AHMET HAKAN: TRAVESTİLERE, EŞCİNSELLERE KİMLER DÜŞMANLIK YAPAR

Sabah yazarı Ahmet Hakan Coşkun, bugünkü yazısında İletişim Yayınları´ndan çıkan "Hopçikiyaya" kitabını ve kitabın yazarını eleştiriyor...

Google Haberlere Abone ol
AHMET HAKAN: TRAVESTİLERE, EŞCİNSELLERE KİMLER DÜŞMANLIK YAPAR

Travestilere, eşcinsellere kimler düşmanlık yapar?



İletişim Yayınları "Hopçikiyaya" adını verdiği yeni bir dizi başlattı.



Dizinin ilk kitabının adı Peygamber Cinayetleri...



Romanda, peygamber adları taşıyan travestiler birer birer öldürülüyor ve 'dedektif travesti' bu cinayetlerin ardındaki giz perdesini aralıyor.



Çok kolay okunan, sürükleyici bir roman bu...



Ama kitabı okurken rahatsız oldum... Yanlış anlaşılmasın, rahatsızlığımın nedeni, kolay kabul edilmeyecek ve 'kafa konforu'mu sarsacak bir kitapla karşı karşıya kaldığım için değil... Tam tersine, yazarın alabildiğine klişe bir yaklaşım içinde olmasından rahatsız oldum.



Kitabın yazarı Mehmet Murat Somer'in bir önyargısı var. Zannediyor ki Türkiye'de eşcinsellere ya da travestilere yönelik düşmanlığın tek nedeni "din"dir.



Bu konuda o kadar ileri gidiyor ki, kitabıyla ilgili verdiği röportajlardan birinde "dindarlığın bağnazlık" olduğu görüşünü bile savunuyor.



Yani yazarımızda bir tür "din fobisi" var... Belki de bu yüzden kitapta "eşcinsellerin ya da travestilerin hunharca katledilmelerini savunan cani ruhlu sapıklar"ın tümü dini terminolojiyi kullanıyor. İçlerinden biri chat odasında kendisine "Cihat 2000" adını vermiş, daha ne olsun? (Romanın yazarı bu tipler için "ağır eşcinsel vaka" diyor. Yani hem travestilere, eşcinsellere karşı savaş açmış, hem de "ağır eşcinsel vaka"... Bu da ayrıca ele alınmaya değer ama neyse geçelim..)



Peki bu önyargı doğru mu? Türkiye'de eşcinsellere ya da travestilere karşı beslenen düşmanlığın kökeninde sadece din mi var?



Eğer bu yargı doğruysa, dinle ilişkisi alabildiğine mesafeli olduğu halde eşcinsel ya da travesti düşmanlığı yapanları nereye koyacağız?



Bana kalırsa sorunun kaynağında dini anlayış değil, Türkiye'deki "erkeklik" algısı yatıyor. Bu öyle bir algılama ki, farklı bir yaklaşım gördüğünde hem bundan hoşlanmıyor, hem de bunu kendi erkekliğine saldırı kabul ediyor.



Türk toplumunun her kesiminde bir "homofobi" var. Bu öyle geniş ve yaygın bir anlayış ki, sadece dindarlarla sınırlı tutulamaz.



Bu ülkenin stadyumlarında yanlış karar verdiği düşünülen hakemler aleyhinde atılan sloganları anımsayalım, bu bile olayın boyutunu ortaya koymaya yetmez mi?


Sıradaki Haber İçin Sürükleyin