Mehmet BARLAS/SABAH
Rasim Ozan Kütahyalı Hürriyet'in başına mı geçiyor?
Siyasi kamplaşmanın bizim mesleğe yansımasının en kötü
sonuçlarından biri de görgü ve nezaket kurallarının
unutulmasıdır.
Buna son örnek, Aydın Doğan ile Nagehan Alçı-Rasim Ozan Kütahyalı
çifti arasındaki ilişkilerin yorumlanmasından verilebilir.
Önce Aydın Doğan, Alçı-Kütahyalı çiftini Doğan Holding merkezindeki
bir yemek davetinde baş başa ağırlamış.
Onlar da buna mukabele etmek için Aydın Doğan'ı evlerindeki baş
başa bir yemekte ağırlamışlar.
Bir davete mukabele etmek en basit görgü kuralı değil mi?
Sadece başbakanlar, holding patronları, gazete sahipleri mi yemeğe
davet edebilir gazetecileri? Gazetecilerin onları ağırlayacak
güçleri, evleri, mutfakları olamaz mı?
Yemek daveti tek taraflı bir yol mudur?
Herkes aynı mı düşünmeli?
Davet edilen ve
davet edenin siyasete farklı açıdan bakmaları mümkün değil
midir?
Ama çığırından çıkmış ve kamplaşmaya kapılmış insani ilişkilerimiz
yüzünden, bir yemek masası çevresindeki beraberlikleri de anormal
görmeye başladık.
Bu akıntıya ben de kapılsaydım geçen haftalarda Habertürk'te
sevgili Serdar Turgut'un yazdıklarını kopya eder ve "Rasim Ozan
Kütahyalı Hürriyet'e genel yayın yönetmeni mi oluyor" diye
çeşitlemeler yapardım.
Serdar Turgut söz konusu yazısında "Sabah'ı Murdoch alırsa Ertuğrul
Özkök bu gazetenin başına geçebilir" içerikli fantezi denemesi
yapmamış mıydı?
Tüm insani ilişkileri çığırından çıkartan bazı gelişmeler ve
adliyelik de olan mesleki çeteleşmeler Nişantaşı lokantalarındaki
toplu öğle yemeklerinde başladığı için, bazılarının Aydın Doğan'la
Alçı-Kütahyalı çiftinin aynı masa çevresinde yemek yemelerinden
ürkmeleri doğal olabilir.
Ama bir noktada hepimizin ve bu arada Aydın Doğan'ın da beyaz sayfa
açıp, "Bugün bundan sonraki hayatımın ilk günüdür" dememiz
gerekmiyor mu?
Dışbank'ı sattı
Son askeri darbe dönemine,
yani 1997'nin 28 Şubat post-modern darbesine Aydın Doğan ve Dinç
Bilgin medya-banka sahibi ve kartel ortağı olarak girdiler. Dinç
Bilgin şimdi adeta yok... Medya ile tek ilişkisi arada bir verdiği
demeçlerle "Hata yaptım" diyerek günah çıkartması değil mi?
Aydın Doğan ise akıllı davrandı. Dinç Bilgin ve Cem Uzan
olaylarından aldığı dersleri özümsediği için banka sahibi olan
medya patronunun asıl patronunun devlet olduğunu anladı ve 2005'te
Dışbank'ı sattı.
Demek bu da yetmiyor ki şimdi, kendisini ve medyasının eski
yönetimini eleştiren Nagehan Alçı ve Rasim Ozan Kütahyalı ile
diyalog kuruyor.