ORHAN GAZİ ERTEKİN EXPRESS'E KONUŞTU: TÜRKİYE NEREYE GİDİYOR? İLERİ DEMOKRASİYE Mİ, TOTALİTARİZME Mİ?

Aylık kültür-siyaset dergisi Express’in ağustos sayısında ses getirecek birkaç dosya birarada var. Bunlardan ön plana çıkan ise Yetmez, ama evet” kampanyasının önde gelen aktörlerinden Demokrat Yargı Derneği eşbaşkanı Orhan Gazi Ertekin’in Express’e anlattıkları...

Google Haberlere Abone ol
ORHAN GAZİ ERTEKİN EXPRESS'E KONUŞTU: TÜRKİYE NEREYE GİDİYOR? İLERİ DEMOKRASİYE Mİ, TOTALİTARİZME Mİ?



Yeşil Gece


 


Aylık kültür-siyaset dergisi Express’in ağustos sayısı, Tayyip Erdoğan’ın kulakları çınlasın, “bomba” gibi. Şike soruşturmasını konu alan ve üç büyükler taraftarlarının, tabiri caizse, damarına basan “Metin Kurt Yalnızlığı” ile Türkçe Olimpiyatları’nı mercek altına alan “Gördüm Nurlu Geleceği” gürültü koparacak yazılar. Ama asıl bomba, “Yeşil Gece” başlıklı nehir söyleşi. “Yetmez, ama evet” kampanyasının önde gelen aktörlerinden Demokrat Yargı Derneği eşbaşkanı Orhan Gazi Ertekin’in Express’e anlattıkları, “Türkiye nereye gidiyor? İleri demokrasiye mi, totalitarizme mi?” sorusuna çok çarpıcı ipuçları veriyor.


Ertekin’in geçtiğimiz günlerde yayınlanan “Yargı Meselesi Hallolundu” (Epos Yayınları) adlı kitabını odak noktası alan ve 16 sayfalık bir özel ilave olarak yayınlanan söyleşinin giriş bölümü ve bazı spotları şöyle:


 



 


“Yargı Meselesi Hallolundu!” nasıl karşılandı?


 


Orhan Gazi Ertekin: Henüz saray sofrasını aşan bir sonuç görmedik. Basında, Vatan’da önce manşet oldu, iki gün sonra tekrar haber olarak çıktı. Vatan’ın perspektifinden kitabın yerini tespit etmek çok eksik olur. Milliyet’te, Cumhuriyet’te haber oldu. Onun ötesinde, medyada çok ciddi bir karşılığı olmadı.


 


Referandum öncesinde Taraf’ta Neşe Düzel’in sizinle yaptığı uzun bir söyleşi çıkmıştı. Demokrat Yargı da Taraf’ın önemsediği bir dernekti; o cenahtan kitabınıza bir ilgi gösterilmedi mi?


 


Hayır. Kitabın Taraf’taki karşılığı, “nasıl önemsizleştiririz, kıymetsizleştiririz, unuttururuz” yönündeydi. Gazetenin mutfağında ciddi bir haber olarak hazırlanıyor, ama yazıişlerinde Yasemin Çongar tarafından eleniyor. Kitaba yok muamelesi yapılıyor. Ama sadece pasif bir tavır değil, aktif bir karşılık da var. Kitabın muhatap aldığı kesimlerin itibarını yeniden yükseltme çabasıyla yeni haberler, yazılar kuruluyor. Örneğin, Osman Can konusunda Ahmet Altan’ın yazısı, hemen aynı gün yapılan YAP (Yeni Anayasa Platformu) haberi gibi. O haber tam da kitaptaki YAP tartışmasına dönük bir müdahaleyi içeriyordu. Bir-iki gün sonra da Lale Kemal, kitabı önemsizleştirmeye yönelik, “Orhan Gazi’ye de kulak verebiliriz, ama aslolan büyük dönüşümün yaşaması. O büyük dönüşüm içinde küçük marazlar olur” şeklinde bir yazı yazdı. Kitabın yayınlanmasından yedi-sekiz ay önce, HSYK seçim sürecinde, Yasemin Çongar ve Ahmet Altan’la irtibat kurduk. Ahmet Altan’a iki ayrı mektup yazdım. “Anayasa değişikliği referandumu sürecinde sizlerle beraberce bu değişikliğin anlamlı olduğunu ve soldan, liberallerden, kendine demokrat diyenlerden buna destek verilmesi gerektiğini söyledik. O süreçte bütün sözlerimiz demokrasi, hukuk devleti, hukukun üstünlüğü üzerine kuruluydu. Ama bu siyasî dil ile referandum sonrası HSYK seçim sürecindeki siyasî dil arasında derin bir fark var. Bunu gündeminize almanız gerektiğini düşünüyorum” dedim. Bir cevap gelmedi. Yasemin Çongar’a yazdım. “Yargıda çok önemli şeyler oluyor, daha önce söylediklerimizden çok farklı bir siyasî pratik yaşanıyor. AKP’nin oturduğu tabanı bile çok daraltan bir operasyon yürütülüyor. Gelin bu operasyonu beraberce sorgulayalım, bir demokrasi tartışmasına çekelim” dedim. Çongar “Bu işler böyle olur” anlamına gelecek bir cevap verdi. “O tartışmada daha çok Osman Can’a katılıyorum” dedi. Taraf’ın kitaba nasıl bir karşılık vereceğini yedi-sekiz ay önce böylece test etmiş olduk. Ahmet Altan da, Yasemin Çongar da bu meselenin hiç umurlarında olmadığı sonucu çıkarılabilecek bir tepki verdiler. Ahmet Altan da bir yazısının köşesinde HSYK seçimlerini büyük tarihî dönüşümün küçük marazlarından biri olarak yerleştirmeye çalıştı. Kitap yayınlandıktan sonra da Osman Can’ın itibarını yükseltmeye dönük bir yazı yazdı.


