Nuray Mert'ten 'Erdoğan hayranlığı' cevabı!

Gazeteci Nuray Mert, o iddialara Cumhuriyet'teki köşesinden yanıt verdi.

Google Haberlere Abone ol
Nuray Mert'ten 'Erdoğan hayranlığı' cevabı!

Cumhuriyet gazetesi yazarı Nuray Mert, RedHack’in Enerji Bakanı Berat Albayrak’ın e-postasını hacklemesiyle Doğan Yayın Holding Başkan Vekili Mehmet Ali Yalçındağ'ın ortaya saçılan yazışmalarında geçen "Erdoğan hayranı" olduğuna ilişkin ifadeye bugünkü yazısıyla yanıt verdi.



Yazısında, "Erdoğan’a hayran olsam, bunu doğrudan yazıp çizmekte mahzur görmez, fazladan, bu ülkede rahat ederdim" diyen Mert, "Cumhurbaşkanı’ndan “Tayyip Bey” diye söz etmem de Erdoğan’ın adeta bir şeytan olarak resmedilmesine karşı çıkmam da, “hayranlık”la alakası olmayan meselelerdir. 12 Ağustos gecesi masamıza uğrayan genç bir arkadaşımıza bu çerçevede yaptığım uyarılar, belli ki Yalçındağ tarafından “hayranlık” olarak özetlenmiş" açıklamasında bulundu.



İşte, Mert'in o yazısı:



"Doğan Yayın Holding Başkanı Vekili Mehmet Ali Yalçındağ’ın Berat Albayrak’a gönderdiği e-postalar içinde benim ile ilgili bir bölüm var. Gazetemizin yöneticileri, bu olay konusunda yazı günümü beklemeden açıklama yapmak isteyip istemediğimi sorma nezaketi gösterdiler, kendilerine teşekkür ederek, yazı günümde, kendi köşemde açıklama yapacağımı ifade ettim. Doğrusu, bizim gibi kamuoyu önünde yazı ve yorumları ile fikir beyan edenlerin, böyle bir durumda açıklama yapma sorumluluğu taşıdıklarını düşünüyorum. Dahası, malum “sukût ikrardan gelir”.



Anlamı ve önemi yok



Olay şudur; 12 Ağustos akşamı, Ahmet Hakan, Arzuhan- Mehmet Ali Yalçındağ çifti ile Bodrum’da sohbet ettiğimiz doğrudur. Bu sohbetin hiçbir fevkalade anlamı ve önemi yoktur, sıradan bir ahbaplık, güncel siyaset üzerine konuşma mevzusudur. Başta Aydın Doğan olmak üzere, gerek Doğan ailesi ile, gerek Doğan medya çatısı altında yazar-idareci pek çok isimle arkadaşlığım, ahbaplığım gizlediğim bir mevzu olmadığı gibi, çekincem olan bir konu değildir. Ancak köşe yazarlığı işimi, sosyal ilişkilerimle hiçbir şekilde birbirine karıştırmadığım da pek çoklarının şahitlik edeceği bir husustur. Uzun yıllar Radikal gazetesi, daha sonra kısa bir süre Hürriyet gazetesinde yazarlık yaptım, her iki gazeteden de kendi kararım doğrultusunda ayrıldım. Radikal’den, Eyüp Can’ın genel yayın yönetmeni olması ve benim kendisi ile çalışmak istemememden dolayısı ile ayrılma kararı verdim. Bu kararımın nedeni Eyüp Can’ın şahsına karşı değil, gazeteye yeni bir format getirme düşüncesine uyum sağlamayacağımı düşünmemdir. Hürriyet gazatesinden ise o dönem genel yayın yönetmeni olan Enis Berberoğlu’nun bana karşı yaptığını düşündüğüm bir nezaketsizlik yüzünden ayrılma kararı verdim. İşten atılmanın konu olduğu tek olay, Milliyet gazetesinin neden bildirmeden yazılarıma son vermesi olayı idi ve Milliyet gazetesi o dönem Doğan Grubu’na ait değildi. Bu olaylar esnasında, Doğan ailesi ve mensupları ile yakınlığımı bu konulara karıştırmamaya azami özen gösterdim. Diğer taraftan, Murat Yetkin’in genel yayın yönetmeni olduktan sonra bana getirdiği teklif üzerine yıllardır Hürriyet News gazetesinde köşe yazıyorum, köşe yazarı olarak sadece genel yayın yönetmenleri ile iletişim kurarım, doğru olanın bu olduğunu düşünürüm. Fırsatı ganimet bilip Doğan Medya’ya dönme çabası içinde olduğum iddiaları saçmalıktan ibarettir. Böyle gayretler içinde olsam, kendi isteğimle diğer gazetelerden ayrılmaz, bu yollara tevessül etsem ailenin damadı üzerinden yol almaya gerek duymazdım. Ayrıca, halihazırda, özgürce fikirlerimi ifade etme imkânı olan Cumhuriyet gazetesinde yazıyor olmaktan son derece memnunum."



Yazının devamını okumak için TIKLAYIN...



 


Sıradaki Haber İçin Sürükleyin