Ayşe Arman'dan çok sert açıklama: Benimle ilgili bu iftirayı çıkaran, iftiraya iftira ekleyen, köpürten herkes şerefsizdir!

Hürriyet yazarı Ayşe Arman, para karşılığı röportaj yaptığı yönündeki iddiayla ilgili olarak bugünkü köşesinden açıklama yaptı.

Google Haberlere Abone ol
Ayşe Arman'dan çok sert açıklama: Benimle ilgili bu iftirayı çıkaran, iftiraya iftira ekleyen, köpürten herkes şerefsizdir!

Hürriyet yazarı Ayşe Arman'ın röportaj karşılığı para aldığı yönündeki iddialar konuşulmaya devam ediliyor. İlk olarak Habertürk yazarı Sevilay Yılman'ın gündeme getirdiği bu iddiayı, Habertürk yazarı Fatih Altaylı ve Sabah gazetesi yazarı Hıncal Uluç da sürdürmüştü.



Medyada Ayşe Arman tartışması sürerken, Hürriyet'ten açıklama geldi. Hürriyet Gazetesi İcra Kurulu Başkanı Mehmet Soysal, açıklamasında "Son günlerde, başta Ayşe Arman olmak üzere gazetemiz yazarlarına yönelik bir karalama kampanyası kamuoyunun gündemini meşgul etmektedir" ifadelerini kullandı.



Bu açıklamayı hatırlatan Ayşe Arman da bugünkü köşesinden "Zorunlu açıklama" bsşlığıyla bir açıklama yaptı ve  "Meslek hayatım boyunca pek çok gerçek dışı ithamla karşı karşıya kaldım. Bu, en iğrenciydi" ifadelerini kullandı.



İşte, Arman'ın o açıklaması:



"ZORUNLU AÇIKLAMA



Meslek hayatım boyunca pek çok gerçek dışı ithamla karşı karşıya kaldım. Bu, en iğrenciydi. Benimle ilgili bu iftirayı çıkaran, iftiraya iftira ekleyen, köpürten herkes şerefsizdir! Bugüne kadar susmamın nedeni gazetemin açıklamayı kendisinin yapmak istemesi. Açıklama dün birinci sayfadan duyuruldu ve yapıldı.



Ben açık bir kadınım. Her konuda şeffaf oldum. 26 yıldır Hürriyet’te çalışıyorum. İşimi de hep tutkuyla yaptım. Herhangi bir röportajdan para aldığımı, para istediğimi söyleyecek bir babayiğit varsa gelsin karşıma, yüzüme söylesin. Ya da çıksın medyaya söylesin, “Evet verdim!” diye. Bu yapılan aşağılık bir şey, isim vermeden muallak bir şekilde gazetede yayınlanan her röportajda para alışverişinin olduğunun ima edilmesi... O zaman açıkla! Söyleyeni de getir karşıma! Düşmanlığın, kıskançlığın, alt oymanın bu kadarı fazla! Bir de gazetem bana iyi bir maaş ödüyor, niye böyle bir şeye ihtiyaç duyayım? Benim menajerim filan da yok, ben şarkıcı mıyım? Neresinden tutarsan tut elinde kalacak bir iftira. Benim alnım açık. Gizli saklı bir şeyim yok. Saklayamam da zaten. Her şeyi anlatırım ben. Evet, markalarla işbirliği yapılmıştır. Sadece bizde değil, tüm dünyada projeler geliştiriliyor. Üstelik sadece ben değil, pek çok yazar dahil olmuştur. Her şey kurumun bilgisi dahilinde gerçekleşmiştir ve Hürriyet’in işidir...



HAMİŞ: En acı bulduğum da, ben kazıkları en çok kendi meslektaşlarımdan yedim! Nasıl bitmez tükenmez bir kıskançlıktır bu! “İnsanlar neden gazete okumuyor eskisi kadar?” diyoruz, biz iyi haberler yapıp, yaratıcı işler yapıp genç nesle de okutacağımıza birbirimizi yiyoruz!



HAMİŞ 2: Ayrıca ‘Yarım Kalan Hayatlar’ kapsamında bu kadar insana destek olduk. Bu da bir marifet değil, gazetecinin görevi aynı zamanda gücünü sosyal fayda için kullanması. Yıllarca ben elimden geleni yaptım. Bana iftira atanlar, ahkâm kesenler benim yaptığım sosyal faydanın binde birini yapmış mı? Madem yeri geldi, bunu da yazıyorum: ‘Yarım Kalan Hayatlar’ kapsamında Doğan Ailesi de o kadar yardıma muhtaç insana destek oldu ki... Benim haber yaptığım, ihtiyacı olan, iki engelli çocuğu olan aileye ev aldılar, para ve kira yardımında bulundular. Ve asla bunların açıklanmasını istemediler. Ama utanmadan Aydın Doğan’ın bile adını karıştırdılar. Yok efendim ben açıktan para almışım da Aydın Bey, “Madem öyle yarısını bize versin” demiş! Rezillik bu..."



 


Sıradaki Haber İçin Sürükleyin