Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “Genç nüfusumuzu aynen korumalıyız. Bir ekonomide aslolan insandır. Türk milletinin kökünü kazımak istiyorlar. Genç nüfusumuzun azalmaması için en az üç çocuk yapın” derken Aile ve Sosyal Araştırmalar Genel Müdürlüğü’nden çok radikal bir öneri geldi.
Diyarbakır’da yapılan toplantıda, bölgedeki sorunlar
sıralanırken, “Kadınların çok çocuk sahibi olmasını engelleme
amaçlı yasa çıkarılsın. Örneğin; halka, belli bir çocuk sayısından
sonra sağlık hizmeti verilmesin” denildi!
Başbakanlığa bağlı kurumun raporunda, ‘töre cinayet’leri de bir
sorun olarak ele alındı. Çözüm önerileri arasında ise ‘medyada töre
cinayetlerine ilişkin kullanılan feminist dilin değiştirilmesi,
doğru dini bilgilerin medyada yer almasının teşvik edilmesi’ dikkat
çekti.
Çubukçu da oradaydı
Başbakanlık Aile ve Sosyal Araştırmalar Genel Müdürlüğü, Devlet
Bakanı Nimet Çubukçu’nun da katıldığı 29 Şubat-2 Mart 2008 tarihli
‘Aile Hizmetlerinde Sivil Toplum Kuruluşları ile İstişare
Toplantısı’nı rapora dönüştürerek yayımladı.
Hızlı kentleşme, köyden kente göç ve sanayi devriminin dayattığı yeni yaşam biçimleri ve değerlerinin aile müessesesini dağılma sürecine ittiği savunulan raporda, özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde tespit edilen sorunlar dan bazıları şöyle:
“Ebeveynler tarafından uygulanan yanlış dini tutumlardan kaynaklı cinsiyet ayrımcılığı; kalabalık ailede mekândan kaynaklanan sıkıntılar (aile içi mahremiyetin korunamaması- tek odalı yaşam); yabancılarla yapılan evlilikler (örneğin Suriye’den alman gelinler) sonucu oluşan yeni aile formları (kumalık); mezhep ve etnik köken farklılığı ve eğitim düzeyinden bağımsız olarak anaerkil yapıdaki aile tiplerinde çocuğun kadına sağladığı prestij ve kadından kadına yönelik şiddet (planlı töre cinayetleri); bilinçlendirilme noktasında halk tarafından başvurulabilecek güvenilir mercilerin bulunmaması, sunulan hizmetlerde dil ve etnik farklılıktan kaynaklı iletişim sorunu.”
Raporda bu sorunlara karşı birtakım çözüm önerileri de
sıralandı.
* Kadınların çok çocuk sahibi olmasını engelleme amaçlı devlet yasa
koymalıdır. (Örneğin: Halka belli bir çocuk sayısından sonra sağlık
hizmeti vermemek)
* Din eğitiminin kadınlara doğru şekilde verilebilmesi için bayan
Kur’an kursu öğreticilerine aile eğitimi bilgisinin kazandırılması
sağlanmalıdır.
* Dinin kadına bakış açısının doğru bilinmesi için doğru dini
bilgilerin görsel ve yazılı basında yer alması teşvik
edilmelidir.
* Din eğitimi kapsamında siyer (Hz. Peygamberin hayatı) dersinin
daha etkin ve kapsamlı olarak anlatılması sağlanmalıdır.
* Medyada töre cinayetlerine ilişkin kullanılan feminist dilin
değiştirilmesi ve hukuki boyutların ön plana çıkarılması için
çalışılmalıdır.
* Teolog (ilahiyatçı), sosyolog ve antropologların yer aldığı acil
müdahale grupları oluşturulmalıdır.
Tarık Işık/Radikal