NAZLI ILICAK / SABAH
Medyadan tasfiye mi var?
Doğrusu önce hiç ciddiye almadım. Neydi söylenti? "İktidar,
medyadan tasfiye edilecek bazı yazarların listesini Aydın Doğan'a
vermiş. Aydın Doğan'ın başına iş açan bu yazarların yorumları imiş.
Onlar tasfiye edilirse, Aydın Bey ancak o zaman iktidarla
uzlaşabilirmiş!!!"
Bir iki aydır yazılıyor çiziliyor ve doğrusu bu ya, "asparagas"
diye dikkate bile almıyorum. Aydın Doğan'a ağır vergi cezası
geldikten sonra, bu tarz değerlendirmeler gene hız kazandı.
İktidarın "medyadan tasfiye" gibi bir niyeti bulunmasa dahi,
meslektaşlarımızın, Aydın Doğan'a açıktan açığa bu gibi
tavsiyelerde bulunması, basın ahlâkıyla bağdaşmıyor. Bir yandan
Doğan'ın kulağına kar suyu kaçırılıyor, bir yandan da, böyle
baskılar varsa, onlara meşruiyet kazandırılıyor; siyasi iktidarın
hoşuna gitmeyen yazarların tasfiye edilmesi, ahval-i adiyeden bir
olaymış gibi sunuluyor.
28 Şubat'ta, askeri müdahaleyi eleştiren bizler, çalıştığımız
gazetelerden atılmıştık. Bu çok antidemokratik bir gelişmeydi. O
zaman meslektaşlarımız hiçbirimize sahip çıkmamıştı. Ama hiç
değilse, "Oh olsun" havası esmiyordu. Tayyip Erdoğan'ın "Şu
kişilerin işine son verin" gibi bir önerisinin olduğunu hiç
sanmıyorum. Acaba, "Onlar gitse biz yerlerine geçebiliriz" hevesine
kapılan meslektaşlarımız mı bu havayı yaratıyor? Diğergamlık da
kalmadı. Empati, yani kendisini diğerinin yerine koyup olayları
yorumlama. Yarın öbürsügün, bambaşka bir iktidar gelir, bu defa da,
farklı bir kesime yönelik zulüm başlar. Bu yüzden, elbirliğiyle,
gazetecilerin bağımsızlığını savunalım; siyasetin baskılarına
birlikte göğüs gerelim.