız!