Yavuz Donat/Sabah
Haso'nun 40'ıncı yılı
Çarşamba günü Ayşe Sözeri Cemal aradı:
- Hasan'ın, gazetecilikte 40'ıncı yılı... Cuma akşamı sürpriz bir
parti... Hasan'ın haberi yok... Seni de bekliyorum.
Partiye gidemedik, bari "yazıyla" kutlayalım.
***
Tanıdığımızda "üniversite öğrencisiydi."
Uluç'la (Gürkan) birlikte. Doğan Avcıoğlu'nun Devrim Gazetesi'nde
"Yazı İşleri Müdürü'ydü."
***
Hasan'ın Yazı İşleri Müdürü olduğu sayılardan biri için dava
açıldı.
Sonuç "mahkûmiyet."
Hasan "af sayesinde" cezaevinden sıyırdı.
***
1960 İhtilali'nden sonraki "22 Şubat" ve "21 Mayıs" ihtilal
girişimlerinde "Albay Talat Aydemir'le birlikte olan bir Teğmen
İlhan Baş vardı."
Aydemir "idam edildi." İlhan "ordudan atıldı."
Sonra, TRT'de çalışıyordu.
İşte o İlhan, bir gün "Devrim'e tabanca getirdi."
"Ne olur ne olmaz... Gerekebilir" diye.
***
Hasan, tabancayı alıp, kurcalamaya başladı.
Uluç:
- Hasan, silahla oynama.
- Oğlum, ben askerlik yaptım, silahtan anlarım.
- Silahla oyun olmaz... Şeytan doldurur.
İlhan, meğer, tabancaya tek mermi koymuş.
Birden patlamaz mı?
***
Eğer o gün kurşun Uluç'un kulağının dibinden geçmeyip de, başına
isabet etseydi...
Uluç mezardaydı... TBMM Başkanvekili falan olamazdı.
Hasan da hapisteydi... Bugün Hasan Cemal diye şöhretli bir yazar
olmazdı.
***
Meslekte 40 yıl...
Rüzgâr gibi geçivermiş.
Daha nice yıllara Haso.