AHMET HAKAN CEP TELEFONUNA HANGİ DEVRİMCİNİN FOTOĞRAFLARINI DUVAR KAĞIDI YAPTI

İşte Taraf yazarı Rasim Ozan Kütahyalı'nın “Sol değerlere dair palavralar" başlıklı tartışma yaratacak yazısı ve bu sorunun cevabı.

Google Haberlere Abone ol
AHMET HAKAN CEP TELEFONUNA HANGİ DEVRİMCİNİN FOTOĞRAFLARINI DUVAR KAĞIDI YAPTI

Rasim Ozan Kütahyalı / TARAF



“Sol değerler”e dair palavralar...
 
 
      AKP’nin son dönemde özgürlükçü-demokratik yönde attığı kimi adımlarla birlikte “Bakın bir sağcı parti bile böyle yapıyor, oysa sol bir parti çok daha özgürlükçü olmalı, sol değerler bunu gerektirir” gibi söylemlere daha sık rastlar olduk... Zaten bu memlekette ikide bir “Sol, aslında şöyledir, aslında böyledir” gibi söylemleri duyarız... Ülkemizde sağcı olarak tanımlananlar da genelde bu koroya katılırlar... “Aslında gerçek solcu biziz” gibilerden konuşan çok sağcısı vardır bu ülkenin... İdris Küçükömer’in meşhur “Türkiye’de sağ soldur, sol da sağdır” cümlesi de kimi sağcılar tarafından kendini tatmin aracılığıyla tekrarlanıp durur... Bunlar bana çok yavan geliyor... Sağcı olarak bilinen dindarların “Aman valla sağcı değiliz esas solcu biziz” deyip duran zavallı halleri de, kendinden menkul her güzelliğin ve iyiliğin kaynağını “sol değerler”e bağlayan içi boş solcu psikolojisi de beni sıkıyor...


Öncelikle “Sol özü itibariyle özgürlükçüdür, demokrattır” gibi sözlerin başta sona palavra olduğunu bilmek gerekiyor... Özgürlükçü-demokrat bir zihniyet yapısı solun özünde yoktur. Ancak kimi solcular özgürlükçü-demokrat olurlar. Bu özgürlükçü-solcular da bu kimliklerini sosyalizmin özündeki özgürlük ve demokrasi karşıtı unsurlarla mücadele ederek oluşturabilmişlerdir... Tüm dünyada sol değerlerin çekirdeği her zaman sosyalizm olmuştur. Sosyalizmin tarihinin özgürlük ve demokrasi değerleriyle tamamen barışık olduğunu da ancak deliler iddia edebilir. Sosyalist devletlerin tarihine bakıldığında ise tam aksini söylemek mümkündür. Sosyalist rejimlerin olduğu her yerde haklar ve özgürlükler, hukukun üstünlüğü ve anayasal demokrasi gibi insanlık değerleri sistematik olarak çiğnenmiştir... Sosyalizmin “yüce değerleri” uğruna yasakların, baskıların, cinayetlerin ve zorbalıkların meşru görülmesinin örnekleriyle doludur sol tarihi... Hangi sol değerlerin özü itibariyle özgürlükçü-demokrat olduğundan bahsediliyor? Sol tarihinin büyük devrimci kahramanları sosyalizm ideali uğruna özgürlük ve demokrasi gibi burjuva oyunlarıyla da savaşmıştır! “Benim düşüncelerimi paylaşmayan biriyle arkadaş olmam” diyen, devrimi başardıktan sonra savcılık makamını işgal eden ve “Demokratik bir rejim kuralım” diyen eski silah arkadaşlarını Cabana Hapishanesinde “sosyalist devrim” adına kurşuna dizdirten Ernesto Guevara’yı “özgürlükçü-demokrat” diye anmak Guevara’ya da hakaret olur! Che devrimci bir cinayet makinesiydi... Ardından gelecek insanlara “özgürlük ve demokrasi” gibi değerleri miras bırakmadı... Cep telefonunun kapağında Guevara resmiyle gezen, Guevara’yı idol olarak görüp “İslam da aslında solcudur” gibi lafları pek seven Ahmet Hakan da idol aldığı kahramanının değerlerine aman ihanet etmesin! Şükür ki Türkiye Müslümanları bu üçüncü dünyalılık kompleksini yansıtan “Sol-İslamcılık” tipi zırvalara hiç itibar etmedi.Böyle çabalar marjinal kaldı...


Toparlarsak “Liberalizm özü itibariyle sosyal adalet ve eşitlikten yanadır” gibi laflar ne kadar anlamlıysa “Sol özü itibariyle özgürlükçü ve demokrattır” gibi laflar da o kadar anlamlıdır... Liberal ekol içinde sosyal adalet fikrini anadamar liberal doktrinle uyumlulaştırmaya çalışan filozoflar olmuştur. Onlara da bu sebeple sosyal-liberal denir... “Sol, özü itibariyle sosyal eşitlikçidir, ortak mülkiyetçidir” derseniz anlamlıdır... Solun tarihinde bu değerler için mücadele vardır. Bu değerler uğruna mücadele ederken özgürlüğü ve demokrasiyi hiçe sayma vardır. Ama öte yandan özgürlükçü-demokrat bir dünya görüşüyle sol değerleri meczetmeye çalışan filozoflar da vardır... Böyle bir özgürlükçü-sol perspektifi benimseyen biri de her şeyden önce sosyalizmin Guevara tipi gaddar ve despot yüzüyle hesaplaşmak zorundadır. O mirasa meydan okumak zorundadır... Bunu ilk önce kendini solda tanımlayanlar yapmak zorundadır. Fakat Batı solunun özgürlükçü kanadında bile bu durum sürekli geçiştirilir. Bir sol parti gerçekten çok özgürlükçü bir şeyi savunur ve takdir edersiniz ama öte yandan lafın bir yerinde Guevara’ya, Castro’ya şimdilerde de Chavez’e selam çakar... Her türlü yüceliğin kaynağı olarak sunulan “Sol değerler” nedense Castro ve Chavez gibi katil diktatörlerin rejiminde ezilen insanların yanında olmak yerine susmayı tercih eder... Böyle bir ikiyüzlülük Batılı sol mahfillerde de hâlâ mevcut... En özgürlükçü-sol geleneğin olduğu Britanya’nın en etkili sol dergisi New Left Review’da de bu gayrıahlaki ikiyüzlülüğün örneği yüzlerce makale bulmak mümkündür... Batı’da dahi durum buyken bizim mutant Türk soluna girmiyorum bile...




 

Sıradaki Haber İçin Sürükleyin