Kara Melek, Melekler Adası, Aşk ve Gurur, Savcının Karısı, Sahra, Kanun Savaşçıları, Sır, Benim İçin Ağlama, Bize Ne Oldu?, Marziye ve Huzur Sokağı gibi dizileri hayata geçiren senarist Nuran Devres, ilk romanıyla edebiyat dünyasına merhaba dedi.
Mona Kitap'tan çıkan Melek-i Tavus'ta, güncel hayattan insan öykülerini, entrika ve aksiyonla bezeyen Devres, ilk kitabında güçlü ve dinamik bir üslupla okurun karşısına çıkıyor.
Mardin’in bir köyünden, New York, İstanbul, Roma gibi dünya metropollerine uzanan Melek-i Tavus, gerçekçi dili ve hızlı kurgusuyla dikkat çekiyor. Melek-i Tavus, diğer ismiyle Adı Güzel Melek için yazar uzun yıllar Yezidilik kültürünü araştırdı ve kitap yazma sürecinde de bir süre Mardin’de yaşadı.
Kitabın konusu ise şöyle;
Güney Doğu Anadolu’da, Midyat’ın yoksul bir köyünde yaşayan 17 yaşındaki güzel Yezidî kızı Cano, yalnızca bir kez birlikte olduğu birinden gebe kalmıştır ve çocuğunu doğurmak üzeredir. Ancak Yezidilerde başka dinden biriyle evlilik ya da birlikteliğin cezası ölüm olduğundan Cano, bebeğin babasının gerçek kimliğini ailesinden gizler. Ancak aile bir utanç tohumu olarak tanımladığı bebekten bir an önce kurtulmak için doğumdan bir hafta sonra bu kız bebeği İstanbul’dan gelen birine para karşılığı verir. Doğumundan beri minik kızıyla inanılmaz bir aşk bağı kuran Cano’dan zorla ayırmışlardır çocuğu. Kimse bilmez ama Cano kızına isim bile koymuştur: Vâha! Roman Vaha’nın evlatlık olarak gittiği Amerika’da büyüyüp, Connie adlı bir genç kız oluşu ile devam eder. Ancak gün gelecek, başına sardığı Zımzım suyuna daldırılmış tülbentiyle mezarlıkta yaşayan Cano ile New York’ta lüks bir hayat süren Connie’nin yolları kesişecektir.