FATİH ALTAYLI'NIN HÜRRİYET'TE YAYINLANAN YAZISI:
Aydın Doğan: Kaçmasınlar, gelsinler tartışalım
BAYRAMLARDA yazı yazmama geleneğimi zorla
bozduruyorlar.
Bir ‘tartışmayı’ bayram nedeniyle yarım bırakamazdım.
Yavuz Semerci’nin ‘Sen Turgay Ciner’le röportaj
yap, ben de Aydın Doğan’la yapayım’ önerisine, Aydın Doğan’ın
‘Röportajı boşverin. Gazetecilerin ve halkın önünde limitsiz
tartışalım. Bir yanda Dinç Bilgin, Turgay Ciner ve istiyorlarsa
yazar arkadaşları, diğer yanda ben tek olayım’ yanıtını
ilettim.
Sabah’ın Ekonomi Müdürü meslektaşım Yavuz Semerci dün bu öneriye
bir yanıt verdi.
Yavuz diyor ki: ‘Sadece üçü değil, o dönemde Sabah ve Hürriyet’te
bu olaylara tanıklık eden herkes hep beraber tartışsın.’
Öneri bana ‘komik’ geldi. Sonuç olarak o sürece kimler katılmış
olursa olsun, gelişmelerin tümüne hákim üç kişi her şeyi
tartışabilirdi.
Bu kadar kalabalık bir tartışmadan bir şey çıkması mümkün
değildi.
Ama yine de Aydın Doğan’ı aradım.
‘Kaçıyorlar. İşi sulandırmaya çalışıyorlar’ dedi.
Ve çağrısını yineledi:
‘Ben çok açık bir çağrı yaptım. Gelin belgelerle, bilgilerle hep
birlikte tartışalım dedim. Ama görüyorum ki işi sulandırmaya
çalışıyorlar. Bir daha tekrar ediyorum. Kendine güvenen gelsin.
Bütün iddialarını ortaya koysun. Ben de hepsine belgeleriyle yanıt
vereyim. İstedikleri herkesi de izleyici olarak çağırsınlar. Aklına
bir şey takılan orada halkın, gazetecilerin önünde sorusunu sorsun.
Ne varsa konuşalım. Kimsenin aklında bir soru işareti kalmasın.
Sonrasında kimse öyleydi, böyleydi demesin. Daha ne istiyorlar. Ha,
gelmeyeceklerse, o zaman sussunlar. Hem karşıma çıkmaya
korkacaksın, hem de ne olduğu anlaşılmaz, her yöne çekilebilecek
safsatalarla kafa karıştıracaksın. Madem bu kadar iddiaları var,
gelsinler karşımda tekrarlasınlar. Hadi diyorum. Gelin diyorum.
Gelin Digiturk de dahil aklınızda ne soru varsa, orada sorun.’
Aydın Doğan, bu açıklamalarından sonra Dinç Bilgin ve Turgay
Ciner’e meydan okumasına son noktayı şöyle koyuyor:
‘Fatih, ben kimseyle kavga istemiyorum. Kimseyi köşeye sıkıştırmak,
zor durumda bırakmak gibi bir niyetim yok. Ama günümüzde medya
bütün toplumların sosyal, siyasi dengeleri açısından çok önemli bir
sektör. Ben de ülkemde dürüst, sağlam, etik değerlere önem veren
bir medya olsun istiyorum. Geçmişte Türkiye, gazetesini
televizyonunu silah olarak kullanan ve onu başka işlerinin kalkanı
olarak gören insanlardan çok çekti. Sadece biz değil, dürüst
işadamları, siyasetçiler, sanatçılar, herkes çekti. Bunların bir
kısmı temizlendi. Ama görüyorum ki şimdi yenilerinin çıkması
tehlikesi var. Benim bütün çabam dürüst ve temiz bir medya
çabası.
Fatih, burada bir kere daha şunun altını önemle çizmek istiyorum.
Bu ülkenin ekonomik krize girmesine yol açan batık bankacılardan
biri de Dinç Bilgin’dir. O ve onun kiracısı Turgay Ciner, 1 milyar
dolarlık borcun üzerine yatmak istiyorlar. Herkesle alay edercesine
yılda 2 milyon dolar gibi komik bir kirayla bu medya grubunun
üzerine oturmak istiyorlar. Sabah Gazetesi ve atv televizyonunun
geçen yılki sadece ilan geliri en az 200 milyon dolardır. Bu kadar
parayı alıp, millete 2 milyon dolar gibi komik bir parayı kira
olarak vermek adil ve dürüstçe bir davranış mı? İşte bu yüzden bir
açık oturumda karşıma çıkamıyorlar. Çünkü biliyorlar ki halkın
önünde bu haksız hesabı soracağım. Söyler misin bu ülkede banka
batırmayan, vergisini ödeyen, devlete bir kuruş borç takmadan ülke
ekonomisine hizmet eden dürüst işadamlarının günahı ne? Vergisi
daha kaynaktan kesilen işçinin, memurun, esnafın karşısına hangi
yüzle çıkıyorlar? Ben bu insanların da mücadelesini veriyorum. Bu
ülkede hukuk varsa, adalet varsa ve devlet varsa hepimizle alay
eden bu anlaşma devam etmemeli.’
Aydın Doğan’ın yanıtları bunlar. Halkın önünde, hatta canlı yayında
tartışma çağrısını yineliyor. Yavuz Semerci’nin bulunmasını
istediği herkes dinleyici sıralarında yer alsın. Herkes sorusunu
sorsun diyor.
Ben bu konuda daha fazla yazmak istemiyorum. Taraflar karşı karşıya
gelsin. Her şey aydınlansın.