Uğur Gürses/RADİKAL
'Twitter' ve ekonomi
Geçen hafta perşembe günü, yükselme eğiliminde olan ABD
borsasına öyle bir ‘katkı’ geldi ki, altı haftalık bir zaman
diliminin en yüksek artışı gerçekleşti. Bu yükselişin nedeni
2006’dan bu yana krizle ilgili söylediği çoğu saptama doğru çıkan
Prof. Nouriel Roubini idi. Roubini, konuşmacı olarak katıldığı bir
yatırımcı toplantısında, resesyonun altı ay sonra sona ermiş
olacağını söyleyip, ‘serbest düşüş sona erdi. Tünelin ucundaki ışık
üzerimize gelen trenin ışığı değil’ dedi. Borsa kapanışında bir
açıklama yapan Roubini ‘bu daha önce dile getirdiğimden farklı
değil’ diyerek açıklık getirdi.
O an için önemli, ama bugün önemini kaybetmiş gibi görünen konunun
başka bir yönü var. Üzerinde durmak istediğimiz, çok yazılan ve
konuşulan bu konu değil, diğer yönü. Diğer yön, bilgiye erişim ve
iletişim ile ilgili.
Prof. Roubini borsa yükselişi getiren konuşmasına açıklık getirmek
için yaptığı açıklamayı kendi web sitesinde yayımladı. Bu da diğer
medya kanallarında kullanılarak yayıldı. Oysa Prof. Roubini’ye
doğrudan ulaşabilenler (!) bu konudaki açıklamaya da web sitesinden
önce erişmişlerdi! Peki, Prof. Roubini’ye ulaşmak bu kadar kolay
mıydı? Yöntemini bilenler için evet!
Lafı uzatmayalım, söyleyelim; Prof. Roubini de teknolojik
yenilikleri izliyor ve kullanıyor. Neyi mi? Twitter tabii ki!
Roubini, konuşması borsada farklı yansıyınca Twitter’ına girdiği,
‘görüşlerim değişmedi, açıklama yayımlıyorum’ mesajı ile bu
açıklamanın internet adresi (linki) abonelerine ulaştırmıştı.
Twitter, internet ya da mobil telefonlar aracılığıyla yapılan,
kişisel durum bilgisi içeren web tabanlı bir ileti
ortamı. Yine Prof. Roubini’nin son Twitter mesajını aktararak
örnekleyelim; “CNBC söyleşim: Resesyon yıl sonuna kadar sürecek,
zayıf U biçimli toparlanma ve çifte dip riski var”. Ya da bundan
daha önceki iletideki “Machu Picchu ’da trekking için yoldayım”
gibi! (http://twitter.com/nouriel )
Twitter kullanıcıları; kısa kişisel düşünce, durum bilgisi, gözlem,
beğeni ya da eleştiri gibi kısa not (140 vuruş) nitelikli iletileri
kendi bilgisayar ya da telefonlarından giriyorlar, buna abone
olanlar da web kanalıyla anlık olarak izliyorlar. Abone olmak
ücretsiz ve kolay, ayrıca kullanıcı onayı gerekebiliyor. Kamuya
açık ya da kapalı iletişim topluluğu oluşturmak olanaklı.
Roubini’nin şimdilik 8 bin civarında bir abonesi var. Girdiği
mesajlar anında abonelere ulaşıyor. Roubini ise 17 kişiyi izliyor.
Ne Roubini çılgın bir profesör, ne de Twitter yeni yetmelerin
kullandığı ‘zıpır’ bir internet uygulaması. ABD’nin belli başlı
gazeteleri, bunların ekonomi editörleri ve yazarları, çeşitli
ekonomistler, düşünce kuruluşları ve hatta Amerikan Merkez Bankası
Fed’in birkaç şubesi (başta New York Fed) şimdiden ‘Twitter
yayınına’ başlamış durumdalar.
Bilgiye erişim, genel yaygın medya araçlarının da ötesinde giderek
kişiye özel medya araç ve iletişim yöntemleriyle sağlanabilir hale
geliyor. Tabii ki bunun en çok meraklısı da ekonomi ve mali
piyasalarda etkinliği olanlar. Para kazanmak ya da para kaybetmemek
üzerine kurulu düzenleri olanlar, işleri çeşitli riskleri yönetmek
olanlar, haber ve bilgiye erişim konusunda da o kadar tutkulular.
Yaygın medyada kendilerine arz edilen haber ve bilginin yerine,
kendilerinin özel ilgi alanlarına giren çerçevedeki seçilmiş haber
ve bilgiyi talep ediyorlar. Konuya ve kişiye özel bir ‘network’
oluşabiliyor. İşte bu noktada da Twitter gibi uygulamalar iş gören
araç haline geliyor.
***
Bu konulara kafa yorarken aklımıza; ‘muassır medeniyeti’,
yenilikçiliği yasaklarla karşılama alışkanlığımız geliyor tabii ki.
Bazı blog sitelerine, Youtube gibi alanlara konulan engelleme ve
yasaklar örneğin. Radikal Cumartesi’de Kaan Sezyum’un yazdığı gibi,
yasaklı Youtube’a Başbakan girince, biz de girmiş mi sayılıyoruz?
Kim bilir, bir gün Twitter’ı da yasaklayacak yolu bulan çıkar!