Zaman Gazetesi Genel Yayın Müdürü Ekrem Dumanlı CHP'nin değişimle imtihanı başlıklı bugünkü yazısında CHP'deki değişimi coşkuyla karşılayanları böyle eleştirdi...
KURULTAYI MEDYA YÖNLENDİRDİ
'Baykal'sız CHP' operasyonunda ok yaydan çıkmıştı artık. En
ölümcül darbeyi CHP Genel Sekreteri Önder Sav yaptı ve
delegelerdeki hâkimiyetini kullanarak Kılıçdaroğlu'nu destekledi.
Sav'ın, Baykal'dan huzursuz olduğu daha kaset işleri çıkmadan
söyleniyordu. Çünkü Baykal, genel sekreterlik makamını bir kişinin
hâkimiyetinden çıkarıp yerine 'genel başkan yardımcılıkları' ihdas
edecekti ve partiyi gençleştirecekti.
Partideki ayrışma ufukta görünür görünmez bazı medya grupları
sahaya indi ve CHP'de belirleyici rol üstlendi. Sahaya indi
diyorum; zira Kemal Bey'e destek, bizzat sürece müdahale safhasına
kadar ulaştı. Hatta bazı gazetelerin kurultayda Kılıçdaroğlu'nu aşk
u şevkle alkışladığı iddia edildi. Twitter'daki rivayetlere göre
bazı köşe yazarları gözyaşı bile dökmüş. Ne gariptir ki, ona buna
'yandaş medya' diyerek etrafı kırıp geçirenlerin önemli bir kısmı,
değil partiler arasından bir partiye destek vermek, parti içi
tercihlere tarafgir bir edayla etki ediyor. Asıl yandaşlık,
partizanlık, gazetecilik sınırlarını aşmak bu değil de nedir? Daha
önce yaşanan ve medya tarafından organize edilen 'parti içi'
operasyonlar (Mesut Yılmaz, Tansu Çiller, Mehmet Ali Bayar, İsmail
Cem, Kemal Derviş olayları gibi) demek ki yeterince ders
olmamış...
...
MEDYANIN GAZINA GELMEK, HAZİN BİR SON OLUR
Klasik medyanın söylediklerine bakılacak olursa CHP kurultayı
yeni bir iktidarı ve başbakan adayını işaretliyor. Öyle bir hava
estiriliyor. Sanırsınız kurultay salonu Türkiye'nin kalbi. Tabii ki
bu, medyatik bir yanılgı. Kamuoyu sanıldığından daha zeki, daha
basiretli, daha ferasetlidir. Herkes soracak: CHP'de yeni olan ne?
Konu sadece, "Baykal gitti, Kılıçdaroğlu geldi" denklemine
bırakılıyorsa bunun tükeniş süreci yakındır. Çünkü CHP'nin topluma
yaklaşım biçiminde problemler bulunmakta. Halkla barışık değil CHP.
Halkın inancıyla da, hayat tarzıyla da çatışıyor sürekli. Dünyadan
kopuk, kapalı rejim özentisi kokan bir yapıyı temsil ediyor bu
parti. O yüzden büyüyemiyor. Yüzde 20 bandında sıkışması halkla
çatışması nedeniyledir. CHP yeni lideriyle ülkenin temel
meselelerine aklıselimle yaklaşmaz, sırtını bürokratik hegemonyaya
dayayarak vatandaşı dövmeye devam ederse partide hiçbir şey
değişmemiş demektir...
Bizdeki kadim medya (halktan kopuk olduğu için) balonlar uçurmayı sever. Kendi temennilerini halkın eğilimleri sanır. Sonra da muhatabına bunu öyle ambalajlar ki sanırsınız her şey tıkır tıkır işliyor. Umarım CHP ve yeni lideri, bazılarının pohpohlanmasına şüpheyle bakıyordur. Çünkü iktidarı medya belirlemiyor, belirlemeyecek de; hele siyasî sabıkası kabarık olanlar asla! Medyanın yapmacık alkışlarına güvenerek siyaset yapılmaz. Bakın o alkışlar birkaç hafta içinde nasıl yön değiştirdi?