Radikal gazetesi geçtiğimiz cumartesi kağıt baskıya veda etti, dijitale geçti. Bu değişiklikle birlikte gazeteden kopuşlar, işten çıkarmalar da oldu. Bu arada Radikal 2'nin de yayın hayatı son buldu. Gazeteden geçen Ocak ayında ayrılan, 17 yıl Radikal 2'nin genel yayın yönetmenliğini yapan Tuğrul Eryılmaz, Medyatava'ya verdiği röportajda “Ne Ezgi Başaran’ın ne Eyüp Can’ın ‘Radikal eski Radikal’ demeye hakkı yok” dedi. Eryılmaz'ın sözleri çok konuşuldu, tartışıldı.
Medyatava, Eryılmaz'ın eleştirilerinin birinci elden muhatabı Radikal Web Koordinatörü Ezgi Başaran'a sordu.
MT: Dijitale geçerken kullandığınız "Radikal, bildiğiniz Radikal" sloganına gazetenin eski yöneticilerinden eleştiriler geldi. Bu eleştilere siz ne diyorsunuz?
Ezgi Başaran: Tuğrul abi (Eryılmaz) bu sözü "Radikal, eski Radikal" şeklinde anlamış, halbuki bu değil ve "Eski Radikal" dediğiniz vakit onun sözünü ettiği eleştiriler çok haklıdır. Çünkü Radikal ile ilgili bugün "eski" denecek birşey kalmadı gerçekten de. Kağıdın da olmadığı yepyeni bir dünyadayız. Okuyucuya dijitale geçişi anlatırken kullanılan söz, sizin sorunuzda ifade ettiğiniz gibiydi: "Radikal, bildiğiniz Radikal." Ve şöyle devam ediyordu: 'Sadece dijital' olduk diye Radikal'i Radikal yapan insan hakları, kültür sanat, çevre ve kentlilik meselelerinde aynı özenli haberciliğe devam etmeyeceğiz sanılmasın, ilkesel olarak ve habere bakış açısında aynı yerde durmaktayız, Radikal bildiğiniz Radikal olacak... Dijitalin tüm esnekliğini ve hızını kullanacağız ama haberciliğimizde "Radikal bildiğiniz Radikal."
Söylenen buydu. Tuğrul abinin de içinde bulunduğu ve çok saygı duyduğum eski Radikalcilerin ciddi bir cesaret ve alın teriyle oluşturdukları bu itibarlı habercilik markasının arkasında durmaya devam edeceğiz demekti bir yerde.
Beni de kapsayan Radikal okuru sahiplenen bir okurdur, o nedenle herkesin kafasındaki "bildiği Radikal" başka olacaktır. Zaman yaratarak ve tabii dijitalin avantajlarını kullanarak okurlarımızla, işlediğimiz haberler ve "bildikleri Radikal" hakkında fikir teatisinde de bulunacağız periyodik olarak.
Elbette çok iyi gazetecileri zaman içinde kaybettik, zaten eski genel yayın yönetmenleri bunları anlattı. Son olarak Pınar Öğünç'ün ve Ali Topuz'un artık yazmıyor olmaları beni sahiden çok üzdü, üzüyor. Kağıt ve dijital arasında arafta kalmış dünyanın tüm gazetecileri gibi yapısal ve maddi bazı çıkmazları aştığımızda onlarla belki yeniden buluşabiliriz diye ümit ediyorum. O vakte kadar ikisi dahil tüm eski Radikalcilerin giderek köhne bir karanlığa bürünen Türkiye basınında bir tutam taze nefes yaratma çabamıza, tüm basın emekçileri için dijitalde sürdürülebilir bir yaşam alanı bulma gayretimize fikirleri, kalpleri ve eleştirileriyle katkı sağlayacağını biliyorum. Hatta eminim. Çünkü benim tanıdığım ve bildiğim Radikal budur.
Neslihan Akdaş / Medyatava