Yerel gazeteciler İstanbul'da buluştu!

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin Konrad Adenauer Stiftung Türkiye Temsilciliği ile ortaklaşa düzenlediği meslek içi eğitim seminerlerinin 84.’sü İstanbul The Marmara Oteli’nde gerçekleştirildi.

Google Haberlere Abone ol
Yerel gazeteciler İstanbul'da buluştu!

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC)’nin Konrad Adenauer Stiftung (KAS) Türkiye Temsilciliği ile birlikte düzenlediği yerel gazetecilik seminerleri devam ediyor. Bugüne kadar 8 bini aşkın gazetecinin sertifika aldığı seminerlerin 84.'sü İstanbul'da yapıldı.



13 Aralık 2016 Salı günü İstanbul The Marmara Oteli Opera Salonu’nda gerçekleştirilen seminere Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Turgay Olcayto, Başkan Vekili Vahap Munyar, Genel Sekreter Sibel Güneş, Genel Sayman Gülseren Ergezer Güver,  Genel Sekreter Yardımcısı Ahmet Özdemir, Batman Temsilcisi Arif Arslan, Siirt Temsilcisi Cumhur Kılıççıoğlu, Rize Temsilcisi Faik Bakoğlu, Yüksekova-Hakkari Temsilcisi Erkan Çapraz,  Van Temsilcisi Feyat Erdemir, Diyarbakır Temsilcisi Faruk Balıkçı, Trabzon Temsilcisi Hikmet Aksoy,  Aksaray Temsilcisi Kerem İşkan, Yalova Temsilcisi Süheyla Gözdereliler, Kırşehir Temsilcisi Sait Yanık, Aydın Temsilcisi Salih Suat Deniz, Ankara Temsilcisi Taylan Erten, Bolu Temsilcisi H. Hüseyin Aykan, Samsun Temsilcisi Cemil Ciğerim, Bursa Temsilcisi Ali Kenan Sertalp, Muş Temsilcisi Emrullah Özbey,  Muğla Temsilcisi Kenan Gürbüz, Hatay Temsilcisi Temsilcisi Mithat Kalaycıoğlu,  Osmaniye Temsilcisi Muzaffer Yüksel Kaya, Balıkesir Temsilcisi Önder Balıkçı katıldı.



4 OTURUM YAPILDI



Seminer; Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC)  Başkanı Turgay Olcayto'nun açılış konuşmasıyla başladı. Başkan Olcayto, şunları dile getirdi:



“Türkiye Gazeteciler Cemiyeti ve Konrad Adenauer Stiftung’un birlikte düzenlediği 84. Semineri gerçekleştiriyoruz. Türkiye Gazeteciler Cemiyet olarak nesnel gazetecilikten yanayız. Devleti küçük düşürmek isteyenlere karşıyız. Ama haberin de nesnel olması şart. ‘İlla bunu yapacağız’ diye haberi çarpıtmak, gazetecilikte yok. Uluslararası alanda da gazetecilik böyle yapılmıyor. Bu nedenle Türkiye’de gazeteciliğin durumunu yabancılara anlatmakta zorlanıyoruz. Gazeteciliğin devlet için değil, halkın haber alma ve gerçekleri öğrenme hakkı için yapılan bir meslek olduğu unutulmamalı.”



Açılış konuşmasının ardından konusunda uzman gazeteci, akademisyen ve hukukçular tarafından mesleki konuların ele alındığı 4 oturum yapıldı.



İlk oturumun moderatörlüğünü TGC Başkanı Turgay Olcayto üstlendi. Oturumda; TGC Genel Sekreteri Sibel Güneş “Gazetecilikte güncel sorunlar”, DHA Yeni Medya ve Projeler Direktörü Salih Zeki Sarıdanişment “Ajans haberciliği” başlıklı birer konuşma yaptı.



