'Ajan' değil 'aktivist'
Habertürk gazetesinde dün ‘PKK’nın her eyleminde Almanlar var’ başlıklı haberde fotoğraflarına yer verilip ‘gazeteci kılığında’ hareket etmekle suçlanan Micheal Knapp’ın insan hakları savunucusu ve tarihçi olduğu belirlendi. Knapp’ın geçen yıl aralarında Alman milletvekillerinin de olduğu bir heyetle İstanbul, Diyarbakır, Van ve Hakkari’de incelemeler yaptığı, polislerle de görüştüğü ve hazırlanan raporun da Avrupa ve Alman parlamentolarına gönderildiği ortaya çıktı.
Michael Knapp ın Avrupa Parlamentosu ve Almanya milletvekilleriyle Türkiye de bulunduğu 2010 temmuz ayında Şemdinli de, çatışmayla sonuçlanan pek çok protesto gösterileri düzenlenmişti.
Knapp geçen yıl 15 Ekim’de 10 günlük bir inceleme için Türkiye’ye geldi. Beraberinde Avrupa Parlamentosu, Almanya Federal Meclisi ile kimi eyaletlerin milletvekilleri ile avukatlar ve insan hakları aktivistleri de vardı. İlk olarak Diyarbakır’a gidildi. Ardından Van, Hakkari, Şemdinli ve Yüksekova’da inceleme yapıldı. İnceleme kapsamında bölgedeki avukatlar, baro ve belediye başkanları, BDP’li milletvekilleri ve siyasetçiler, kimi dernekler ile yerel idarecilerle ve polis yetkilileriyle görüşüldü. Kendisine ‘Brüksel, Berlin, KRV ve Hamburg İnsan Hakları Heyeti’ adını veren topluluk daha sonra da bir rapor hazırladı. Bu rapor Avrupa Parlamentosu, Almanya Federal Meclisi ve Almanya’nın Ankara Büyükelçiliği’ne iletildi, Türkiye’de yayınlandı.
Micheal Knapp yine geçen yıl temmuz ayında Berlin Demokrasi Evi’ndeki bir toplantıda bir Alman milletvekili ve bir sosyologla birlikte, TSK’nın Güneydoğu’da kimyasal silah kullandığı iddiasına ilişkin açıklamalarda bulundu. Knapp’ın da aralarında olduğu bir başka heyetin de geçen yıl ekim ayında KCK Davası’nın görüldüğü Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki yargılamayı da izlediği biliniyor. Knapp ve bir grup Alman parlamenteri, Alman ve Türk yetkililere açık mektup yazarak, Hakkari’de tutuklanan BDP’lilerin bırakılmasını ve ‘çocuklara yönelik polis şiddetinin durdurulmasını’ istemişti.
‘AKP’ye de destek verdik’
Bu arada Heinrich
Böll Vakfı Eşbaşkanı Ralf Fücks ve Türkiye Temsilcisi Ulrike Dufner
dün yaptıkları ortak açıklamada, Başbakan Erdoğan’ın ‘Alman
vakıfları aracılığıyla PKK’ya para aktarıldığı’ iddiasına karşın,
derneklerin kimseye kredi vermediğini, yerel yönetim, sivil toplum
ve insan hakları örgütleri ile ortak proje yürüttüklerini
belirterek, “Bu işbirliklerinde AKP’li yerel yönetimlerle de
çalışmaktayız” denildi. Açıklamada, derneğin muhalefetle
temaslarının PKK’ya destek gibi sunulduğu ifade edilerek, “Geçen
2,5 yıl içinde 3 binden fazla Kürt siyasetçi ve sivil toplum
aktivisti gözaltına alınmış, birçok belediye başkanı ve yerel
siyasetçiler PKK’yı desteklemekle suçlanmıştır. Alman derneklerine
yöneltilen iddiaları sivil Kürt muhalefeti suçlu gösterme çabasının
bir parçası olarak değerlendiriyoruz. Kürtlerin seçilmiş
temsilcileri ile temasta bulunmak ve siyasi görüşmeler yapmak bizce
normal ve doğaldır. Kürt sorununa barışçıl çözüm isteyen her kesim
bu sivil güçleri desteklemek ve görüşmelere dahil olmak zorundadır”
denildi.
‘Hiçbir vakıftan hibe almadık’
İzmir
Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, “Bizim hiçbir vakıftan,
hiçbir kurumdan hibe olarak aldığımız bir para yok” dedi. Kocaoğlu,
gazetecilerin Başbakan Erdoğan’ın Alman vakıflarından bazı
belediyelerin hibe aldıkları yönündeki sözlerine ilişkin sorusu
üzerine, “Bizim hiçbir vakıftan, hiçbir kurumdan hibe olarak
aldığımız bir para yok. Zaten Hazine destekli şu anda dış borcumuz
Avrupa Yatırım Bankası’na Aliağa Menderes Projesi için aldığımız
var. 100 milyon avro şeklinde kullandık. O da zaten Hazine
garantisiyle oldu” dedi.
Radikal