ENGİN ARDIÇ: SAYIN DOĞAN'IN TAKALARINDA CİDDİ ERKEN SEÇİM RÜZGARI ESTİRİLMEKTE

Engin Ardıç, yapılan erken seçim anketlerini eleştirdi: "Bu gazeteler, üç buçuk okuyucu kitleleriyle hangi su bardağında hangi fırtınayı koparabileceklerini sanıyorlar acaba?"

Google Haberlere Abone ol
ENGİN ARDIÇ: SAYIN DOĞAN'IN TAKALARINDA CİDDİ ERKEN SEÇİM RÜZGARI ESTİRİLMEKTE

ENGİN ARDIÇ / SABAH



Aklınca erken seçime zorlamaca



Şu çok gereksiz "mektup aldı mektup verdi" tantanası arasında kaybolup gitmesin, "Aydın Doğan basınında", daha doğrusu Sayın Doğan'ın amiral gemisinde değil de takalarında, son zamanlarda ciddi bir "erken seçim rüzgârı" estirilmektedir...
Ya da, estirilmeye çalışılmaktadır.
Erken seçimin lafı da yok siyasi çevrelerde, "sathı maili" yani eğik düzlemi de bulunmuyor, fakat ikide bir erken seçimi zorlamayı deniyorlar.
Bunun için, hem birtakım garip anketler yayınlayıp "iktidar partisinin oylarının çok düştüğü" safsatasını yaymaya çalışıyorlar, hem de "kendi kafalarına göre konuşacak" birtakım "bilim adamı kılıklı" kişilere sorular soruyorlar...
Onlardan aldıkları gazı da gerçek gibi sallıyorlar.
Hazret elinde hiçbir araştırma, hiçbir veri bulunmadan erken seçim olur dediyse, demek ki erken seçim gündemdedir!
Hani Rıdvan Dilmen'in "gol olur" dediği zaman gol olması... ya da olmaması gibi.
Eh, Deniz Baykal da onlardan öğrenip başlıyor uçmaya: Bu iktidarın ömrü az kaldı!
Söylediğine kendisi de inanmıyor ama ne desin? "Ben gene yenileceğim" diyecek hali yok ya... "Ezeli ve ebedi muhalefet olduğumu ve olacağımı ben de biliyorum" mu desin? Baksanıza, Mustafa Sarıgül bile, daha parti kurulmadan "ha geldim ha geliyorum" havalarına girmek zorunda kalıyor. Türkiye Komünist Partisi'ne de sorsanız "devrimin eli kulağındadır", çünkü emek-sermaye çelişkisi keskinleşmiştir, kitle çizgisinin bayrağı yükselmiştir, estek köstek.
Bu gazeteler, üç buçuk okuyucu kitleleriyle hangi su bardağında hangi fırtınayı koparabileceklerini sanıyorlar acaba?
"Ufukta bir koalisyon görünüyor" fikrini okurlarının kafalarına yerleştirmeye çalışıyorlar.
Neden? "Aydın Doğan'ı gene ancak zayıf bir koalisyon hükümeti kurtarırsa kurtarır" diyecekler de dilleri mi varmıyor acaba?
Diyemeyince, bunu hiçbir şey araştırmamış araştırmacılara söyletmek en iyisi!
Bu gazeteci arkadaşlara, kendi uydurdukları safsatalara en başta kendileri kanıp sonra da okuyucularını kandırmaya çalışmanın çıkar yol olmadığını çok söyledik.
Hani, beş yüz bin kişinin katıldığı "cumhuriyet mitingini" şişire şişire beş milyon yapmak, seçimden sonra da "nereye gitti bu beş milyon kişi yahu" diye dövünmek gibi...
Ya da, "alt tarafı belediye" seçimlerinin sonucunu genel seçime "teşmil edip" sevinmek gibi...
"Pantalon uyduramadık gömlek verelim" zihniyetiyle, "deviremiyoruz, hiç olmazsa zayıflatalım" yaklaşımıyla, koalisyon istemek gibi...
AKP kiminle koalisyon yapacak peki?
CHP ile mi, MHP ile mi?
Yoksa "sel gibi dalga dalga, gürül gürül gelen" belediye reisiyle mi?
Sizi kurtarmak için belediye reisinizin "tek başına" kazanması gerekir arkadaşlar, önümüzdeki aylarda onu biraz daha "ittirmeye" bakın. İç sayfa yetmez, sık sık "birinciden göreceksin"... Magazin servisine de söyleyin, eklerde falan biraz "human interest" yapsınlar, yemeklerden ne severmiş, kaç numara ayakkabı giyermiş, öğrenelim.
Yazarlarınıza da tembih edin, öyle "kazanamaz ama..." diye oyun bozanlık etmesinler! Gerçekçi olmanın size mesleki faydası olur ama siyasi faydası olmaz.

Sıradaki Haber İçin Sürükleyin