TGC GAZETECİLERİN HAKLARI KORUMAYI SÜRDÜRECEK



TGC Genel Sekreteri Sibel Güneş gazetecilerin güncel sorunlarıyla ilgili konuşmasında şunları söyledi:



“Gündemimizdeki en önemli sorunun, gazetecilerin özlük hakları ile yaşadığı problemler, işsizlik, gözaltı ve tutuklamalar oluşturuyor.  2 bin 500'ü OHAL sürecinde olmak üzere son 10 yılda 10 bin gazeteci işsiz kaldı.  Türk basınında her üç gazeteciden birinin işsiz olduğu bir tablo karşımıza çıkıyor. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, kurulduğu günden beri gazetecilerin haklarını koruyan bir meslek örgütü. Gazetecilerin davalarını takip ediyoruz. Basın özgürlüğünün önündeki engellerin kaldırılması için sorunları dile getiriyoruz. TGC olarak gazetecilerin haklarını korumayı sürdüreceğiz.”



YEREL MEDYAYI VE UZMAN HABERCİLERİ DESTEKLEYECEK PROJE ÇALIŞMASI BAŞLATILDI 



DHA Yeni Medya ve Projeler Direktörü Salih Zeki Sarıdanişment “Ajans haberciliği” başlıklı konuşmasında şu önemli noktalara dikkat çekti:



“ Uluslararası haber ajansları ile Türkiye’deki ajansların arasındaki farklılıklara bakalım. Uluslararası haber ajansları onlarca ürün geliştiriyor. Türkiye’deki hiçbir ajans maalesef gerektiği gibi ürün geliştiremiyor. 



DHA olarak; uluslararası haber ajanslarının çalıştığı alanlarda neler yapabileceğimiz üzerinde çalışmalar yürütüyoruz. Bizim bugün geldiğimiz noktada yerel medyanın güçsüz kalmasının nedenleri arasında birlikte hareket etmeme ve parçalanmayı gösterebiliriz. 



Biz yereldeki gazetecilerin daha güçlü gazetecilik yapabilmesi,  haber ajanslarından da daha iyi yararlanabilmesi için kendi haber sitelerini oluşturabilmelerine imkan tanıyan bir haber platformu oluşturmayı planlıyoruz. 



Uzman gazetecilerin, işsiz gazetecilerin çalışmasına imkan tanıyan bir platform olacak. Uzman gazeteciliği destekleyen projeler için çalışacağız. Platform sayesinde reklamı pazarlayarak yerel medyaya dağıtabileceğiz. Ortak bir reklam havuzunun da oluşturulmasıyla gelir de sağlanabilecek.”



Seminerin ikinci oturumunda,  Cumhuriyet Vakfı Başkanı Orhan Erinç “Medya-siyaset ilişkisi”, TGC Genel Sekreter Yardımcısı Ahmet Özdemir “Basın İlan Kurumu Yönetmeliği’ndeki değişiklikler" hakkında bilgi verdi.  Bu oturumun moderatörlüğünü TGC Genel Saymanı Gülseren Ergezer Güver yaptı.



TÜRKİYE’DEKİ EN ÖNEMLİ EKSİKLERDEN BİRİ UZMAN GAZETECİLİK



Cumhuriyet Vakfı Başkanı Orhan Erinç “Medya-siyaset ilişkisi”  başlıklı konuşmasında şunları dile getirdi:



“Türkiye’de medya –siyaset ilişkisi hiçbir zaman iyi olmamıştır. Siyaset her zaman medyayı yanına çekmek istemiştir. Bunun için çıkarlar sağlamak ya da tehdit etme yollarını tercih etmiştir. Gazetecilik bütün bunlara karşın görevini yerine getirmekten kaçınmamıştır. Medyanın siyasetle ilişkilerinde iktidarda olan partiyi destekliyorsanız kolaydır. Ama desteklemiyorsanız kendi yayın ilkelerinize göre gazetecilik yapmak istiyorsanız zordur. Medya siyaset ilişkilerinin düzelme olasılığı da yok. Türkiye’deki en önemli eksiklerden biri uzman gazeteciliktir. Uzman gazetecilik, Türkiye’de aşırı cesaret isteyen alan haline dönüştü. Bir konuyu uzman olarak incelemeye kalkarsanız zor durumda kalma olasılığınız da her zaman var.”



