TUNA KİREMİTÇİ: SERDAR TURGUT YAYIN YÖNETMENLİĞİ ESNASINDA BASINIMIZIN EN KARANLIK PERFORMANSLARINDAN BİRİNİ SERGİLEDİ

İşte Kiremitçi'nin yazısı:

Basınımızın en önemli markalarından Akşam, zor günler yaşıyor... Ateşten gömlek giyen yeni yayın yönetmeni İsmail Küçükkaya’ya, fakirin bazı tavsiyeleri olacak...

Akşam’ın son üç-dört yılı gösterdi ki, fitne-fücur tarzı gazetecilik önce dikkat çekse de orta vadede okurun (hatta belki de ilanların) kaçmasına neden oluyor.

Etrafa hiçbir etik kaygı taşımadan, belden aşağı saldıranların yazdıklarını, medya ahalisi can sıkıntısından okuyor belki ama bunun okurları pek sarmadığını, Akşam’daki deneyin sonunda, cümleten anlamış olduk.

Mesela, gazetenin magazin yazarları yalan dolana, popüler kültür eleştirisi yazmaya özenen gençleri de alaturka basitliklere fazla meyilli sanki. Tabii bugünün şartlarında gazeteye daha kalibreli isimleri çekmek zor olabilir. O zaman mevcut yazarlara biraz dikkat diyoruz.

Çünkü emin olun: Türkiye’de insanlar sağduyulu gazeteciliğe sandığımızdan çok daha fazla ihtiyaç duyuyor.

***

Serdar Turgut’un kalması mutlaka sağlanmalı. Yayın yönetmenliği esnasında basın tarihimizin en karanlık performanslarından birini sergilemiş olması, onun çok önemli bir yazar olduğu gerçeğini değiştirmez. Turgut’un kara mizahına ve değişik bakış açılarına hepimizin ihtiyacı var.

Yeni yönetim eğer gazete çalışanlarını tenkisat belasından kurtarabilirse, acilen iyi bir televizyon ve iyi bir dış siyaset yazarı alınması gerekiyor. Bu mevkilerde ciddi boşluklar göze çarpıyor.

Öte yandan, spor haberlerini arka sayfaya almak, hiç fena olmayabilir. Okumaya arkadan başlanan gazeteler her dönemde başarılı olmuştur. Etkili bir spor servisi, en azından şu dar zamanda biraz nefes aldırabilir Akşam’a.

Genç yayın yönetmeni İsmail Küçükkaya’nın işi kolay değil. Okurların gazeteye dönmesi, tahmininden uzun sürebilir. İnşallah kendisine bu süreyi tanır, yılların tahribatını sihirli değnekle düzeltmesini beklemezler.

Bu arada, kim miyim ben?

Gazete okuru.