HAŞMET BABAOĞLU / SABAH
Teknoloji yenileniyor ama insan hep eski!
İki gündür Hıncal Abi'nin "ne yapayım 3G'yi, bende gazeteciliğin
G'si yoksa" yakınmasına kafayı takmış düşünüp duruyordum ki...
Dün bizim gazeteye bakınca...
Ne göreyim!
Hızla gelişen iletişim teknolojisine methiyeler sarmış gazetenin
her köşesini.
Bir heyecan, bir heyecan...
İtirazım yok!
Ben teknolojik gelişmelere burun kıvırmayı marifet sananlardan
değilim.
Ayrıca 3G teknolojisinin uzak olmayan bir gelecekte kitleleri
"doğrudan gazetecilik"le tanıştıracağına da adım gibi eminim.
Ama..
Evet... Bu işin bir "ama"sı var.
Çünkü "nasıl" değil, "ne" yaptığımızın esas olduğuna
inanıyorum.
***
Dün Sabah'ın Ege baskısında yazan sevgili Ünal Ersözlü bunca
teknolojik gelişmeye karşın "insanlığın gerileyişi"nden söz
ediyordu...
İşte meselenin özü odur.
Hadi ben daha sert ve yalın bir dille söyleyeyim.
İlerleme, bir uygarlık yalanıdır.
Bakmayın siz, "ilerlemeci"lere, insanlığın ve uygarlığın sürekli
geliştiğine ve bunun da esas olarak teknolojik yenilenmeyle
gerçekleştiğine inananlara...
Hâkim ideoloji ve popüler kültür iktidarı hâlâ onlara ait!
Fakat iddialarının yaldızı her gün biraz daha dökülüyor.
***
Biliyorum, "ilerlemeci"lere itiraz ettiğiniz anda kızıp
köpürmeye başlarlar.
İlk olarak da tıp örneğini verirler, sağlık alanındaki
gelişmelerden söz ederler, insan ömrünün uzamasından dem
vururlar..
Oysa yeni tedaviler yeni hastalıkların doğmasını önlemiyor.
Ömür uzuyor ama hayatın anlamı gitgide kayboluyor. Daha da ilginci
şu; atalarımıza göre uzun yaşıyor ama daha çok sayıda hastalıktan
ölüyoruz. Üstelik organlarımız aletlere takılı; ölmekte çok
zorlanarak ölüyoruz.
Dünya Sağlık Örgütü'nün her yıl yayınlanan raporlarına bakıyor
musunuz?
Hep şöyle ürkütücü bir uyarıyla bitiyor bu raporlar: "21. yüzyıl
veba gibi ölümcül salgınların yüzyılı olabilir, yeni hastalıklar
kitlesel ölümlere yol açabilir..."
Bu mudur gelişme?
***
İletişim teknolojisinin yapısı biraz farklı elbette...
Onun insanın özsel gelişmesiyle daha yakından bir bağı var.
Ama söyleyin bana...
Hızlı ve mobil iletişim teknolojisi bugün en etkili biçimde nerede
kullanılıyor?
Habercilikte mi? Demokrasi için mi?
Hayır! Savaşta kullanılıyor.
Düşman bellenenlerin kurtulmasını imkânsızlaştırmak için...
Daha çabuk ve kesin ölümler için kullanılıyor.
Teknoloji pazarlayanlara hep şöyle soruluyor: Bu teknoloji
demokratikleşmeyi güçlendirecek mi?
Ben de cevabımı vereyim...
Hayır! Sen o yolda en ufak bir niyet göstermiyorsan bir halta
yaramayacak! Elindeki alet demokratikleşmeden daha çok "Pentagon
tarzı temiz savaş" haberciliğine yarayacak!
***
Ninem "bindik alamete, gidiyoruz kıyamete" deyip dururdu.
Haklıymış!
En yeni teknolojik aletlerin insanları büyüleyişini çok iyi
anlıyorum.
Ama insan "yeni" değil ki!
İnsan gelişmiyor ki!
Hala Brütus gibi arkadan bıçaklayan, Macbeth gibi iktidar hırsına
yenik düşen, Hamlet gibi paranoyalarıyla baş etmekte zorlanan
insanın eline o aygıtları vermişsin neye yarar?