GAZETELERE ÖZEL HABER ŞARTI GELİYOR



TGC Genel Sekreter Yardımcısı Ahmet Özdemir “Resmi İlanlar ve Yerel Gazetecilik” başlıklı sunumunda şunları söyledi:



“Yaklaşık 39 yıllık süreç içerisinde 67 sayılı Genel Kurul kararının pek çok maddesi değişikliğe uğramıştı. Teknoloji dünyasında yaşanan gelişmeler medya sektörünü de ilgilendiriyordu. 67 sayılı Genel Kurul kararı, uygulanabilirlik anlamında bazı ihtiyaçlara cevap veremiyordu. Yazım dili ağırdı. Basın Kanunu, Matbaalar Kanunu ve benzeri ilgili yasa hükümleri dikkate alınarak yeni bir mevzuat yapma ihtiyacı doğdu. Yeni düzenlemeye göre, “Gazeteler asgarî yüzölçümünün en az  ¼  asgarî kadrolarında gösterilen muhabir haberlerine veya yazarların yazılarına yer vermek zorunda” olacaklar.  Sonuçta, Resmi İlan ve Reklamlar İle Bunları Yayınlayacak Süreli Yayınlar Yönetmeliğinin; mevcut şartlara uygunluğu, yeni sistematiği itibariyle daha anlaşılır olması, güncel yönetmelik yazım kurallarına uygunluğu gibi nedenlerle, ihtiyaca cevap verebilecek nitelikte diyebiliriz.”



İFADE ÖZGÜRLÜĞÜNÜN ÜÇ BOYUTU VAR



Bu oturumun ardından Bilgi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Anayasa Ana Bilim Dalı öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Ulaş Karan "Basın ve Düşünceyi İfade Özgürlüğü Sorunları" konulu bir konuşma yaptı.  Karan, konuşmasında  ifade özgürlüğünün üç boyutuna vurgu yaptı:



“Genellikle ifade özgürlüğünden bahsederiz.  İfade özgürlüğünün üç boyutu vardır. Bunlardan ilk ikisi daha çok benim gibi gazeteci olmayanları ilgilendirir. Bunlardan birincisi görüş sahibi olma hakkıdır. Bu sınırlanamaz haktır.  



Bu dönemde gazetecilerin sürekli işlerini kaybetmesinden söz ediyoruz. Kitlesel olarak Cumhuriyet tarihinde gazetecinin işini kaybettiği dönem Gezi dönemi oldu. Gazeteciler nasıl işlerini kaybetti? Haberi dolayısıyla değil ama sosyal medyada yaptığı bir haber nedeniyle işini kaybetti. 



İfade özgürlüğünün ikinci boyutu bilgi ve düşünce edinme. Bu da beni ilgilendiriyor. Görüş sahibi olabilmem için bilgi ve düşünceyi edinmem gerekiyor. Bunun için medya organlarına erişebilmem lazım. Sosyal medya organlarına getirilen kısıtlamalar, bu konuyu gündeme getirdi.  İfade özgürlüğünün Türkiye’de en çok gündeme gelen boyutu ise bilgi ve düşünceyi yayma. İşte bu boyutta medya işin içine giriyor.  



Medya eski ayrıcalığını kaybetmiş durumda. Herkes gazeteci olursa etik standartlar ortadan kalkar. Bilgi ve düşüncenin yayılması engelleniyor. Yayın yasakları geliyor. İfade özgürlüğünün kullanımında bu tür sorunlar yaşanıyor.”



