Uluslararası 4 yayıncı bir ilke imza attı!

Türkçe YouTube kanalı yayın hayatına başladı.

Google Haberlere Abone ol
Uluslararası 4 yayıncı bir ilke imza attı!

Alman kamu yayın kuruluşu Deutsche Welle, iş birliği yaptığı BBC, France 24 ve Voice of Amerika ile birlikte Türkçe YouTube kanalı kurdu. Tarihte ilk kez dört yayın kuruluşunun bir araya gelerek açtığı +90 kanalında, Türkiye’deki takipçilerin yanı sıra ülkeleri dışında yaşayan Türklere de ulaşılması hedefleniyor.



Deutsche Welle öncülüğünde, İngiliz BBC, Fransız France 24 (F24) ve Amerikalı Voice of Amerika’nın (VOA) ‘+90, tarafsız gündeme bağlan’ sloganıyla hayata geçirdiği kanal, bugün İstanbul’da yapılan bir basın toplantısıyla yayın hayatına başladı. Türkiye’de yaşayanlara ve ülkeleri dışında yaşayan Türklere ulaşması hedeflenen kanal ile Türkiye’deki ifade ve medya özgürlüğünün güçlendirilmesi amaçlanıyor. Tarihte ilk defa bir araya gelen bu dört yayın kuruluşu, ekonomiden siyasete, kadınların iş hayatındaki yerinden bilim kültüre kadar pek çok konuda içerik üretecek. Konuların derinlemesine araştırılarak tartışılacağı kanalda tüm içeriğe istenilen zamanda ulaşım sağlanabilecek.



'Türkiye'ye zaten yabancı değiliz'



İstanbul’daki lansman toplantısında konuşan Deutsche Welle Genel Müdürü Peter Limbourg, kanal için çalışmaya 18 ay önce çalışmaya başladıklarını söyledi. Limbourg, “BBC’den Jamie Angus ile birlikte bir şey yapmayı istedik ve bunun Türkiye’yle ilgili olmasına karar verdik çünkü Türkiye’de zaten ofislerimiz var. Daha sonra bu fikri Fransızlara ve Amerikalılara sorduk, onlar da çok sıcak karşıladı. Böylelikle bu projeyi hayata geçirmeye başladık. Türkiye oldukça büyük bir ülke ve çok fazla nüfusa sahip. Bize yabancı bir ülke değil, biz de Türkiye için yabancı değiliz. Bu nedenle Türkiye’nin bu tür bir işbirliğini kurma açısından uygun bir ülke olduğu kararına vardık” dedi.



Türkiye’de medyanın, sosyal medyanın ve özellikle YouTube’un çok yoğun olarak kullanılan mecralar olduğunu anımsatan Limbourg, “Türkiye’nin içerisinde bulunduğu durum ve şartlar göz önünde bulundurulduğunda Türkiye’de farklı haberlerin, aynı haberin farklı yorumlarının ve çok sesliliğin gerekli olduğu bir dönemde olduğunu düşündük” diye ekledi.



'Birlikte çalışmanın bizi daha güçlü kılacağını gördük'



BBC Dünya Servisi Müdürü Jamie Angus da, neden birlikte yola çıktıklarını şu sözlerle aktardı:



“Bizler aslında birbirinden farklı alanlarda faaliyet gösteren dört yayıncıyız. Ve ayrı ayrı faaliyet göstermek yerine güçlerimizi birleştirerek ortak bir ses ile hareket ettiğimizde, ortak bir platform oluşturduğumuzda daha geniş bir kitleye ulaşabileceğimizi ve bunun aslında hepimizi daha güçlü kılacağını gördük. Genç kuşağın en fazla Youtube’da vakit geçirdiğini gördük. Gençleri ne yazık ki diğer ortamlarda çok fazla kendilerini görmüyoruz. Onlara ulaşabilmek için YouTube’u seçtik.”



'Sosyal medyadaki gürültü kirliliğinden uzaklaşmak istedik'



Kanalın ortaklarından VOA’nın Temsilcisi Eric Phillips de, Türkçe yayın yapmayı çok önemsediklerini söyledi. Phillips, “Ortaklarımızla birlikte +90 içeriklerini üretirken Türkiye’de özellikle bu alanlarla ilgili insanları düşüneceğiz. Konularımız ekonomi, politika, bilim sanat ve bazen eğlence de olacak. Sosyal medyada çok fazla gürültü kirliliği var. Bizim amacımız özellikle genç izleyiciler için önemli konuların konuşulmasını sağlamak. Bizim amacımız sadece içerik üretmek ve yayınlamak değil, aynı zamanda bu içerikler üzerine yorumların da yapılmasını sağlamak” diye konuştu.



'Amacımız kar elde etmek değil'



Amaçlarının kar etmek olmadığını ifade eden France 24 İngilizce Servisi Müdürü Gallagher Fenwick ise, “Biz halka açık şirketleriz, o yüzden +90 platformunda da amacımız hiçbir şekilde kar elde etmek değil. Amacımız her şeyden önce günümüzdeki insanların neredeyse unuttuğu karşılıklı konuşma tarzında programlar yapmak. Bu platform altında son dakika haberleri vermeyeceğiz. Üstelik sadece belirli bir alana ya da sadece politik bir alana da odaklanmayacağız. Ele aldığımız konuları yüzeysel bir bakış açısıyla değil çok derinlemesine bir analizle işliyor olacağız” dedi.



'Projenin geleceğini elbette zaman gösterecek'



“Birincil amacımız elbette içeriğin seyredilmesini sağlamak ancak bir diğer önemli konu ise insanların birbiriyle olan iletişimini sağlamak” diyen Fenwick, “Projenin geleceğini elbette zaman gösterecek. Eğer Türk seyircisi oluşturmuş olduğumuz platforma yoğun ilgi gösterir ve aktif olarak katılım sağlarsa elbette proje Türkiye’de parlak bir geleceğe sahip olacak. Bizler de buna göre projenin geleceğini şekillendireceğiz” ifadelerini kullandı.


Sıradaki Haber İçin Sürükleyin