DOĞAN HIZLAN´IN ELEŞTİRİSİNİ AHMET HAKAN HAKLI BULDU

Doğan Hızlan, bugünkü yazısında Ahmet Hakan Coşkun´un hazırladığı ve Abdülhamid´in tartışıldığı "İskele Sancak" programına yaptığı eleştiriyi ve o eleştirinin programın yapımcısı tarafından haklı bulunduğunu yazıyor...

Google Haberlere Abone ol
DOĞAN HIZLAN´IN ELEŞTİRİSİNİ AHMET HAKAN HAKLI BULDU

Abdülhamid gündemde Nahit Sırrı Örik nerede



AHMET HAKAN'ın İskele Sancak programında Abdülhamid tartışıldı.




Ziya Öztan'ın filmi ‘‘Abdülhamid Düşerken’’ filmi dönemin tarihine, Abdülhamid'in yönetimine, kişiliğine yeniden bakma gereği duyurdu bize.




Ancak o geceki tartışmalarda uzmanlar, tarihçiler hazır bulundu ama ne bir edebiyat eleştirmeni ne de bir sinema eleştirmeni vardı. Bu itirazımı Ahmet Hakan'a ilettim, o da beni haklı buldu.




Bütün dünyada bir edebiyat uyarlaması yapıldığında, yazarın kitapları okunur, onun üzerine eleştiriler yayınlanır.




Nahit Sırrı Örik'in Abdülhamid Düşerken (eski adı Sultan Hamid Düşerken) romanı sinemaya uyarlandı. Peki, uyarlama başarılı mıydı? Bu sorunun yanıtını romanı okumadan veremezsiniz. Doğrusu ben sevdiğim romanın filmini de beğendim.




O kadar sığ, derinliksiz bir sanat ortamımız var ki, bu tutum yazanlar kadar okurun da durumunu ortaya koyuyor. Sinema için sayfalar yayınlandı, röportajlar yapıldı. Ama yazardan söz eden yok.




Umuyordum ki, Nahit Sırrı Örik'in romanları okunacak, üst üste yeni baskıları yapılacak, başka eserleri de merak edilecek. Sinema salonlarının kapılarındaki zarif tezgáhlarda eserleri satılacak.




Adı bir zamanlar unutulmuş/unutturulmuş, hatta bazı edebiyat tarihlerinde bile es geçilmiş bir yazar hiç olmazsa bu vesileyle değerini bulsun.




Genellikle edebiyat uyarlamaları, sinemayla edebiyat arasındaki tür ve yorum farkını getirir. Seyirci okur olduğu zaman ikisi arasındaki benzerlikleri görür ve bence romanı görsel alana götürür, filme de edebi boyut katar.




GENÇ kuşak eleştirmenler henüz Nahit Sırrı Örik hakkında bir yargıya varmadılar, değerlendirmelerini yazmadılar.




Bir soru siyasal ya da tarihi roman türüne Abdülhamid Düşerken sokulabilir mi? Tarihimizin çalkantılı dönemine bir edebiyatçının bakışı bence incelenmeye değer.




Cumhuriyet dönemini birçok romancı işledi ama bu cumhuriyet öncesi dönemin roman kitaplığı eksik.




Türk edebiyatını eleştirmenler okura iletirken, tavsiyede bulunurken, edebiyatın bir bütün içinde algılanması gerektiğini sık sık anımsatmalılar.




Nahit Sırrı Örik'i okumadan, Yakup Kadri Karaosmanoğlu'ya, Hasan İzzettin Dinamo'ya geçerseniz, tek yanlı bir bakışın aksaklığına düşersiniz.




Selim İleri'nin onun hayatından esinlenerek yazdığı Cemil Şevket Bey, Aynalı Dolaba İki El Revolver romanını da bugünlerde okumanız, yazarın yaşamı konusunda ipuçları elde etmenizi sağlar.




Selim İleri'nin sevdiğim romanı hakkında daha önce yazdığım için ayrıntılı bilgi vermiyorum.




Tarihimizi sadece tarih kitaplarından okumayın, o bilgileri renklendirecek, öznelleştirecek, çeşitlendirecek bu tür romanlardır. Çünkü tarih kitaplarındaki insan portreleri mumyalar müzesini andırır, soğuk ve tarafsızdır (ya da öyle olması gerekir), oysa edebiyat kitaplarında, romanlarda bu kişiliklerin iç dünyasına inersiniz.




* * *

ABDÜLHAMİD DÜŞERKEN'i seyredin ama mutlaka Nahit Sırrı Örik'in romanını da okuyun.




İki tür bir okurda bütünleştiğinde, sinema da edebiyat da gerçek değerini ve yerini bulur.





Sıradaki Haber İçin Sürükleyin