BASIN KONSEYİ'NDEN MİLLİYET, HÜRRİYET, POSTA, SABAH VE VATAN'A HEM UYARI HEM KINAMA

Basın Konseyi Yüksek Kurulu, Milliyet, Hürriyet, Posta, Sabah ve Vatan gazetelerinde yayımlanan bir haberlerle ilgili olarak hem uyarı hem de kınama cezası verdi. İşte bu toplu cezanın gerekçesi...

Google Haberlere Abone ol
BASIN KONSEYİ'NDEN MİLLİYET, HÜRRİYET, POSTA, SABAH VE VATAN'A HEM UYARI HEM KINAMA

Basın Konseyi Yüksek Kurulu, 30 Nisan 2009 tarihinde Milliyet, Hürriyet, Posta, Sabah ve Vatan Gazetelerinde Dünya Göz Hastanesi ile ilgili yayımlanan haberlerle ilgili olarak aşağıdaki kararı vermiştir:


 


KARAR


 


ŞİKAYETÇİ: Türk Oftalmoloji Derneği Genel Başkanı Prof. Dr. Nevbahar Tamçelik


 



ŞİKAYET EDİLEN: Milliyet, Hürriyet, Posta, Sabah ve Vatan Gazeteleri



 


ŞİKAYETİN KONUSU: Türk Oftamoloji Derneği Genel Başkanı Prof. Dr. Nevbahar Tamçelik, Milliyet Gazetesinde 30 Nisan 2009 tarihinde yayımlanan “Ucuz ameliyatla binlerce kişinin gözü bozuldu”, Hürriyet Gazetesinde 30 Nisan 2009 tarihinde yayımlanan “Devlet 350 TL fiyat koydu, ‘ucuz katarakt’ 2 bin göze zarar verdi”, Posta Gazetesinde 30 Nisan 2009 tarihinde yayımlanan “ucuz ameliyat binlerce kişinin gözünü bozdu”, Sabah Gazetesinde 30 Nisan 2009 tarihinde yayınlanan “katarakt yardımı düştü gözler tehlikeye atıldı” ve Vatan Gazetesinde 30 Nisan 2009 tarihinde yayınlanan “Devletin verdiği fiyat yüzünden Türk insanının gözü tehlikede” başlıklı haberlerle ilgili olarak Basın Konseyine başvurmuş ve özetle; “haber tarzında ancak aslında reklam niteliğinde olan beyanları basın kuruluşlarına veren kişinin Özel Dünya Göz Hastaneleri Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Eray Kapıcıoğlu olduğunu, kendisinin göz hekimi olmamasından dolayı mesleki bilgi gerektiren tıp konusunda haber kaynağı olarak kullanılmasının en azından kamuoyunun doğru bilgilenmesi bakımından ciddi sakıncalar taşıdığını, hekim olmayan birinin bu tarz bilgiler vermesinin yasal olmadığını ve buna rağmen ilgili yazıların içeriği doğrulanmadan habermiş gibi yayımladığını, kendisinden izin alınıp alınmadığı belli olmaksızın tüm kamuoyunca tanınan bir siyasetçinin ismi belirtilmek suretiyle hastalığının kamuoyuna açıklandığını, 2.200 kişinin sağlıklarıyla ilgili kişisel bilgilerinin hukuka aykırı olarak kaydedildiğini ve bu bilgilerin Başbakan’a verildiğini, kişisel verilerin kaydedilmesinin ve bu bilgilerinin başka kişilerle veya kamuoyuyla paylaşılmasının Türk Ceza Kanunu’nun 134 ve 135. maddeleri uyarınca suç olduğunu, haberlerde katarakt ameliyatlarının “merdiven altı” ameliyathanelerde ucuz ve kalitesiz mercekler kullanılarak yapıldığı bu ameliyatların hastalar için ciddi riskler oluşturduğu yönünde beyanlara yer verildiğini ancak ameliyathane koşullarının ilgili yasa ve yönetmeliklerle belirlendiğini ve Sağlık Bakanlığı’nın ameliyathaneleri çok sıkı biçimde denetlendiğini, bunun yanında ithal edilen tüm merceklerin Sağlık Bakanlığının verdiği ruhsatlar ile kullanıldığını, buna rağmen haberlerde sanki ruhsatsız ameliyathanelerde denetimsiz ameliyatlar yapılmakta olduğu kanısının uyandıracak ifadelerin yer aldığını,  Sağlık Bakanlığının ve onun denetimindeki özel ve kamu kurumlarının ruhsatsız ve denetimsiz ameliyatlar yaptığı izlenimi veren yayınlar yapıldığını ve bu şikayet edilen gazetelerin bu suretle hekimleri, Üniversite Hastanelerini, Sağlık Bakanlığı Hastanelerini, Özel Hastaneleri, Özel Dal Merkezlerini ve Bakanlıkları haksız olarak hedef alan reklam niteliğindeki yayınlar yaptıklarını ve bu yayınların hukuka aykırı olduğu gibi etik dışı olduğunu belirtmiş ve Basın Meslek ilkelerinin;