 


Zaman, Yeni Şafak, Sabah kitabı haber yaptı mı?


Hayır. Açıkça görülebilen bir sessizlik var orada.  


 


 


SPOTLAR


 


Biz “kilise” diyoruz Cemaat’e. Cemaat, Türkiye’deki dindarlık halleri, tarihi üzerinden anlaşılabilecek bir pozisyon değil. Batılı bir perspektiften algılanabilecek bir yapı, bir tür “Tapınak Şövalyeleri”.


 



HSYK seçimi Adalet Bakanlığı’nın kadrosu, yetkileri, hazinesi, idarî gücü ve tüm varlığı ile yönettiği bir plebisit olarak vuku bulmuştur. Bir seçim değildir, çünkü “seçme hakkı” söz konusu olmamıştır.


 



Liberal analizlerde iki büyük vurgu var: Yüz yıllık vesayet geleneği ve elli yıllık Kemalist iktidar. Bu, son derece dar ve eksik bir yaklaşım. Tanzimat  ve Cumhuriyet de dahil, olan bir tür “Yeşil Gece”. Son dönemde, biz de bir “Yeşil Gece” yaşadık.



 


“Yetmez ama evet” bağımsız bir politik pratik değildi. AKP’ye ait bir şeydi. Bunu bağımsız bir politik çizgiymiş gibi ifade etmek yanlış olur. Hem AKP’nin içinde, hem AKP’nin dışınday“mış” gibi göstermek, “evet”i savunmaya dönük dili zehirledi.


 



Normalde Ergenekon’un müştekîsi kim olabilir? Sol hareketler, Kürt hareketi, gayrımüslimler, Alevîler... Derin devletin müştekîleri bu kesimler. Ama Ergenekon Terör Örgütü’nün müştekîsi Cemaat. Tılsım burada.


 


AKP’ye meşruiyetini AKP dışındaki kesimler taşıdı. Referandum AKP’nin AKP dışı güçlerle ilişkisi için dönüm noktası gibiydi. Referandum sonrası, AKP o kesimlere artık ihtiyacı olmadığını düşünmeye başladı.


 



Otoriter  süreç şunu gerektirir: “Ben yaptım, oldu. Sizi tanımıyorum.” Şimdiki iktidar her eyleminde onaylanma ihtiyacı duyuyor. “Hadi beni alkışlayın” diyor. Bu, totaliter bir anlayışı gösteriyor. Gözlemim otoriterlikten totaliterliğe doğru gidildiği yönünde.




AKP’ye sol liberal bir dil üzerinden söz yetiştirme eylemi başarısızlıkla sonuçlandı. Bunu kabul etmek gerekiyor. Demokrat arkadaşların bir kısmının özel sohbetlerde “Nuray Mert haklıymış” dediklerini biliyorum.    


EXPRESS’İN YENİ SAYISI BAYİİLERDE

Sıradaki Haber İçin Sürükleyin