Beyaz gazeteciler Genel Kurmay'da
Eğer Genel Kurmay Başkanı Hilmi Özkök düşüncelerini kamuoyuna
aktarmak için en kötü yöntemin ne olduğunu araştırmış olsaydı
herhalde kullanmış olduğu yöntemden daha kötüsünü bulamazdı.
Genel Kurmay Başkanı Cumhuriyet gazetesinin geçen hafta yayınladığı
"genç subayların tedirgin" haberini yalanlamak için verdiği basın
toplantısına, hangi esasa göre seçildiği belirlenemeyen, .... medya
kuruluşlarını çağırdı. Bunlar "akredite basının Ankara
temsilcileri" imiş, akredite her ne demek ise.
Aralarında TRT, NTV, CNN Türk ve diğer televizyon kanalları da
yoktu. Anadolu Ajansı gibi ajanslar yoktu. Yeni Şafak ve Vakit gibi
"dinci" addedilen gazeteler yoktu. Ve yabancı medya kuruluşları
yoktu.
Yazılı açıklama da yoktu.
Herkesin davet edilemeyeceği basın toplantılarında uygulanan bir
kaide var.
Katılan gazetecilerden biri katılamayanlara bilgi vermekle
görevlendirilir.
Bu da yapılmadı.
Beyaz gazetecilerin önününe önceden hazırlanmış pirinç isim
levhaları kondu (bu basın tarihinde bir ilk olmalı ben tasarruf
devrinde yaşadığımızı sanıyordum) ama konuşulanların metni Genel
Kurmay'ın web sitesine konmadı.
Kamuoyununun "genç subaylar" konusunda net, kolay anlaşılabilir,
direkt mesajlara ihtiyacı vardı. Bu ihtiyaç karşılanmadı.
Sonuç olarak, orada olmayan herkes, yani medyanın büyük bir
çoğunluğu, bu sözüm ona medya çağında, Genel Kurmay Başkanı'nın
söylediklerini mealen, yani kelimesi kelimesine değil anlam olarak
öğrenmek zorunda kaldı.
Ne söylenmiş olduğunu öğrenmek için beyaz gazetecilerin Genel
Kurmay'dan çıkıp kameraların önüne geçmesini beklemek gerekti.
NTV izleyicilerinin Genel Kurmay Başkanı'nın ne söylemiş olduğunu
Genel Kurmay Başkanı'nın haberini yalanlamak üzere basın toplantısı
düzenlediği gazeteciden öğrenmeleri olaya komik bir boyut
kazandırdı.
Kamuoyu da Genel Kurmay Başkanı'nın ne dediğini ikinci elden
öğrenmek zorunda kaldı. Hem ikinci elden öğrendi hem de orada
bulunan gazetecilerin yorumu ile. Yani ikinci defa çarpıtılmış
olarak.
Hükümete yakın gazeteciler başka yorum yaptı, olmayanlar başka.
Başkalarını bilmem ama benim aklım şimdi eskisinden daha
karışık.
Ama önemli değil. Ben sadece aptal bir vatandaşım. Böyle derin
şeyleri anlamam. Esas anlaması gerekenler Genel Kurmay Başkanı'nın
sözlerinden anlaşılması gereken şeyleri anlamışlar, alınması
gereken mesajları almışlardır.
Eğer anlamadılarsa Cumhuriyet'i izlemeğe devam etsinler.
BEYAZ GAZETECİLER GENELKURMAY´DA
Sabah Gazetesi yazarı Metin Münir, tartışmaya neden olan ´akredite basın´ konusunda ´zehir zemberek´ bir değerlendirmede bulundu. Toplantı için uygulanması gereken kaideleri, uygulanmayanları açık ve net bir ifadeyle dile getiren Münir, toplantıya çağrılan gazeteciler için de bir isim buldu: Beyaz gazeteciler...
Sıradaki Haber İçin Sürükleyin