 


“Kamusal bir görev olan gazetecilik, ahlaka aykırı özel amaç ve çıkarlara alet edilemez” şeklindeki 3’üncü maddesinin;


 


“Kişileri ve kuruluşları eleştiri sınırları ötesinde küçük düşüren, aşağılayan veya iftira niteliği taşıyan ifadelere yer verilemez” şeklindeki 4’üncü maddesinin;


 


“Kişilerin özel yaşamı, kamu çıkarlarının gerektirdiği durumlar dışında, yayın konusu olamaz” şeklindeki 5’inci maddesinin;


  


“Soruşturulması gazetecilik olanakları içinde bulunan haberler, soruşturulmaksızın veya doğruluğuna emin olmaksızın yayımlanamaz” şeklindeki 6’ncı maddesinin ve


 


“İlan ve reklam niteliğindeki yayınların bu nitelikleri, tereddüde yer bırakmayacak şekilde belirtilir” şeklindeki 14’üncü maddesinin ihlal edildiği gerekçesi ile gereken işlemin yapılmasını istemiştir..


 


ŞİKAYET EDİLENİN YANITI: Milliyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Sedat Ergin hakkındaki şikayetle ilgili bilgi veren Genel Sekreterlik mektubu 29 Haziran 2009 tarihinde, 505 68 86 No’lu faksa iletilmiş, bunun alındığı Dilek Yanık,  Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök hakkındaki şikayetle ilgili bilgi veren Genel Sekreterlik mektubu 29 Haziran 2009 tarihinde, 677 03 27 No’lu faksa iletilmiş, bunun alındığı Ahmet Büyükdoğan, Posta Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Rıfat Ababay hakkındaki şikayetle ilgili bilgi veren Genel Sekreterlik mektubu 29 Haziran 2009 tarihinde, 505 65 02 No’lu faksa iletilmiş, bunun alındığı Ayşe İlhan, Sabah Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Erdal Şafak hakkındaki şikayetle ilgili bilgi veren Genel Sekreterlik mektubu 29 Haziran 2009 tarihinde, 354 34 72 No’lu faksa iletilmiş, bunun alındığı Ayfer Doğan, Vatan Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Tayfun Devecioğlu hakkındaki şikayetle ilgili bilgi veren Genel Sekreterlik mektubu 29 Haziran 2009 tarihinde, 266 57 27 No’lu faksa iletilmiş, bunun alındığı Mine Aydın,  tarafından bildirilmişse de taraflardan herhangi bir yanıt gelmemiştir.


 


DEĞERLENDİRME VE SONUÇ: Basın Konseyi Yüksek Kurulu 05 Ağustos 2009 tarihinde toplanmış ve Basın Konseyi Çalışma Kuralları ve Başvuruları Değerlendirme Usulleri’nin ilgili maddeleri uyarınca başvurunun değerlendirilebilmesi için gerekli olan toplantı yeter sayısının sağlandığı anlaşıldıktan sonra dosyanın incelenmesine geçilmiştir.


