'Bizi set çalışanları terbiye edecek'
Fatih Aksoy, set çalışanlarını sendikalarını kurmaya
çağırıyor. Bakalım çalışanlar bu sese kulak verecek
mi?
Son 2-3 yıldır üzerine çok sık yazılan ve konuşulan konulardan biri "dizi çılgınlığı". Bu furya birçok kişiye ekmek kapısı olurken, yine aynı insanlara zor çalışma koşulları sunuyor. Günde 15 saatin üzerinde çalışıp, 'paydos' ettikten 5 saat sonra tekrar sete dönmek zorunda kalan set çalışanları, her hafta yeni bir bölüm yetiştirmek zorunda.
Bazen uzun mesai saatleri ise ansızın bitiyor, 5-6 aylığına ya
da bir yıllığına. Çünkü sezonun başında sevinçle kadrosuna dahil
oldukları diziler, 3-4 bölümden sonra yayından kalkıyor. Dizinin
ışıkçısı, dekorcusu, kameramanı, sanat yönetmeni bir anda ortada
kalıveriyor. Bu duruma ilk sesli tepki, bir yapımcı, bir patrondan;
Med Ya-pım'ın sahiplerinden Fatih Aksoy'dan geliyor. Aksoy,
özellikle dizi seti çalışanlarının artık bir sendika kurmaları
gerektiğini savunuyor.
Bu önerisi oldukça içten ve samimi. Eğer set işçileri yola çıkarsa,
yapımcılar arkalarında. Konuyu biz dile getirdik, haklarını aramak
ise set çalışanlarına kalıyor, İşte Fatih Aksoy'un konuyla ilgili
görüşleri:
Sendikalaşma dizi enflasyonunu bitirir
"insani olmaktan uzak bir şey yapıyoruz. Bir yıl boyunca biz
insanları günde 15-16 saat çalıştırıyoruz. "Atları da Vururlar"
filmindeki gibi düşenler gidiyor, kalanlarla devam ediyoruz. Bu
yaptıranın da hoşuna gitmiyor. Sendika bu yapıya baştan aşağı daha
çağdaş çalışma koşulları getirir.
Sezona her yapımcı 3-4 diziyle başlıyor. Bu sezona ana kanallar 14 diziyle başladı. Aynı anda yayınlanan üç dizinin tutması imkansız. Üçte ikisinin öleceğini bile bile giriyoruz bu yarışa. Bu işlerde hiç kusuru olmayanlar ise 'set ekibi'. Dört bölüm sonra dizi yayından kalkıyor. Birdenbire bakıyorsun ki sezonun başında işin var, bir ay sonra yok.
Gelişmiş ülkeler bu işi halletmiş. Bundan 10 yıl önce Alman bir ışıkçı ekibiyle çalıştım. 'Biz günde 10 saat çalışırız. Fazla mesai verirseniz 14 saate kadar çıkarırız bunu' dediler. Hiç unutmuyorum bir tek plan kalmıştı ama çekmediler. Ve 14 saat sonra sete döndüler. 'Ben çalışmaya devam edersem çocuğumu ve karımı görme zamanımdan çalmaktır' diyerek o tek planı çekmeden gittiler. Ben dizi setinde çalışan arkadaşlarımın yüzünü bakmaya utanıyorum. 18 saat çalışan adamı 6 saat sonra tekrar sete çağırıyoruz.
Televizyoncularda daha dikkatli olacak
Haftada 80-90 saat değil, 60 saat çalıştıklarında bir bölüm
üretemeyecekler. Dolayısıyla TV kanalları, '1-2 bölüm stokla diziye
başlayayım' diyemeyecek. Biz de diyemeyecğiz. Böyle olunca ben en
başında 'Hangi dizi daha çok tutar' diye kafa patlatacağım. Kanal
'Hangi işi alayım' diye daha fazla kafa yoracak, '10 bölüm
istiyorum' diyecek. 10 günde bir bölüm çekileceğinden, kanal da 10
bölümün arkasında duracak. Bizi terbiye etmek set çalışanlarının
işi." Neslihan AKDAŞ-GÜLÜMSE