SEVİLAY YÜKSELİR / SABAH
Cumhurbaşkanı'na takdimimdir...
Uzun zamandır kaleme almayı düşündüğüm bir konuydu az sonra
okuyacaklarınız. Bugüne nasip olmasının ise tek bir nedeni var. O
da Cumhurbaşkanı Gül'ün Bitlis temaslarında kendisine eşlik eden
gazetecilere yaptığı açıklamaların yankılarının hâlâ gündemi meşgul
ediyor olmasındandır...
İtiraf edeyim, Cumhurbaşkanı ile her gezi sonrası ortalığı kasıp
kavuran haberlere imzasını koyan o gazeteci beyleri hep
kıskanmışımdır...
Ve her defasında , "Niye ben ya da biz yani biz kadın gazeteciler o
gezilerde yer almıyoruz? Neden Cumhurbaşkanı'nın etrafında bir
kamyon bıyıklı adam yerine birbirinden değerli, her biri kendi
gazetelerinde yaptıkları işlerle göz doldurabilen kadın
gazetecilerden oluşan bir ekip olamıyor?" diye
hayıflanmışımdır...
Gerçekten niye?
Sizce davet edilmiyor olmamızın nedeni acaba o beylerin yaptığı
haberciliği biz kadınların yapamayacağına olan inanç mı?
Yoksa halk nezdinde onların kaleminin itibarının bizimkinden daha
kuvvetli olduğu önyargısından mı?
Eğer böyleyse, ki böyle olmadığına inanmak istiyorum, fena halde
yanılıyorlar... Kötü olan bu yanılgıya düşen sadece son
Cumhurbaşkanımız Gül değil. Ondan önceki, bir önceki ve daha önceki
tüm Cumhurbaşkanları... Başbakanlar... Siyasi parti
liderleri...
Yani hepsi...
Oysa ki bir deneme yapılsa, bir fırsat verilse, bir kereliğine
olsun o gezilerin sadece kadın gözüyle okura aktarılmasını sağlasa
Cumhurbaşkanlığı...
Okur ne büyük keyif alacak...
Ey sevgili okur. Bir düşün. Uçakta Cumhurbaşkanı, yanında
birbirinden değerli 10 kadın gazeteci... Böyle enteresan bir
fotoğrafı görmek istemez misin gazetenin birinci sayfasında? Merak
etmez misin hangisi ne yazmış? Ne gözlemiş, nasıl algılamış?
İstersin...
İşte ben de o yüzden, senin istediğin düşüncesinden hareketle,
huzurlarında Cumhurbaşkanımıza açık açık sesleniyorum:
Sayın Cumhurbaşkanım. "Eğer bu ülkede kadın-erkek eşittir"
diyorsanız, eğer kadınsız hiçbir işin tam manasıyla tadına
kavuşmadığına inanıyorsanız, eğer demokrasi penceresinden bakıp,
biz kadınları da gezilerinize davet etmenin doğru bir demokratik
açılım olduğuna inanıyorsanız...
Lütfen bizi de görün...
Emin olunuz ki pişman olmayacaksınız...
Efendim. Vereceğiniz bu karar çok önemli ve bir o kadar da
tarihi...
Bu bir ilk olacak...
Bakın sizin işinizi kolaylaştırmak adına liste bile yaptım. "Hangi
gazeteden kimi çağırırsanız daha verimli olur gezi izlenimleri"
diye...
Üstelik de seçenekli...
Hürriyet'ten başlayalım mesela...
Yurtdışı gezilerinizde, diplomasi haberlerinin uzmanı için Ferai
Tınç çok doğru bir adres ama mesela Bitlis'e davet etmiş
olsaydınız, kesinlikle, "Ayşe Arman" derdim... Onun, "Norşin
açılımına" yaklaşımı gerçekten ilginç olurdu...
Milliyet'ten iki isim var benim favorim olan. İkisi de çok seviyor
işini. Eminim büyük keyif alacaklardır davetinizden. Serpil Yılmaz
veya Ece Temelkuran ikilisinden biri çok bomba olur mesela. Ama
yine de karar sizin efendim...
Akşam'dan seçenek bol. Ama Mehveş Evin ve Nagehan Alçı'nın tıpkı
benim gibi heyecanlı tipler olduklarını bildiğim için emin olunuz
ki yazdıklarından büyük keyif alacaksınız.
Vatan'dan çağrılacak iki üç isim var elbette ama Ruhat Mengi'nin şu
sıralar Ayşe'yle arası çok bozuk. Yüzde yüz bir araya gelmek
istemezler. O nedenle kararınız Ayşe Arman'sa o zaman "Mutlu
Tönbekici olsun" derim. (Hani ekibin birbiriyle uyumu da önemli
Sayın Cumhurbaşkanım. Bilirsiniz biz kadınlar biraz fazla
duygusalızdır. Tepkilerimizi ulu orta yerde sakınmayız. O nedenle
durduk yerde şimdi sizin önünüzde "hır" çıkaracak insanları bir
araya getirmeyelim istiyorum...)
Haberturk'ten aklıma gelen ilk isim hiç kuşkusuz Pakize Suda ama o
da İclal Aydın gibi gazeteci kökenli değil. Biliyorsunuz İclal
geçenlerde katıldığı bir TV programında, açıkça itiraf etmişti;
"Ben gazeteci değil, bir yazarım" diye... Ee şimdi biraz da haberci
ruhu taşıması filan gerekiyor gelecek kişinin. O nedenle
Haberturk'ten önünüze iki seçenek koyuyorum. Birisi Nihal Bengisu
Karaca, diğeri Balçiçek Pamir.
Zaman'ı unutmamak lazım tabi. Orada da tercih edebileceğiniz isim
çok ama şahsen yakından tanıdığım için söylüyorum Günseli Özen
Ocakoğlu çok cabbardır. Gözünden kaçmaz, gönlünden yazan bir
kalemdir...
Adım gibi eminim Fehmi Koru, sadece kadın gazetecilerin katılacağı
bu geziyi çok kıskanacak ve hatta sizi arayıp, "Çıldırdınız mı?
Bunlar sizi sulu götürüp, susuz getirirler. Bu kadar kadın gazeteci
bir arada iken infilak etmeye hazır bir petrol tankeri gibidir.
Amannn sakın!" deyip sizi verdiğiniz bu tarihi karardan
vazgeçirmeye çalışacaktır ama lütfen dinlemeyiniz onu efendim. Ve
hatta deyiniz ki; "Fehmiciğim. Bu defa Yeni Şafak'tan senin yerine
senden daha genç ve daha dinamik olan Özlem Albayrak'ı alıyorum.
Geçmişler olsun..."
Bize gelince yani SABAH'a... Eee Sayın Cumhurbaşkanım. Takdir
sizindir. Vallahi tabii ki bu gazetede de çok değerli arkadaşlar
var benim gibi ama şimdi yalan söyleyecek, size karşı demagoji
yapacak değilim. Hani bu konuyu gündeme getirmiş, fikir olarak
ortaya atmış bir gazeteci olarak tercih hakkınızı benden yana
kullanmanızı arzularım. Bakınız son bir not ekleyeyim efendim:
Gazeteciliğim müthiştir ama bir de üstüne inanılmaz eğlendiren,
keyif veren, hoş sohbet bir tarafım vardır. Bizim kızlar tüm gezi
boyu açıklama üzerine açıklama, "haber üzerine haber"den
sıkılırlar. Hani arada bir kendilerini gazlayacak, güldürecek bir
çatlağa ihtiyaç duyarlar.
İşte o benim Sayın Cumhurbaşkanım...