 


Yapılan incelemede yayınların doğrudan belirli kişilere veya kurumlara yönelen incitici, küçük düşürücü niteliklerinin bulunmadığı saptanmış ve bu yayınların gazetecilik ahlakına aykırı özel amaçlarla kullanıldığına dair bir ifadeye rastlanmamıştır. Bu sebeple Basın Meslek İlkeleri’nin “Kişileri ve kuruluşları, eleştiri sınırlarının ötesinde küçük düşüren, aşağılayan veya iftira niteliği taşıyan ifadelere yer verilemez” şeklindeki dördüncü maddesinin ve “Kişilerin özel yaşamı, kamu çıkarlarının gerektirdiği durumlar dışında, yayın konusu olamaz” şeklindeki beşinci maddesinin ihlal edilmediğine oy birliğiyle karar verilmiştir.


 


Şikayet konusu yayınlar incelendiğinde, haberlerin tamamının, göz sağlığı alanında ihtisaslaşmış özel bir hastaneler grubunun yöneticisi olan Kapıcıoğlu’nun beyanlarına dayandığı ve tüm kamuoyunu ilgilendiren tıbbi konularda çeşitli bilgiler verildiği görülmüştür. Sn. Kapıcıoğlu’nun, yönetici sıfatıyla verdiği bilgilerin kamuoyuna duyurulması her ne kadar basının haber verme işlevi kapsamında değerlendirilebilirse de, tıp gibi özel uzmanlık gerektiren bir alanda, tıbbi eğitim almamış bir kişinin verdiği bilgilerin doğruluğunun araştırılarak teyit edildikten sonra gazetelerde yer almasının, kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi açısından büyük önem arz ettiği değerlendirilmiştir. Bu nedenle Basın Konseyi Yüksek Kurulu, Basın Meslek ilkelerinin “Soruşturulması gazetecilik olanakları içinde bulunan haberler, soruşturulmaksızın veya doğruluğuna emin olmaksızın yayınlanamaz” şeklindeki altıncı maddesinin ihlal edildiğine ve Hürriyet, Milliyet, Posta Sabah ve Vatan gazetelerinin “uyarılmasına” oy çokluğuyla karar verilmiştir. 


 


Bununla birlikte, yapılan haberlerin içeriği incelendiğinde, Eray Kapıcıoğlu’nun verdiği bilgilerin doğrudan aktarıldığı ve bu arada da yöneticiliğini yaptığı Dünya Göz Hastanesi’yle ve bu kurumun hizmetleriyle ilgili detaylı bilgilerin gazetelerde yer aldığı görülmüştür. Her ne kadar verilen bilgilerin kaynağı açıklanmış ve ilgili kişinin değerlendirmeleri olduğu belirtilmişse de, haberlerin reklam olarak değerlendirilebilecek şekilde kaleme alındığı görülmüştür.   Basın Meslek ilkelerinin “İlan ve reklam niteliğindeki yayınların bu nitelikleri, tereddüde yer bırakmayacak şekilde belirtilir” şeklindeki on dördüncü maddesinin, toplumu bilgilendiren gazetelerin sorumlulukları göz önünde bulundurulduğunda, geniş yorumlanarak reklam niteliği taşıyabilecek yayınlarda dahi uygulanmasının kamu yararına olduğu değerlendirilmiştir. Yapılan yayınların, reklam rejimi sınırlandırılmış olan tıp alanında olduğu da dikkate alınarak, Basın Meslek ilkelerinin “İlan ve reklam niteliğindeki yayınların bu nitelikleri, tereddüde yer bırakmayacak şekilde belirtilir.” şeklindeki on dördüncü maddesinin ihlal edildiği saptanmış ve bu sebeple Hürriyet, Milliyet, Posta Sabah ve Vatan gazetelerinin “kınanmasına” oy çokluğuyla karar verilmiştir.


(Karar No:2009/042-043-044-045-046)


 


Sıradaki Haber İçin Sürükleyin