Gazetecilerden 'Samanyolu' tepkisi

Gazeteciler Türksat'ın aldığı karar tepkisiz kalmadı.

Google Haberlere Abone ol
Gazetecilerden 'Samanyolu' tepkisi

Türkiye Gazeteciler Federasyonu Genel Başkanı Yılmaz Karaca, Türksat Yönetim Kurulu’nun Samanyolu Yayın Grubuna bağlı olan kanallar için aldığı uydudan çıkarılma kararının doğrudan sansür anlamına geldiğini ve bunun kabul edilemez olduğunu vurguladı.



Türksat’ın bir hizmet kurumu olduğunu ve ancak bu kararla kendisini mahkeme yerine koyarak hukuk dışı bir uygulamaya imza attığını belirten Yılmaz Karaca’nın açıklaması şöyle:



"Türkiye Gazeteciler Federasyonu olarak ülkemizin bölünmez bütünlüğünü savunan ve her zaman birlik berberliğinden yana tavır geliştiren bir basın meslek kuruluşuyuz. Bu nedenle gerek yazılı, gerek görsel, gerek sözel, gerekse internet medyasındaki yayın politikalarının temelinde dikkate alınması gereken en önemli kriterin de bu konular olduğuna inanıyoruz. Bunun yanı sıra ülkemizin her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyduğu toplumsal barış ve huzur ortamına kavuşmasına destek vermek de medya organlarının birincil görevleri arasında olduğunun da bilincindeyiz.



Ancak bilinmelidir ki; demokrasilerde medya kuruluşlarının devletin bekası açısından çok önemli olan söz konusu kriterlere uyup uymadıklarının ve uyguladıkları yayın politikalarının suç unsuru içerip içermediğinin tek karar mercii bağımsız yargıdır. Basın yayın kuruluşları ancak mahkeme kararlarıyla cezalandırılabilir veya gerektiğinde görevlerini kısa ya da uzun süreli olarak icra etmekten men edilebilirler. Bunun dışında özel ya da tüzel kişiliğe haiz kurum veya kuruluşlar medyaya sansür anlamına gelen bir kararı asla ve kat’a alıp uygulayamazlar.



Türksat’ın, Samanyolu Grubu ile ilgili olarak aldığı uydudan çıkarılma kararı bu açıdan hukuksuzdur ve basın özgürlüğü açısından son derece mahzurludur. Kaldı ki Türksat’ın, henüz Ankara 6. İdari Mahkemesi’nin bu kararla ilgili olarak kendisinden istediği savunmayı verme gereği duymaması da ayrıca manidardır. 



Yayın kurumlarının suçlu veya masum olup olmadıklarıyla ilgili nihai karar yargıya aittir ve herhangi bir suç tespit edildiğinde lisans iptaline kadar da giden yaptırımları uygulamak da mümkündür. Üstelik evine ekmek götürmekten başka derdi olmayan basın emekçilerin de bu tür yanlış kararlarla mağdur edilmiş oldukları unutulmamalıdır. Hal böyle iken Türksat’ın kendini mahkeme yerine koyması ve doğrudan sansür anlamına gelen bir kararı alıp uygulaması doğru değildir, asla da kabul edilemez"


Sıradaki Haber İçin Sürükleyin