Le Figaro'da çalışan gazeteciler, genel yayın müdürleri Etienne
Mougeotte'a ateş püskürüyor. Her şey, Mougeotte'un geçtiğimiz ay
Rusya Başbakanı Vladimir Putin'le mülakat yapması üzerine başladı.
Le Monde gazetesi ise söz konusu röportaja Mougeotte'un, gazetenin
işadamı ve siyasetçi patronu Serge Dassault'yu da götürdüğünü
ortaya çıkardı. Bunu öğrenen Le Figaro çalışanları, 'itibarlarının
haksız şekilde zedelendiğini' belirterek, genel yayın müdüründen
açıklama istedi. Ülkedeki basın sendikaları da olayı kınayan
bildiriler yayınladı. Sonunda Mougeotte, gazeteciler önünde savunma
yapmak zorunda kaldı; patronun Putin'le sadece yemekte bir araya
geldiğini id- dia etti. Sarkozy'ye yakın isimlerden olan Serge
Dassault, Fransızların Mirage ve Rafale gibi ünlü savaş uçaklarını
üreten Dassault Havacılık şirketinin sahibi. Ayrıca iktidardaki
Halk Hareketi Birliği'ne mensup bir senatör. Dassault, Le Figaro
ile l'Express dergisini çıkaran Socpresse grubunu 2004 yılında
satın almıştı.
Konuyu gündeme taşıyan Le Monde gazetesi, Le Figaro'da çalışan
gazetecilerin Dassault'nun, 13 Eylül'de gazetenin genel yayın
müdürü ile birlikte Putin'i görmeye gittiğini öğrenince "şoke
olduklarını" yazdı.
Le Figaro yönetiminde gazeteleri temsil eden Redaktörler Şirketi
(La Société des rédacteurs) bunun üzerine 30 Eylül'de Mougeotte'dan
açıklama istedi. Putin'den tek başına mülakat aldığını, fakat
bundan patronu Dassault'ya bahsedince kendisine özel uçağıyla
birlikte gitmeyi önerdiğini belirten Mougeotte, mülakatı yalnız
yaptığını; ama Putin'le yediği yemekte Serge Dassault'nun da
olduğunu söyledi. Dassault'nun, belediye başkanı olduğu
Corbeil-Essonnes'taki bir şirketin sorunlarıyla ilgili görüştüğü
bildiriliyor. Mougeotte'nun açıklamasında, Putin'le randevusundan
Le Figaro'nun Moskova muhabirini haberdar etmeyerek hata yaptığını
kabul ettiği belirtildi.
Ülkenin en büyük basın sendikası olan Ulusal Gazeteciler
Sendikası'nın Le Figaro'da çalışan üyeleri, yayınladıkları iç
bildiride Putin mülakatının yanı sıra Le Figaro'nun Sarkozy
ailesiyle ilgili haberlere verdiği yerden de şikâyetçi oldu.
Gazetelerin tiraj kaybettiği bir dönemde, müdahale sorununun Le
Figaro için "intihar" olacağını bildiren sendika, bunun Le
Figaro'yu çıkaran 250-300 gazetecinin itibarını "haksız bir
şekilde" zedeleyeceği uyarısında bulunuyor.
Le Monde'a konuşan Le Figaro'da çalışan gazeteciler, "Artık bazı
konular gündeme gelmiyor. Muhalefetten bahsetmek mümkün değil",
"Artık, Sarkozy'nin yakınlaşmak istediği ve Dassault'nun iş yaptığı
ülkeler hakkında kötü konuşma hakkımız yok" gibi ifadelerle
editöryal bağımsızlıkla ilgili kaygılarını dile getirdiler. Buna
karşın Mougeotte, Dassault'nun "hiçbir zaman editöryal çizgiye
karışmadığını" söyleyerek patronunu savunuyor.
Bir tek Le Monde kaldı
Le Figaro, Liberation ve Le Monde, Fransa'nın ulusal çapta yayın yapan üç büyük fikir gazetesi. Basın sektöründe yaşanan tiraj sorunu ve buna bağlı olarak ortaya çıkan mali kriz, bu gazeteleri dışarıdan kaynak arayışına itti. Le Figaro'yu Dassault'un almasının ardından 2005'te de sol eğilimli Liberation gazetesi bankacı Edouard de Rothschild'e satıldı. Kapitalizmin sembol isimlerinden Rothschild ailesi bugün Liberation'un büyük ortağı. Fransız entelektüel çevrelerinde şok etkisi yapan bu değişimden bir müddet sonra gazetenin kurucularından Serge July, Liberation'un yönetimini bırakmak zorunda kaldı. Bu dalgadan kendini kurtarabilen tek gazete Le Monde kaldı. Gazetecilerin, genel yayın müdürünün seçiminde veto hakkına sahip olduğu gazetede, on yıldır bu işi yapan Jean Marie Colombani kaynak için bazı işadamlarına başvurunca Le Monde çalışanları Colombani'yi yeniden yayın müdürü seçmedi ve gazeteden gönderdi. ZAMAN / Ali İhsan Aydın www.zaman.com.tr