BATI BASINI UÇAK KRİZİNİ NASIL GÖRDÜ?

Suriye'nin Türkiye keşif uçağını düşürmesi Batı medyasında da geniş yankı uyandırdı.

Google Haberlere Abone ol
BATI BASINI  UÇAK KRİZİNİ NASIL GÖRDÜ?


Alman televizyonları ZDF, ARD, Pro7, RTL, N-TV, Deutsche Welle'nin yanı sıra İngiliz yayın kuruluşu BBC de haber bültenlerinde gelişmeleri geniş olarak aktardı.


"Fantom uçuşu, günlük olaymış gibi görünmüyor"


Alman gazetelerinden Süddeutsche Zeitung, "Amatörlük mü yoksa kötü niyet mi?" başlıklı yorumunda, "Fantom uçuşu Ankara'nın lanse ettiği şekilde günlük bir olaymış gibi görünmüyor" diye yazdı. Yorumda, Türkiye hükümetinin başlangıçta olayı yatıştırmaya yönelik açıklamalarda bulunduğu, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun Pazar günü yaptığı açıklamalarla ise tutumun sertleştiği ifade edildi. Keşif uçağının Suriye'deki tek Rus-Suriye ortak üssünün bulunduğu liman kenti Lazkiye yakınlarında uçtuğuna dikkat çekildi.


"Türkler, Suriye'ye müdahale riskine mi giriyor?"


Die Welt gazetesindeki Boris Kalnoky imzalı yorumda ise "Türkler Suriye'ye müdahale riskine mi giriyor?" diye soruldu. Yorumda, Türkiye'nin söyleminin olaydan iki gün sonra sertleştiği, bunun nedeninin de diğer ülkelerle yapılan istişareler olabileceği, Suriye'ye siyasi baskıyı artırmak için uçağın düşürülmesinin nasıl kullanılabileceğinin görüşüldüğü ileri sürüldü. Die Welt, olası askeri müdahalenin Türkiye'ye getireceği avantaj ve dezavantajlar ele alınırken şöyle denildi:


"Bölgede tek büyük Müslüman güç haline gelmek, avantajlar arasında yer alacaktır. Türkiye yıllardır bu statünün peşinde. Ama sık sık bahsettiği 'yumuşak güç' politikasıyla bunu şimdiye kadar pek başaramadı. Bu sefer 'sert güç' göstermek gerektiğini düşünebilir. Ayrıca Suriye'de İran'ın etkinliğini sona erdirmek de Türkiye'nin işine gelir. Riskler büyük. Öncelikle ekonomik açıdan büyük önem taşıyan Rusya ile ilişkiler bozulur. Esad'ın devrilmesi Suriye'yi yıkıma götürebilir. Bu da Suriyeli Kürtler'in özerklik ilan ederek Irak'taki Kürtler'e katılması durumunda Türkiye'deki Kürt sorununu kızıştıracaktır. Suriye'de İslami bir radikalleşme, Türkiye'de giderek güçlenen ama pasif kalan Türk Hizbullahı'na sirayet edebilir."


"Uçak düşürme Batı müdahalesinin önünü açabilir"


Berlin'de yayımlanan Tageszeitung'ta yer alan yorumda ise, amacın Suriye'yi daha da köşeye sıkıştırmak olduğu ve Türkiye'nin NATO'yu devreye sokma girişiminin ABD desteğiyle gerçekleştiğinin düşünülebileceği kaydedildi. Gazetede, Suriye'deki iç savaşın uzun süreden bu yana jeopolitik satranç tahtasının önemli bir taşı haline geldiği ifade edilirken, "Amerikan yönetimi için Esad, Tahran'daki molla rejiminin üzerine dayandığı temellerden biri. Esad devrilirse İran'daki rejim de sallanır. Bu sadece İsrail'in değil, Suudi Arabistan ve Batı'nın müttefiki Körfez ülkelerinin de çıkarına. Suriye'de Ankara'ya karşı yükümlülükler üstlenecek yeni bir hükümet, Türkiye'nin bölgedeki en önemli güç olma hedefine giden yolda son adım olacaktır. Suriye ile ilgili poker son hız devam ediyor. Hiç kimsenin açık oynamadığı açıkça ortada. Cuma günkü uçak düşürme olayı Suriye'ye Batı askeri müdahalesinin önünü açabilir. NATO'nun salı günkü toplantısının ardından gözler Esad'ın son hamisi Rusya'ya çevrilecek" denildi.


