Yılların deneyimli gazetecisi NTV haber müdürü Mete Çubukçu, kısa bir aranın ardından, Pasaport programıyla yeniden alanlarda.
BirGün muhabirleri Ebru Özkan ve İbrahim Varlı, Çubukçu ile programı üzerinden kriz bölgelerini ve medyanın olaylara yaklaşımını konuştu.
Pasaport adında yeni bir programa başladınız? Böyle bir program
yapma fikri nasıl doğdu?
Aslında uzun süredir hem benim hem kanalın kafasında böyle bir
program yapma fikri vardı. Ama kimi nedenlerden dolayı hayata
geçiremiyorduk. Son dönemlerde bölgede başlayan hareketlilik
ve bu hareketliliğin adım adım dünyanın diğer bölgelerine sıçraması
dış politik gelişmeleri öncelikli hale getirdi. Bu konseptte
böylesi bir sürecin sonucunda ortaya çıktı. Ama sadece kriz
bölgelerini ele almıyoruz tabii ki.
NTV’nin yeni konseptiyle de ilgisi var sanıyorum!..
Onunla da ilgisi var tabi. Daha çok masa başı programların
çoğalmasından sonra habere yönelik bir programa ihtiyaç duyuldu. Bu
şekilde yola çıktık. Her ne kadar yorucu bir yanı olsa da,
programın ortaya çıkmasını olumlu görüyorum.
Medyanın Suriye’deki rolüne değinirsek… Özellikle El Cezire’ye,
El Arabia’ya müthiş bir tepki vardı. Onların olayları çok manipüle
ettiği söyleniyor. Türkiye’de de bu kanalların Batılı ülkelerce
beslendiğine dair bir algı var. Ne dersiniz?
El Cezire tartışılıyor. Irak’ın işgali sürecinde ciddi yayınlar
yaparak karşı çıktı. Gizlenen birçok unsuru açığa çıkardı. Arap
ayaklanmaları sırasında da ciddi işler yaptı, ancak bazı olayları
da görmemezlikten geldi. Hiç Suudi Arabistan’a bakılmıyor.
Bahreyn’de insanlar ayaklandı, Suudi Arabistan burayı işgal etti,
neredeyse görülmedi. Çünkü orada Şii ve İran faktörü vardı. Suudi
Arabistan ve diğer Körfez ülkeleri daha mı demokratik? Hayır. Refah
düzeyi olmasa da haklar açısından dünyanın en geri yerleri. Sonuçta
El Cezire vb’leri konjonktüre ve ülkelerinin çıkarlarına göre
hareket ediyorlar. Ama yaptıklarını da göz ardı edemeyiz. Medya
algısı önemlidir kameraları bir yere çevirip günlerce yayın yapar
ya da gazetelerde günlerce aynı konuş işlerseniz rızalının imalatı
denileni gerçekleştirir ve kamuoyunu ikna etmeye çalışır, zemin
hazırlarsınız. Yani insanlar evet “işgal gerçekleşmeli”, “evet
Irak’ta nükleler ve kimyasal silah var” diye düşünür. Arap
ayaklanmaları sürecinde aynı değil ama benzer şeyler yaşandı.
Sadece bu kanallar olmasa gerek?
Bu tür kriz dönemlerinde bütün medyayı dikkatli okumak gerekiyor.
Bu dediğimin içinde bizim medyamız da ABD medyası Arap medyası da
var. Çünkü bu tip dönemler manipülasyon ve dezenformasyonun en
yaygın olduğu süreçlerdir. Ki sosyal medyanın en yaygın olduğu bir
dönemi yaşıyoruz. Hangisinin ne olduğunu bilmediğimiz binlerce
bilgi akıyor. Nasıl temizlenecek? Doğru olan nasıl
ayaklanacak. Aylar boyunca Suriye ile ilgili haber yaparsan
ilgi ve algıyı oraya çekersin ama Bahreyn’den bahsetmezse burayı
kimse görmez ve kimsenin haberi olmaz.
Bu tür kriz dönemlerinde bütün medyayı dikkatli okumak gerekiyor.
Bu dediğimin içinde bizim medyamız da ABD medyası Arap medyası da
var. Çünkü bu tip dönemler manipülasyon ve dezenformasyonun en
yaygın olduğu süreçlerdir. Ki sosyal medyanın en yaygın olduğu bir
dönemi yaşıyoruz. Hangisinin ne olduğunu bilmediğimiz binlerce
bilgi akıyor. Nasıl temizlenecek? Doğru olan nasıl
ayaklanacak. Aylar boyunca Suriye ile ilgili haber yaparsan
ilgi ve algıyı oraya çekersin ama Bahreyn’den bahsetmezse burayı
kimse görmez ve kimsenin haberi olmaz.
BİRGÜN