YEREL MEDYADA ÖNEMLİ SORUNLAR YAŞANIYOR 



Seminerin diğer oturumunda yerel medyanın sorunları tartışıldı. Oturumun moderatörlüğünü TGC Genel Sekreteri Sibel Güneş üstlendi. Bu oturumda öne çıkan konular şunlar oldu:



YEREL MEDYANIN ÖNE ÇIKAN SORUNLARI: 



KAMU KURUMLARI AA VE TRT DIŞINDA DA MEDYAYA BİLGİ VEREBİLMELİ:



Kamu, kurum ve kuruluşlarının basın toplantılarını AA ve TRT dışındaki yayın kuruluşları da takip edebilmeli. Bu konuda tüm medyaya eşit davranılmalı. Gazetecilerin haber alma hakkı engellenmemeli.



BASIN BÜLTENİ GÖNDERMEK YERİNE BASIN TOPLANTISI YAPILMALI: 



Yerelde de kamu kurumları basın toplantısı yapmaktan ısrarla kaçınıyor. İl yöneticileri, belediye başkanları, danışmanlarına yazdırdıkları bültenleri medyaya göndererek haber olmaya çalışmaktan vazgeçmeliler.



 



BELEDİYELER SATIN ALDIKLARI GAZETELERLE MEDYAYI YÖNLENDİRMEMELİ:  Bazı illerde belediye başkanları gazeteleri satın alarak işveren durumuna geçiyor. Bazı gazeteci derneklerinin başkanlarını kendine basın danışmanı olarak işe alıyor. Belediyeyi öven haberler yaptırıyor. Yerel medyada haksız rekabet yaratıp gerçek gazetecileri devre dışı bırakmaya çalışıyor.



OHAL KAPSAMINDA HAKSIZ KAPATILAN YAYIN ORGANLARI İÇİN İNCELEMELER HIZLANDIRILMALI:



OHAL ile kapatılan yayın organlarında çalışan gazeteciler işsiz kaldı. Sarı basın kartları iptal edildi.  KHK ile kapatılan kurumların tekrar yayın hayatına başlaması için inceleme süreci daha hızlı yürütülmeli.



GAZETECİLER GÖREVLERİNİ YAPIYOR DİYE TEHDİT EDİLMEMELİ: 



Sokağa çıkma yasağının olduğu bölgelerde gazeteciler çok büyük sorunlar yaşıyorlar. Sokaktaki bir haberi bile yaparken gazeteciler polisten izin almak zorunda kalıyor, gözaltına alınıyorlar. Gazetecilerin mesleklerini yapma özgürlüğü engellenmemeli.



TEK TİP GAZETECİLİKTEN KAÇINILMALI: 



Ajanslara bağlı gazetecilikten kaçınılmalı, yerel gazeteciler kendi bölgelerinin haberlerini araştırıp incelemeli ve bu haberleri öne çıkarmalı. 



YEREL MEDYADA DA ARTAN İŞSİZLİĞİ ÖNLEYİCİ PROJELER GELİŞTİRİLMELİ:



Yerel medyada ekonomik sorunlar, teknik sorunlar artıyor. İşsizlik artıyor. Ekonomik sorunlar, teknik personel sorunları ağırlaşıyor. Yüksekova'da çok sayıda yayın organı kapatıldı. Kapatılan yayın organları nedeniyle Diyarbakır'da gazeteci olarak çalışanların üçte ikisi işsiz kaldı. Trabzon'da bir gazeteden 20 gazeteci işten çıkarıldı. 



ARMAĞANLAR VERİLEREK GAZETECİLER YÖNLENDİRİLMEYE ÇALIŞILMAMALI: 



PR ajansları yerel medyada da armağanlarla gazetecileri yönlendirmeye çalışıyor. Etik dışı bu yaklaşımdan vazgeçilmeli.


Etiketler tgc
Sıradaki Haber İçin Sürükleyin