Altan kardeşler ve Nazlı Ilıcak hakim karşısında!

Mahkeme başkanından Nazlı Ilıcak'a uyarı...

Google Haberlere Abone ol
Altan kardeşler ve Nazlı Ilıcak hakim karşısında!

15 Temmuz'da düzenlenen hain darbe girişimi sonrası tutuklanan gazeteci-yazar Ahmet Altan, akademisyen kardeşi Mehmet Altan ve Nazlı Ilıcak'ın da aralarında bulunduğu 17 sanıklı davanın ikinci duruşması bugün görülüyor.



Ahmet Altan SEGBİS sistemi üzerinden katılacağı duruşma Nazlı Ilıcak savunmasıyla başladı.



Nazlı Ilıcak, “3 ay önce sizi suçsuzluğuma ikna edebildiğimi sanmıştım. Ama somut delil var diyerek tahliye etmediniz. Ancak bu somut delilleri sunmadınız. Benim darbeye teşebbüs ettiğimin somut delilleri ne olabilir diye üç aydır düşünüyorum. Benim darbeyi önceden bildiğimi, darbeye nasıl zemin hazırladığımı, niçin darbe yapmak isteyebileceğimi de kanıtlamak zorundasınız. Ben Bank Asya’dan krediyle villa mı aldım? Menfaat peşindekiler hapiste değil. Ben hiçbir zaman menfaat peşinde olmadım. Zekeriya Öz’le kartopu fotoğrafı, Bugün gazetesinden aldığım 15 aylık maaş darbeye teşebbüsün somut delili midir? Darbe suçlarında cebir, şiddet aranması lazım. Ben 11 tweetle bir kartopu fotoğrafıyla “darbenin aslî unsuru” olmuşum. Darbe suçlarında cebir, şiddet aranması lazım. Ben 11 tweetle bir kartopu fotoğrafıyla ‘darbenin aslî unsuru’ olmuşum. Menderes’in başına gelenlerle bugün biz gazetecilerin başına gelen aynı şey. Yassıada’yla mukayeseyi tarihten örnek alınsın diye yaptım. Biz gazeteciler suç teşkil etmeyen yazılarımızla yargılanamayız. Savcının “darbeyi çağrıştırıcı” dediği cümle hangisi? Somut cümle göstermiyor. Hep toptan konuşuyor. Darbeyi ne zaman övmüşüm ben? İddianamede bazı doğrular da var. Mesela Bülent Keneş’in, Kerim Balcı’nın, Emre Uslu’nun darbe çağrışımlı tweetleri… FETÖcüler…” Ben Ahmet Altan ve Mehmet Altan dışında birlikte yargılandığım kimseyi tanımıyorum. Ben niye öteki insanlarla birlikte yargılanıyorum? Ben önce terör örgütü üyeliğinden tutuklandım. Sonra bu örgütle alakam olmadığı ortaya kondu ama bu kez de darbecilik yamandı. Mahkeme başkanı savunmasını kısa tutması için Nazlı Ilıcak’ı “Esasa ilişkin savunmanızı şimdi yapmayın. Duruşma bir günlük” diyerek uyardı. Mahkeme başkanı savunmasını kısa tutması için Nazlı Ilıcak’ı “Esasa ilişkin savunmanızı şimdi yapmayın. Duruşma bir günlük” diyerek uyardı.



Bu uyarının ardından Ilıcak savunmasını şöyle sürdürdü: “Hıfzı Çubuklu cezaevine girmeden önce beni güvenilir ve AKP yanlısı bir gazeteci olarak aradı. Ben de onu savunan yazı yazdım” dedi. Mahkeme Başkanı Nazlı Ilıcak’tan savunmasını toparlamasını istedi ve “Bıraksak aksama kadar, yatsıya kadar, sabaha kadar konuşacağınızı biliyorum” dedi. Duruşmaya saat 14:00’e kadar ara verildi.



Ilıcak’ın avukatı da iddianameki delillerin hukukilikten çok uzak olduğunu savunarak müvekkilinin tahliyesini istedi.



Ilıcak’ın ardından Ahmet Altan savunma yaptı.



p24‘ün aktardığına göre Altan’ın savunmasından satırbaşları şöyle:



– Tanrı yalan söyleyemez. Yalan söylediğinde tanrılık vasfını kaybeder.



– Milyonlarca insanı bir araya getiren o dürüst güç, o güven kaynağı ise yargıçlardır. Yargıçsız millet, yargıçsız devlet olmaz. Yargıcı yargıç yapan onun neredeyse tanrısal bir dürüstlüğe sahip olmasıdır. Bir yargıç mahkemede yalan söylediğinde kendi yargıçlık vasfıyla birlikte, devleti de yok eder.



– Açık ve net söylüyorum. Tek bir kanıt gösterin, temyiz hakkımdan vazgeçeceğim. Ya kanıt göstereceksiniz ya yargıçlık vasfını kaybedeceksiniz, sizinle birlikte devlet devletlik vasfını yitirecek. Kendiniz ve devletiniz hakkında bir karar verme sorumluluğuyla karşı karşıyasınız. Sizden çok daha tecrübeli, yaşlı bir yazar olarak size tavsiyem kendinizi, mesleğinizi, devletinizi kurtarmanızdır.



Ilıcak ve Ahmet Altan’ın ardından Mehmet Altan savunma yaptı.



Altan’ın savunmasından satırbaşları şöyle:



– Savcılık tarafından Türk Ceza Kanunu’nda tanımlanmayan, yani suç olmayan bir ‘suçlamayla’ gözaltına alındım.



– Sekiz aylık tutukluluk sonunda gelen iddianame ‘varsayım’a dayalı tek cümlelik bir iddia üzerine bina edilmiş bir utanç belgesi.



– İddianamede ‘Bildikleri darbe girişimi’ deniyor. Darbeyi nasıl biliyoruz, bunun hiçbir kanıtı yok. İspatı yok.



– Yırtık, eski seyahatlerden kalan 1 dolara beyhude bir anlam yükleme çabası var. Ben örgüt üyesi olmadığıma göre, F serisi 1 doları neden, niçin, hangi maksatla saklayacağım?



– Hayatımda gayrimeşru hiçbir işin içinde bulunmadım. Kılım kıpırdamaz, ne kaçması?



– Benim gibi suçlanan birçok sanık tutuksuz olarak yargılanıyor. O hâlde, ortada keyfi bir tutum mu var?



– Mahkemelerin adil, yansız, bağımsız, objektif ve hukuktan yana olduklarına inanmak istiyorum.



Davanın diğer sanıkları şunlar: Ekrem Dumanlı, Emrullah Uslu, Tuncay Opçin, Bülent Keneş, Mehmet Kamış, Şükrü Tuğrul Özşengül, Fevzi Yazıcı, Abdülkerim Balcı, Şemseddin Efe, Osman Özsoy, Faruk Kardıç, Yakup Şimşek, Ali Çolak ve Tibet Murat Sanlıman.



 


Sıradaki Haber İçin Sürükleyin