"Suriye yönetiminin gerginliğini gösteriyor"


Frankfurter Rundschau'da ise, Türk keşif uçağının düşürülmesinin, Suriye yönetiminin aşırı derecede gerildiğini gösterdiği ifade edildi. Gazetede, "Geçtiğimiz hafta bir MİG 21 pilotunun uçağıyla birlikte Suriye'den kaçması, Arap despotların son kalesi olan hava kuvvetlerine bile artık güven olmayacağını gösterdi" diye yazdı.


"Suriye'de sinirler laçka olmuş"


Fraenkischer Tag gazetesinde ise "Suriye'de sinirler laçka olmuş vaziyette. Türkiye'nin sinirlerine hakim olması, başka provokasyonlardan hatta misillemeden kaçınması bu durumda daha da önem taşıyor. Gerginliğin kızışması tüm bölgeyi yangına sürükler" görüşleri yer aldı.


"Türkiye, NATO kartını oynadı"


BBC, NATO'nun Türkiye'nin talebi üzerine Salı günü, Brüksel'deki merkezinde acil bir toplantı yapacağını aktardı.


İngiliz gazetelerinden Independent, Türkiye'nin savaş uçağının düşürülmesiyle ilgili, "Türkiye, NATO kartını oynadı" iddiasında bulundu.


Financial Times ise, tırmanan gerilim ile ilgili Türkiye'nin soğukkanlı davranarak "NATO'ya danışacağını" yazdı. Suriyeli yetkililerin Türkiye hükümeti ile doğrudan bağlantıya geçmediğini hatırlatan gazete, İngiliz Dışişleri Bakanı William Hague'in Davutoğlu'yla görüştüğünü, İngiliz bakanın "Esad rejimi keyfi davranabileceği yanılgısına düşmemeli, davranışının hesabını vermek durumunda kalacaktır" dediğini aktardı. (İhsan DÖRTKARDEŞ/DHA)


Financial Times: "Ankara, Esed'den kurtulmak istiyor ancak..."


İngiliz Financial Times (FT) gazetesi bugün, Türkiye'nin iç ve dış politikası ile ekonomisini değerlendirdiği özel ek yayımladı. "Yükselen Güç, Artan Sorular" başlıklı 4 sayfalık ekte, FT'nin Türkiye muhabiri Daniel Dombey, "Erdoğan döneminin Türkiye'ye refah getirdiğini ancak, siyasi sistemin modernleşmesi için çağrılar olduğunu" yazdı.


Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı "Türkiye'nin yakın tarihindeki en güçlü kişi" olarak tanımlayan Dombey, 2009'da İsviçre'deki zirve sırasında, İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres'le girdiği tartışmanın ardından Davos'a bir daha dönmeyeceğini söyleyen Erdoğan'ın bugün Davos'u ayaklarına getirdiğini belirtti.


Türkiye'nin dış politikasına da değinilen makalede, Arap baharıyla birlikte Türkiye'nin bu bölgedeki, özellikle Tunus, Fas gibi ülkelerdeki etkisinin arttığı, ancak Türkiye'nin Suriye sorunuyla karşı karşıya olduğu kaydedildi.


Ekte, Türkiye-Suriye ilişkilerinin ele alındığı ayrı bir makaleye de yer verildi. Daha önce dost olan Türkiye ile Suriye'nin ilişkilerinin bozulduğuna değinilen makalede, "Ankara'nın, Beşşar Esed'den kurtulmak istediği ancak doğrudan müdahalenin çok riskli olduğu" yorumu yapıldı.


"Suriye'yi Türkiye'nin en büyük dış politika açmazı olarak" değerlendiren Dombey, Ankara'nın Şam ile savaşa girmeye niyeti olmadığını yazdı.


Suriye'ye doğrudan müdahalenin Türkiye için riskli olacağını kaydeden Dombey, "Şam'ın, elindeki PKK kartını oynayabileceği ve Suriye sınırından saldırıların başlayabileceği" değerlendirmesinde bulundu.


Türkiye'nin gelecek bir yıl içerisinde "iki zorlukla" karşı karşıya olduğunu kaydeden Dombey, bunları Kıbrıs Rum kesiminin AB dönem başkanlığını 1 Temmuz'da üstlenmesi ve Kürt sorunu olarak sıraladı.


Dış politika yazarı Gideon Rachman'ın kaleme aldığı bir diğer makalede de, Türkiye'nin son yıllardaki ekonomik ve siyasi başarılarının ülkeyi güçlendirdiği belirtildi, ancak özellikle Suriye'deki ayaklanmaların "Türkiye'nin bölgesinde eşsiz bir nüfuza sahip olma iddiasını riske attığı" yorumu yapıldı. (BBC Türkçe)



Sıradaki Haber İçin Sürükleyin