GÖKŞİN SİPAHİOĞLU SİPA PRESS´İ SATTI

Paris´te kurduğu Sipa Ajans´la dünya basının yakından tanıdığı bir isim haline gelen Gökşin Sipahioğlu, 34 yıllık emeğini satmak zorunda kaldı. Sipahioğlu´nun öyküsünü, Coşkun Aral Akşam´daki köşesinde kaleme aldı.

Google Haberlere Abone ol
GÖKŞİN SİPAHİOĞLU SİPA PRESS´İ SATTI

Elveda Kral merhaba Prens

Paris'te 16 metrekarelik bir odada Sipa Press'in temellerini atan Gökşin Sipahioğlu, küreselleşen sermayenin baskısıyla 34 yıllık ajansını satmak zorunda kaldı

nu, gazetelerin üç gün gecikmeyle geldiği Siirt'te, rahmetli Emin Kılıççıoğlu amcamızın gazete bayiinde sabırsızlıkla beklediğim günlük gazetelerdeki imzasıyla tanıdım. Okumayı yeni söktüğüm yıllarda, benim şu anda yaptığım haberciliği yapıyor, üstelik gezgin fukarası ülkemde bir Türk habercisi olarak, dünyada hiçbir gazetecinin giremediği ülkelere, savaş cephelerine giriyordu. Dünya dergilerinde haberleri ve röportajları ya kapak oluyor ya da baş sayfalarda yayınlanıyordu. Üstelik birkaç gazetede birden Genel Yayın Müdürlüğü yapmış hatta birinin bizzat kurucusu olmuştu.

1956 yılında Sina Savaşı'nı izleyen ender gazetecilerden biriydi. 1961 yılında Küba krizi sırasında Amerika'nın burnunun dibindeki bu ülkeye giderek röportaj yapan sayılı gazetecilerden olmuştu. Yazıişleri Müdürlüğü yaptığı dönemde hazırladığı gazete sayfaları meslek okullarında bile araştırma konusu olmuştu. 1966'da Hürriyet muhabiri olarak geldiği Paris'te serbest fotoröportajcı olarak çalıştığı Fransız basınında adını duyuran Gökşin Sipahioğlu, 1969'dan itibaren, ileride benim de muhabiri olacağım ve dünya çapında yüzlerce gazetecinin okul olarak nitelendirdiği Sipa Press Ajansı'nın temelini attı. Champs-ElysŽes'de 16 metrekarelik bir odada başlayan Sipa Press, 30 yılı aşan serüveninde dünyanın en büyük basın fotoğrafı ajansı halini aldı. Türkiye'de patronların iş takipçisi olarak anılmaya başlayan Genel Yayın Müdürlüğü kimliğinin aksine, Gökşin Sipahioğlu haberle yatıp kalkan, mütevazı bir Türk gazeteci olarak dünyada adını duyurmuştu.

Dünya basınında en çok tanınan Türk

25 milyon fotoğraftan oluşan arşivi ve hiçbir devlet desteği olmaksızın 27'si kadrolu yüzlerce fotoğrafçısıyla dünyanın en önemli dergilerinin ve gazetelerinin kapaklarına imza atan Sipa Press, 1998 yılında Bill Gates ve Mark Getty tarafından satın alınmak istendi. Masalara konan milyonlarca doları reddeden Gökşin Sipahioğlu uzun yıllar bu işi tek başına götürdü. Ancak, devleşen şirketler ve küreselleşen sermayenin getirdiği baskılar sonucu, 2001 yılında Sipa Press Ajansı'nı 'Sud Communication' adında bir Fransız iletişim şirketine satmak zorunda kaldı. Çocuğum diye nitelediği bu ajansın yönetiminde kalmak tek koşuluydu. Bu koşulu yerine getiremeyen de kendisi oldu. Nedeniyse, Sud Communication yönetiminin Sipa'yı Sipa yapan evrensel olguların ötesinde ticari kaygılar gütmesiydi. Bu da gazetecilik mesleğiyle çelişiyordu. Bu tip küçük hesapların işe karışması sonucunda da Gökşin Sipahioğlu ayrılma kararı aldı. Böylece kral Sipa'ya 'elveda' demiş oldu.

Sipa Press Okulu'ndan yetişen ünlüler

Abbas, Luc Delahaye, Patrick Chauvel, Alexandra Boulat, Alain Mingam, Yan Morvan, Reza, Michel Setboun, Peter Howe, Christine Spengler gibi dünyaca ünlü basın fotoğrafçılarını Nicolas Hulos gibi ünlü televizyon programcılarını yetiştiren Sipa Press Ajansı yeni patronunun tavrıyla bilinmeze doğru ilerlerken, Sipa'nın babası Gökşin Sipahioğlu için de yeni bir dönem başlıyor. Dünya basınının en önemli isimlerinden olan Gökşin Sipahioğlu için şimdi tekrar başa dönme zamanı. O, eski krallığının yerine yeni bir prenslik kurma arifesinde.

Kutu kutu projeler

Fransız basınında günlerden beri Gökşin Sipahioğlu'nun bu kararı konuşuluyor. Fransa'nın saygın gazeteleri ona sayfalarını ayırıyor. İçlerinden LibŽration Gazetesi'nin attığı başlık belki de en anlamlısı. Sipa sans 'hioğlu'. Yani Sipa, 'hioğlu'suz. Le Monde ise onun için şu başlığı kullandı : 'Gökşin Sipahioğlu, scoop tutkunu'.

Günlerdir ustam Gökşin Sipahioğlu'nun yanında, onun Sipa'daki özel eşyalarını kutularken ürettiği yeni projelere kulak

misafiri oldum. Bazılarının Türkiye üzerinden de yapılabilirliğini tartıştık. Ünlü karikatürist Selçuk Demirel bunu çizgileriyle

ifade etmiş. Bir basın dehası olan Gökşin Sipahioğlu gerek Türk gerek dünya basınındaki ilklerine yeni ilkler katmak için hazırlanıyor. Umarım, biz öğrencileri de onun bu projelerinde yer almaya devam ederiz.

Sıradaki Haber İçin Sürükleyin