SEVİLAY YÜKSELİR / SABAH
Sen kimmmm? Mehmet Aslantuğ kim?
Bugün Kürt Sorunu üzerinden filmler çekip, şarkılar söyleyip
ceplerine oluk oluk para indiren bazı adamların pısırıklıktan ve
cesaretsizlikten dolayı Ahmet Kaya'ya yapılan lince o gece nasıl
alkış tuttuklarını anlatmıştım.
Ve hatırlarsanız o yazımda özenle altını çizmiştim bir
noktanın.
"O gece, sırf 'Kürtçe bir şarkı söyleyeceğim. Şimdi bu şarkıma klip
çekecek bir babayiğit arıyorum' dediği için insanlık dışı muameleye
maruz kalan Ahmet Kaya'ya yapılan saldırılara karşı durabilen,
ortamı yatıştırmak için mücadele eden iki kişi vardı sadece. Biri
Savaş Ay. Diğeri Mehmet Aslantuğ"...
Tesadüf işte. Aslında ben bunları yazmıştım yazmasına ama
Aslantuğ'la tanışmıyordum bile.
Onunla ilk kez "Aşkın İkinci Yarısı" adlı yeni filminin özel
gösteriminde karşılaştım. Ve bin kat daha hayran kaldım.
Çünkü demokrat olduğu kadar mütevazı. Bir o kadar da samimi.
Aynı zamanda karısına karşı saygılı bir erkek, oğluna deli divane
olan bir baba!
İşte böyle bir adam, ne yazık ki yeni filmi üzerinden iğrenç bir
saldırıyla karşı karşıya.
Ahmet Hakan Bey filmini beğenmemiş.
Olabilir. Beğenmek zorunda değil ya!
Ama be kardeşim adamın yaptığı filmi eleştirirken onun kişiliğini
aşağılamak da neyin nesi?
Hakaret etmek niye?
Küçümsemek, horlamak ve hatta daha da ileri gidip parmak
sallamak!
Bari beyefendiliği ve örnek kişiliği ile yıllarca beyaz perdeye
emek vermiş böyle bir adama bunu yapma yahu!
Hiç değilse Ahmet Kaya'nın o linç gecesinde gösterdiği muhteşem
demokrat tavrının hatırına kaleminden akıttığın çiğliği durdur!
Bir kerecik olsun insaf et ve kendi kendine, "Birader bu adama
sataşıp, saldırıp gündeme gelme bu kez de!" diye telkinde
bulun!
Hiçbirini yapamıyor musun?
O zaman yıllar evvel şu eski mahallende bıraktığın ve ara sıra
yoklamak durumunda kaldığın kahrolası vicdanını çalıştır!
Vicdanını...
Lütfen..
***AHMET HAKAN'IN BUGÜNKÜ YAZISI***
Bir cila daha döküldü
HERKESİN “İyi bir insan”, “Efendi bir adam” ya da “Çok janti
biri” diye nitelendirdiği kişilerin cilasının bu denli kolay
dökülmesi beni çok üzüyor.
İşte bakın:
Hepimizin “İyi bir insan”, “Düzgün bir sanatçı” ve “Efendi bir
adam” olduğuna rahatlıkla tanıklık yapabileceğimiz Mehmet Aslantuğ,
çektiği filme yönelik biraz ağır sayılabilecek bir eleştiri
karşısında nasıl da efendiliğini bozuverdi.
Bana “Kuduz gibi yaşıyorsun...” dedi, diyebildi.
Hep söylerim, yine söyleyeceğim:
Bir insanın medeniliği, kibarlığı, nezaketi, jantiliği konusunda
karar vermeden önce mutlaka bir sınamadan geçmesini beklememiz
gerekiyor.
Ortada eleştiri yokken herkes kibardır. Bir eleştiri söz konusu
olduğunda da kibarlık korunabiliyor mu? Mühim olan budur.
Mesela Mehmet Aslantuğ, çizdiği imaja uygun bir şekilde, benim ağır
sayılabilecek eleştirime şık, zarif, nazik, haklılığını ortaya
koyan bir yanıt verseydi...
Böylece hem benim ağır yüklenişimi açığa düşürmüş olurdu, hem de
jantiliğine halel getirmemiş olurdu.
Bu durumda bana da mahcup olmak düşerdi.
Ama “Bir kuduz gibi yaşıyorsun” diyerek...
Tahammülsüzlüğünü gösterdi, yatak odası sesiyle yaptığı o bilmiş
konuşmaların ne denli yapay olduğunu ortaya koydu, o kadar da
efendi olmadığını gösterdi.
Kısacası bir cila daha döküldü.
MEDYATAVA HABERİ NASIL VERMİŞTİ