Ertuğrul ÖZKÖK'ÜN 3 GÜN ÖNCE YAZDIĞI YAZI VE O DESEN:
Tırkıye ya Tırkane
GAZETEDEKİ odamın raflarından birinde bir desen duruyor.
Deseni Brüksel'de yaşayan Ali Cabbar adlı ünlü bir Türk sanatçısı yapıp bana yollamış.
Başlarda “Kürt açılımı” denilen, sonra “Milli Birlik projesine” dönüşen açılımı destekleyen yazılar yazdığım günlerde çizmiş.
Yayınlamayı çok isterdim, ama bazı okurların tepkisini çeker diye çekindim. O nedenle tarif ediyorum.
Desende çok zekice düşünülmüş, müstehzi bir eleştiri var.
Sanatçı, Hürriyet'in logosundaki Türk bayrağının önündeki Atatürk resminin yerine benimkini koymuş.
Altında ise şu yazıyor:
“Tırkıye ya Tırkane...”
Yani “Türkiye Türklerindir” ifadesinin Kürtçesi.
Demek istiyor ki, sen Kürt açılımını destekliyorsun, ama genel yayın yönetmenliğini yaptığın gazetenin logosunda, bu ülkenin sadece Türklere ait olduğu ifade ediliyor.
İçimden “Çok hergelece” demek geliyor ama, o kelimeyi Ahmet Arsan'a kaptırdığımız için, “Zekice” diyorum.
* * *
Peki “Kürt açılımını” açık, net ve cesur ifadelerle destekleyen ben, gazetemin logosundaki bu ifade hakkında ne düşünüyorum?
Elimde imkân ve güç olsa, o ifadeyi kaldırıp atar mıydım?
Son günlerde bazı internet sitelerinde, gazete köşelerinde bizi tahrik eden birçok yazı çıkıyor.
Gerçekten ne yapardım?
Cevabını geçmişte vermiştim, bir kere daha vereyim:
Elimde güç olsa dahi, o ifadeyi oradan kaldırmazdım.
Benden sonraki genel yayın yönetmenlerinin fikri ne olur bilemem.
Ama Hürriyet'in sahibinin de aynı düşündüğünü çok iyi biliyorum.
* * *
Yaşar Kemal'e geçen gün köyünde bir tören yapıldı.
Törende bir hemşerisi, “Ölünce seni buraya defnetsinler” deyince, Yaşar Kemal şunu söyledi:
“Ben Türkiye'ye mal olmuş bir insanım. Nerede ölürsem oraya defnetsinler.”
Bu sözlerin anlamı şu değil mi?
“Bütün Türkiye benim köyümdür.”
Ben de bütün Türkiye Türklerindir diyorum.
Bunu iç rahatlığı ile söylüyorum, çünkü hayatım boyunca “Türk” kelimesine, ne ırkçı, ne de etnik aidiyeti ifade eden bir anlam verdim.
Bir süre önce Charles Aznavour'la yapılmış bir mülakat okumuştum.
Orada annesinin ve babasının “Türk” olduğunu söylüyordu.
Çünkü Osmanlı topraklarında yaşamış insanlar bu kelimeden korkmuyordu.
Buradan şu noktaya gelmek istiyorum.
Türkiye'nin “Kürt” açılımını veya demokratik açılımını veya Milli Birlik projesini engelleyen şey, “Türk” kelimesi değildir.
Bugün toplumumuzun asıl meselesi, son araştırmaların ortaya koyduğu “tahammülsüzlük” ve “ötekileştirme” sorunudur.
İşte bu noktada, bugünkü hükümete son yıllarda yaptığım en ciddi eleştiriyi getireceğim.
Bugün Türkiye'de “ötekileştirme” sorununun ideolojik anlamda en güçlü taşıyıcısı, ne yazık ki “Ak Parti” olmaya başlamıştır.
Bunun partinin genetik kodlarından mı, yoksa “güç temerküzünün” liderlik kadrosunda yarattığı psikolojiden mi neşet ettiğini bilemiyorum.
Ama, yaptığı işe “Demokratik açılım” veya “Milli Birlik projesi” demek isteyen bir partiden, iş dünyasına, devlet kadrolarına, medyaya bakışında demokratik ve eşitlikçi bir anlayış bekleme hakkına sahibiz.
Değil mi...
* * *
Yazımı, çarpıcı bir analoji ile bitireyim.
Biz, Hürriyet'in logosundaki “Türkiye Türklerindir” yazısının ırkçı, etnik ve ötekileştirici bir anlamı yok diyorsak. Ak Parti de, Başbakan Tayyip Erdoğan'ın “Türkiye sadece Ak Partililere ait değildir” sözlerindeki samimiyetini göstermelidir.
Biz gazete olarak “Demokratik açılıma” destek vererek bunu gösteriyoruz.
Umarım, Ak Parti de bir gün kendi konumuna açıklık getirecek adımlar atar.