ENGİN ARDIÇ / SABAH
Çakma Peron
Zafer Mutlu'nun askerleri, artık "son umutları" olan Mustafa
Sarıgül'ü "ittirme operasyonuna" hız verdiler... İktidara
getirmeleri hiç olacak iş değil ya, Deniz Baykal'ın yerine
geçirmeyi yeniden bir deneyebilseler zafer kazanmış sayılacaklar,
mutlu olacaklar...
Bazı çevrelerde "Baykal giderse CHP iktidar olur" gibi yanılgılı
bir saplantı vardır. Dertleri zevk edinmiş, yanılmaya doymaz
olmuşlardır.
Bazı çevreler de "oh oh, oyları kırsın, yesinler birbirlerini" diye
ellerini ovuşturuyorlar ama...
Sarıgül, Kastamonu'nun Daday ilçesine İstanbul'un Şişli ilçesinden
"yüzlerce araçlık" bir konvoyla gitmiş ve ilk mitingine "bin" kişi
toplamış.
Bu bin kişiyi görünce heyecanlanan Sarıgül, "1974 yılında ben de
böyle sizin gibi Ecevit için haykırıyordum" demiş...
Şu anda, kurmayı düşündüğü partisi TDH'nın durumu da, Ecevit'in
1974 yılındaki durumuna benziyormuş.
Son olarak Musul, Kerkük, Gümülcine, Dedeağaç gibi biryerleri almış
değil ama elbette gizli bir bildiği vardır!
Sarıgül, hazırlattığı reklam panolarında da "çareyi buldum,
geliyorum" diyor...
Bu çarenin ne olduğunu sormuştuk.
Açıkladı: Bir kere, partinin kadrosu, "profesyonellerden" değil,
bakkallardan, kasaplardan, manavlardan oluşacakmış.
Eh, fırıncıdan parti başkanı olunca, içişleri bakanı adayı
bekçiden, dışişleri bakanı da postacıdan olacak tabiatıyla...
Bayındırlık bakanı zaten hazır, inşaat izni bekliyor.
İkincisi, parti "daha merkezde" bir parti olacakmış...
Olmadı. Birçok kişi yeni bir "sol" parti beklerken, hiç olmadı.
Fakat mitinge İnönü'nün torunu Hayri İnönü de katılmış. Zaten
Sarıgül de İnönü'nün (İsmet'in değil, Erdal'ın) "devlet adamı ve
bilim adamı anlayışının" kendisine rehber olduğunu söylüyor.
Bir "siyaset dehası" olduğu utanmadan yazılmış Erdal İnönü birçok
ahmak tarafından "solun lideri" sayıldığına göre, partiyi de sol
kabul edelim, kimse kırılmasın.
Sarıgül, "pergelimiz 360 derecedir" demiş. Haklıdır. Bir üçgenin iç
açılarının toplamı da 180 derecedir ama üçgenine göre de
değişebilir ha!... Fakat okka, bakınız o her yerde dört yüz
dirhemdir. "Bayrağımıza, toprağımıza bağlı, inançlarımıza saygı
duyan, herkesi kucaklayacak" bir parti geliyormuş...
Bir soru üzerine, Obama'nın daha süt kuzusu olduğunu, alt tarafı
senatörlük yaptığını, oysa kendisinin milletvekilliği yapmış
olduğunu hatırlatmış... Obama'yı dikkatle izliyormuş, zamanı
gelince bütün bunları Obama ile konuşacakmış...
"Bon pour Kastamonu" laflar... Tamam da baba, şu çareyi söyle,
çareyi...
Kervan yolda düzülür, çare de seçime kadar bulunur elbet.
Sarıgül için bazı basın mensupları "Türkiye'nin Peron'u" da
dediler. Diktatör adayı yani...
Eh, o zaman kendisine bir de "Evita" lazım olacak.
Aylin Hanım'dan ayrılmış olduğuna göre, kimdir bu, Sarıgül'ün
olağanüstü yakışıklılığına ve karayağız karizmasına dayanamayacak
şanslı kadın?
Üstelik Eva Duarte gibi eski bir sinema oyuncusu olması gerekir...
Şarkıcı da idare eder.
Gazeteci arkadaşları kolları sıvasınlar, aramaya başlasınlar,
çevreleri geniştir